Kanal İstanbul, son bir haftada Türkiye’nin en önemli gündem maddesi haline geldi. Projeye itiraz dilekçelerini iletmek isteyen İstanbullular üçüncü günde de uzun kuyruklar oluşturdu. Aralarında İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de vardı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akşener, "Suriyeliler ve Kanal İstanbul meselesi hangi tarihte yapılırsa yapılsın seçimi kaybettirecek" dedi.
‘Projenin mimarı’ olarak görülen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise hemen her gün Kanal İstanbul’la ilgili bir açıklama yaparak ‘çılgın proje’ konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma günü Gebze’de yerli otomobil tanıtım toplantısına katıldıktan sonra Kocaeli’nin Hereke ilçesinde halka hitap etti. Kanal İstanbul’u savunan Erdoğan, CHP’nin Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaket olduğunu söyledi.
Erdoğan: “İsteseler de istemeseler de Kanal İstanbul’u yapacağız”
Erdoğan, “Türkiye'de takoz siyasetinin kurumsallaştığı tek bir yer vardır. Üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle ‘CHP, bu ülkenin başına gelmiş en büyük felakettir.’ Yasakları kaldırmak istersiniz, karşınızda bunları bulursunuz. Türk otomobili projemizi kötülemek için seferberlik ilan ettiler. Biz bunlara rağmen o köprüleri yaptık. Bugün de aynısını Kanal İstanbul projemize yapıyorlar. İsteseler de istemeseler de Kanal İstanbul'u yapacağız” dedi.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi yalnız Cumhuriyet Halk Partisi değil, Halkların Demokratik Partisi, İyi Parti ile birlikte üç yıl öncesine birlikte siyaset yaptığı geçtiğimiz günlerde Gelecek Partisi’ni kuran eski başbakan Ahmet Davutoğlu da Kanal İstanbul projesine karşı.
İstanbullular projeye itiraz ediyor
Binlerce İstanbullu da projeye itirazında kararlı görünüyor. İstanbullular, Cuma günü de İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün Ataşehir ve Beşiktaş’taki hizmet binalarının önünde sabah erken saatlerden itibaren uzun kuyruklar oluştu.
Hasta olduğu halde saatlerce kuyrukta beklemekten vazgeçmediğini söyleyen Hatice Sarı, “Bu kanalı yaptırmayacağız, bu kadar net. Ben 55 yaşındayım, hastayım, nefes almakta zorlanıyorum ama buradayım. Çünkü bu kanalı yaptırmayacağız. ‘Ben yaptım oldu’ dedirtmeyeceğiz. Beni whatsapp üzerinden takip etsinler, şehirlerarası gruplar kuruyorum, organize ediyorum. Bu millet olduğu sürece Mustafa Kemal’in ülkesine bu kanalı yaptırmayacağız” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5
“Para varsa kanal yapacaklarına fabrika kursunlar”
Eşinin karşı çıkmasına rağmen VOA Türkçe’ye demeç veren Ali Demir ise “Hayır demek için buradayım. Kanal İstanbul’a hayır. Eğer ellerinde paraları varsa fakir fukaraya versinler birkaç tane fabrika kursunlar. Millet sefalet içinde” derken, yeni açıklanan asgari ücretin bir ailenin ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunun altını çizdi.
Arkadaşlarıyla birlikte geldiğini söyleyen Nergis Çorakçı ise, itiraz dilekçesini vermenin bir yurttaşlık görevi olduğunu savundu. Çorakçı, “İçeride üç kişi çalışıyor. Saatlerdir bekliyoruz. Eğer bugün veremezsem pazartesi sabahı ezanla birlikte kuyruğa geleceğim. Karda olsa burada olacağım. Bireysel sorumluluğum bu benim. Sanki Ortaçağ’da yaşıyoruz gibi. Ancak akıl durmuşsa bu kadar inat edilebilir. Uluslararası bir rant olduğu da hissediliyor. Pis kokular geliyor.” ifadelerini kullandı.
