Almanya'da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı son yıllarda geniş bir zemine taşınıyor. 2015’de Başbakan Angela Merkel’in bir milyon mülteciye sınırları açması sonrasında yeni bir boyut kazanan ve toplumu ikiye bölen yabancı düşmanlığının siyasal yansıması, Berlin’de politik gündemi belirleyen parti haline dönüşen Almanya için Alternatif (AfD).
Şiddet yanlışı aşırı sağcı ve Neo-Nazi grupların düzenledikleri gösterilerin sayısı her geçen gün ürkütücü bir düzeye yükselirken, Berlin merkezli TAZ gazetesinin yayınladığı bir haber, ırkçı Nazi örgütlenmenin devleti ve demokrasiyi tehdit eden bir boyut kazandığını ortaya koyuyor.
Gazetenin Federal Savunma Bakanlığı ve Askeri İstihbarat Servisi kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Alman ordusu içinde örgütlü bir aşırı sağcı ağı yöneten, suikast ve terör yoluyla idareyi ele geçirmeyi planlayan bir Nazi örgütlenmesi son anda çökertildi.
''Hannibal'ın Gölge Ordusu'' adı verilen gruba karşı yürütülen gizli operasyonda, tamamı askerlerden oluşan ve aralarında bir albayın da bulunduğu teşkilatın, ''X Günü'' adını verdikleri bilinmeyen bir tarihte, Almanya’daki siyasetçilere yönelik suikastlar yaparak, iç savaş çıkartmayı, ardından da darbe planladığı iddia edildi.
TAZ, komplonun, Alman ordusunda 2017 yılında patlayan üsteğmen Franco A. skandalını soruşturan istihbarat birimlerinin araştırmasında ortaya çıktığını yazdı. O dönemde, aşırı sağcı 28 yaşındaki üsteğmen Franco A. adlı askerin ortalığı karıştırmak için Suriyeli sığınmacı kimliğinde terör eylemleri planladığı saptanmış, daha sonra ''kanıt yetersizliğinden'' serbest bırakılması hukuk skandalı olarak tanımlanmıştı.
Bakanlık ve ordu sessiz
Taz’ın ulaştığı bulgulara göre, federal ordunun ''Kommando Spezialkräfte'' adlı özel kuvvetler biriminden yaklaşık 200 askerin üye olduğu ve kripto chat’ler üzerinden iletişim kuran darbeci grup, eski Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Federal Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth ve Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı Dietmar Bartsch’ın da aralarında bulunduğu bir dizi siyasetçiyi, ayrıca Müslüman ve Yahudi toplum liderlerini aynı gün aynı yerde toplayarak infaz etmeyi planladı. Neo-Nazi hücrenin silah, cephanelik, gıda, lojistik malzeme ve yakıt depoladığı da saptandı. Haberde, grubun lideri olarak tanımlanan Andre S. adlı albayın, soruşturma dosyalarını imha etmeye çalışırken yakalanarak, tutuklandığı da belirtildi.
Federal ordu ve Federal Savunma Bakanlığı’ndan konuyla ilgili şu ana kadar üst düzey açıklama yapılmaması dikkat çekerken, ordu içinde bu tarz bir yapılanmanın yuvalanması ve gizli kalması bile ürkütücü bir durum olarak yorumlandı.
Federal Savunma Bakanı von der Leyen, Franco A. olayının patlak vermesi sonrasında, orduda temizliğe gidileceğini ve bu kapsamda Hitler döneminde generallerin isimlerini taşıyan kışlalara yeni isimler verileceğini duyurmuştu. O dönemin Alman Genelkurmay Başkanı Vieper, ordu içindeki aşırıcı yapılara dair daha önce yapılan ihbar ve şikayetlerin görmezden gelindiğini itiraf etmişti.
Nazi sempatizanı sorunu yeni değil
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından 1955 yılında kurulan Alman ordusundaki Neo-Nazi sempatizanı asker sorunu yeni değil. Son 10 yılda ordu içinde en az 199 askerin aşırı sağ eğilimlere sahip olduğunun tespit edildiği, bu
kişilerin büyük çoğunluğunun ihraç edilirken, geriye kalanların ihraç sürecinin sürdüğü biliniyor.