Almanya’da koalisyon hükümetinin Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) kanadında, Başbakan Angela Merkel ile İçişleri Bakanı Horst Seehofer arasında sığınmacı politikası yüzünden patlak veren derin anlaşmazlık aşılamıyor.
Seehofer’in sığınmacılar konusunda kendi planına destek için Merkel’e bir haftalık ültimatom vermesi ve anlaşma sağlanmaması durumunda tek başına hareket edeceğini açıklamasından sonra, gözler Merkel’e çevrildi.
Your browser doesn’t support HTML5
Merkel, sözcüsü Steffen Seibert üzerinden yaptığı açıklamada, sığınmacıların sınırdan geri çevrilmelerini doğru bulmadığını ve bu konunun diğer Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle çözülmesi gerektiğini, konuyla ilgili planı yaşama geçirmeye çabaladığını duyurdu.
Dün Merkel’e yakın kaynaklar, başbakanın, Seehofer’den ay sonunda yapılacak AB Zirvesi’ne kadar vakit istediğini, aksi takdirde ‘mecliste güvenoyu tazelemeye gideceğini’ aktarmıştı.
Seehofer, Avrupa'ya herhangi bir AB ülkesinden giren sığınmacıların Almanya'ya sokulmamasını istiyor.
Berlin’de yapılan yorumlarda, Merkel ve koalisyon hükümetinin önünde üç senaryo bulunduğu belirtiliyor ve bu üç senaryo da hükümet krizinin kaçınılmaz olduğu gösteriyor.
Bunlardan biri Merkel’in, kendisine ters düştüğü için Horst Seehofer'i görevden alması ihtimali. Ancak bu hamle kardeş Hristiyan Birlik partilerinin, aynı zamanda koalisyon hükümetinin de sonu anlamına gelecek bir adım olarak tanımlanıyor.
İkinci alternatif ise Merkel’in dillendirdiği iddia edilen parlamentodan güvenoyu istemesi. Mülteci sorununa Avrupa Birliği ülkeleriyle ortak bir çözüm bulmak isteyen Merkel’in partisinin desteğini bulamayabileceği, CDU’lu milletvekillerinin liderlerinin arkasında olmadığı ve karşı oy kullanabileceği iddia ediliyor.
Berlin’de konuşulan bir diğer ihtimal ise, Seehofer’in Merkel’in 28 Haziran’da yapılacak AB Zirvesi’ne kadar istediği süreye evet demesi. Ancak Merkel’in zirvede destek bulma ihtimali de çok az olarak tanımlanıyor.
Merkel'in ihtilafı sonlandırmak için sığınmacılardan en fazla etkilenen İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerle AB kapsamında anlaşmalar imzalanabileceği yönünde bir önerisi olacağı, ancak sağ popülist hükümetlerin görevde olduğu İtalya, Avusturya ve Macaristan gibi AB ülkelerinin bu öneriyi daha şimdiden reddettiği öğrenilmişti.
Merkel ve Seehofer arasında sığınmacı ve iltica konularının çözümüne yönelik görüş ayrılığı koalisyonun diğer ortağı SPD tarafından da yakından takip ediliyor. SPD’li siyasetçi Ahmet İyidirli, Seehofer’in, sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisine oy kaptırma endişesiyle hareket ettiğini ve bu uğurda koalisyonun bozulmasını göze aldığını savunuyor.
Bavyera'da eyalet seçimleri önümüzdeki Ekim ayında yapılacak. Anketler, Seehofer’in partisi CSU’nun tarihinde ilk kez tek başına iktidar olamayacağını gösteriyor. Araştırmalara göre Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), oyların yüzde 41’ini alacak. Seçimlerde İslam karşıtı AfD yüzde 14 ile ikinci parti, sosyal demokrat SPD ve Yeşiller partisi yüzde 12 ile üçüncü ve dördüncü parti olacak.