Your browser doesn’t support HTML5
Akşener: “Kanal İstanbul seçimi kaybettirecek”
İtiraz dilekçelerini iletmek üzere Beşiktaş’taki Çevre Müdürlüğü’ne gelenler arasında siyasetçiler de vardı. Onlardan biri olan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbulluların demokrasi dersi verdiğini savundu.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akşener, “Sayın Erdoğan’ın, saray sınırları içerisinden çıkabileceğini düşünüyorum. Saray, yeni bir bürokrasi dayatır, halktan koparsınız. Seçmenle iletişimi bilinen bir siyasetçinin böyle inatlaşması hayra alamet değildir. Suriyeliler ve Kanal İstanbul meselesi hangi tarihte yapılırsa yapsın seçimi kaybettirecek. O yüzden sağduyulu davranılması lazım. Zaten İstanbullular bu haksızlığa, kendi fikrinin alınmamasına bir itiraz koyuyor. Modern demokrasilerde bile böyle bir ciddiyet içinde az yapılabilir bir şeydir. Demokrasiyi bilmeyenlere demokrasi öğretiyor İstanbullu.” dedi.
Meral Akşener, “Sekiz yıl sonra birden bire bu proje nereden çıktı? Ekonominin kötü olduğu bir dönemde 20 milyar dolar harcanacak deniyor. Belki daha fazla. Neden?” diye sordu.
Kaftancıoğlu: “Bu cinayeti işletmeyeceğiz”
CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da 16 milyon İstanbullu ile birlikte kenti koruyacaklarını söyledi.
Kaftancıoğlu, “Ellerinden geleni yapsınlar. İstanbullular bu yağmurda çamurda gelip buralarda hakkını arıyorlarsa hiçbir şey olmaz. Bu cinayeti işletmeyeceğiz. Şu duygu oldukça bu ülkenin sırtı yere gelmez. Kentimiz için, kendimiz için, geleceğimiz için. Biz dilekçelerimizi vereceğiz. Başka şekillerde de hukuki haklarımızı sonuna kadar arayacağız. Burada bir seçim varsa bu siyasi bir seçim değil, kentine sahip çıkanlarla kentine ihanet edenlerin mücadelesidir. İşçiye sembolik bir yüz küsur lira artış yapıp da siz milyarlarca lirayı Kanal İstanbul’a aktarıyorsanız eğer kimin için mücadele ettiğiniz aşikardır” diye konuştu.
Kubilay: “Ülkenin kaynaklarını yabancı sermayeye peşkeş çekecek projeye karşıyız”
HDP Parti Sözcüsü Günay Kubilay ise Kanal İstanbul projesinin ekonomik felaket olduğu kadar ekolojik bir felaket olduğunu dile getirdi
Kubilay, “Erdoğan her konuştuğunda, ‘Boğaz’da kaza olabilir’ diyor. Hatırlarsınız, Hakan Fidan çıkıp ‘Suriye’den bir füze atarız, savaş çıkartırız’ demişti. Eğer Boğaz’da bir kaza olursa bilin ki bu kaza muhalefeti bastırmak ve İstanbulluları ‘ikna’ için planlanmış bir oyundur.” dedi.
HDP Parti Sözcüsü Kubilay, “Kanal İstanbul, toplum için ekonomik bir felaket olduğu kadar ekolojik bir felakettir de. Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alacak ve ekolojik bir felakete yol açacak bu çılgınlığa asla izin vermemeliyiz. ‘Boğaz’ın güvenliği, jeopolitik konum, her an kaza olabilir’ yalanları altında İstanbul’u Katar’a satanlara karşı çıkmalıyız. Ülkenin varlıklarını ve kaynaklarını yabancı sermayeye peşkeş çekecek, İstanbul’u iklim krizine sokacak, canlı yaşamını tehlikeye atacak bu projeye yüksek sesle karşı çıkmalıyız ve derhal harekete geçmeliyiz” şeklinde konuştu.
Kuru yük gemisi İstanbul Boğazı’nda karaya oturdu
Kanal İstanbul projesi kapsamında Boğaz güvenliği konusunun tartışıldığı dönemde, Cuma günü İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan bir kuru yük gemisi Aşiyan Feneri’nin önünde karaya oturdu.
İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, “Kaza nedeniyle gemi mürettebatı veya kaza mahallinde herhangi bir yaralanma veya can kaybı yoktur. Herhangi bir deniz ve çevre kirliliği söz konu değildir, Boğaz geçişi askıya alınmıştır” denildi.