Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönem olan 12 Mayıs 2010’da Moskova’da dönemin Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’le imzalamış olduğu nükleer santral anlaşmasının üzerinden neredeyse sekiz yıl geçtikten sonra önümüzdeki hafta, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin temeli atılacak.
Temel atma töreninin Rusya lideri Vladimir Putin’le Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılacağını Başbakan Binali Yıldırım, Salı günü partisinin TBMM grup toplantısında açıkladı.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin de yer alacağı Üçlü Zirve için 4 Nisan’da Ankara’da olacak Putin’in programı netlik kazanmış değil.
Bu nedenle temel atma töreninin 3 Nisan’da mı yoksa 5 Nisan’da mı yapılacağı konusu halen belirsizliğini koruyor. Görünen o ki tek belirsizlik, temel atma törenin tarihi değil.
TURAM Başkanı: "Temel atılırsa bu Putin’in Erdoğan’a siyasi desteği olarak algılanmalı"
Başbakan Yıldırım’ın yaptığı açıklamaya dek temel atma törenini mümkün görmeyen Türkiye-Rusya Araştırmaları Merkezi Kurucu Başkanı Aydın Sezer, süregiden pürüzlerin hala bu temel atma törenine engel çıkartabileceğini düşünüyor.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Sezer, “Eğer bu temel atma töreni yapılırsa Putin’in nezdinde Erdoğan’ın ne kadar hatırlı olduğunu gösterir. Çünkü hala Türk tarafında finansman konusu net değil. Ve bu bir siyasi destek olarak algılanmalı. Çünkü 2016 2017 yıllarında Cengiz-Kalyon-Kolin konsorsiyumuna hisse devri nihai sözleşmesi yapılması bekleniyordu. Ama konsorsiyuma yüzde 49 hisse devri olmadı. Denetleme yapılırken iki Türk firmasının konsorsiyumdam çekileceği, kamu şirketi EÜAŞ’ın ortak olduğu bilgisine ulaştım. Hatta Rus gazetesi RBC bu konuyu benim ağzımdan yazdı. Bunun üzerine konsorsiyumdaki şirketlerden birinin patronu bunu doğruladı” dedi.
Akkuyu’da Türk ortağın kim ya da kimler olacağı hala belirsiz
Sezer’in kast ettiği işadamı, 2017 yılı haziran ayında %49’luk hisse devri için protokol imzalayan üçlü konsorsiyumun üyelerinden Kolin İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Celal Koloğlu’ydu.
Koloğlu, Rus RBC gazetesinde çıkan haber üzerine 6 Şubat’ta Hürriyet gazetesine belirsizlik nedeniyle hisse devrinin gerçekleşmediğini söyledi.
Aysel Alp’in sorularını yanıtlayan Koloğlu, “Almak da istemedik. Çünkü çok fazla belirsizlik var. Genel olarak birtakım sıkıntılar var. Biz belirsiz bir şeyin içinde yer almak istemeyiz. Bu hızla projenin 2023'e yetişmesi zor görünüyor. Rus tarafından belirsizlik giderilmeden biz hisse devri istemedik. Ortaklık Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Başkanı Putin görüşmesinden sonra netlik kazanacak” dedi.
Akkuyu’nun Türk ortağı EÜAŞ mı olacak?
4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak santralin 20 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyordu. Bugün bu maliyetin 22 milyar dolara yükseldiği belirtiliyor. Peki Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ), bu maliyeti sırtlayabilir mi?
Aydın Sezer, “EÜAŞ, Sinop’ta yapılması planlanan nükleer santrala ortak almak için konumlandırıldı. Bu iki yükün altından kalkabilmesi kolay değil. Şu anda elimizde %49’a değil %5’e talip olacak bilgi var elimizde. Zaten Rosatom da dün %49 pay satışının 2019’a ertelendiğini açıkladı. 2018’in ilk çeyreğindeyiz ortada ne TAEK’in verdiği lisans var ne de finansa konusunda bir netlik.”
ÇED raporunun iptali için açılan dava temyizde
Türkiye’de nükleer karşıtı mücadelenin geçmişi 1976 yılına dayanıyor. O yıl Mersin Balıkçılar Kooperatifi’nin Akkuyu’da başlattığı siyasi ve hukuki mücadele birçok kurumun katılımıyla devam ediyor.
Aralarında Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipler Birliği, TMMOB’un da bulunduğu birçok kurum, Akkuyu Nükleer Santrali’nin durdurulması adına ÇED raporunun iptali Mersin’de dava açtı.
Ancak yerel mahkeme dosyayı Danıştay’a gönderdi.
Avukat Küçük: "Hukuki değil siyasi süreç işliyor"
Dosyayı inceleyen Danıştay’ın 14. Dairesi davanın reddine karar verdi. Davayı takip eden Avukat Sevim Küçük, temyize gittiklerini söyledi.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Avukat Küçük, Akkuyu Nükleer Güç Santrali için ÇED iptal davalarını Mersin’de açtık. Mersin İdare Mahkemesi, yetkisizlik vererek dosyayı Danıştay’a gönderdi. İki hafta önce bütün davaların reddinde göre karar verdi. Temyiz başvurumuzu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu inceleyecek. Çok hızlı davranıyorlar. Hukuki değil siyasi süreç işliyor” dedi.
CHP’li Atıcı: "Ekonomik cendereye sokularak üst mahkemeye itiraz etmemiz engellenmek isteniyor"
Akdeniz Belediyesi, Mersin Ekoloji Kolektifi gibi CHP Mersin milletvekili Aytuğ Atıcı da Danıştay’da dava açtı. Ret kararının kendisine ulaştığını söyleyen Atıcı, nükleer karşıtlarının maddi yönden köşeye sıkıştırılmak istendiğini söyledi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Atıcı, “Ret cevabının hemen arkasından para talepleri geldi. Keşif bedeli için herkesten 3 bin lira, ayrıca 3 bin lira avukat bedeli talep ediliyor. Bizi ekonomik cendereye sokarak yıldırmak ve üst mahkemeye gitmememiz engellenmek isteniyor. Dava devam ederken Putin’in temel atma törenine davet edilmesi ne anlama geliyor? ‘Yargı ne karar verirse verse biz kendi kararımızı uygulamayacağız’ ya da ‘biz yargıyı bağladık işimize devam edelim’ anlamından başka bir şey çıkıyor mu?” dedi.
Atıcı: "O santrali engelleyeceğiz hükümet halkın 25 milyar dolarını çarçur etmesin"
Türkiye’de hukuki süreç bitse bile uluslararası arenada hak arayışının süreceğini belirten Atıcı, santralin asla faaliyete geçmeyeceğini iddia ediyor:
“Biz davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Danıştay’dan sonuç alamazsam Anayasa Mahkemesi’ne gideceğim. O da olmazsa AİHM’e götüreceğim. Temsil ettiğim insanların yaşam hakkı etkileniyor. Çocuklarımın yaşam hakkını tehdit ediyor.
Dünya daha önce bunu yaşadı. Avusturya hükümeti nükleer santral yapmak için girişimde bulundu. Santral inşaatı bitti ama halkı ayağa kalktı. Referandum yapıldı. Halkın büyük çoğunluğu istemediği için bütün yatırım boşa gitti. Hükümet halkın 25 milyar dolarını çarçur etmesin çünkü ne yapıp engelleyeceğiz.”