Afganistan'daki yüzlerce kadın, kadınların iş ve eğitime erişimi yeniden sağlanana kadar Birleşmiş Milletler'in (BM) Taleban hükümetini tanımaması gerektiği görüşünde.
BM tarafından Temmuz ayında yapılan ankete katılan 592 Afgan kadının yaklaşık yüzde 46'sı bu küresel kurumun Taleban'ı "hiçbir koşulda" Afganistan hükümeti olarak tanımaması gerektiğini söyledi.
Ankete katılanların yarısı, Taleban hükümetinin tanınmasının, eğitim ve çalışma hakları da dahil kadın haklarındaki somut iyileştirmelere bağlı olması gerektiğini söyledi.
Taleban, 2021'de iktidara geldiğinden bu yana kızlara yönelik orta öğrenim okullarını ve üniversiteleri kapatarak sayısız genç kadını eğitimden mahrum bıraktı ve kadın istihdamına kapsamlı kısıtlamalar getirdi.
İslamcı rejimin ayrıca kadınların spor ve eğlence mekanlarına erişim gibi sosyal haklarına da sayısız başka kısıtlamalar getirmesi, BM'nin bu konuda harekete geçmesine ve insan hakları örgütlerinin Afganistan'ı "cinsiyet ayrımcılığı" altındaki bir ülke olarak adlandırmasına neden oldu.
BM Afganistan Yardım Misyonu’nun (UNAMA) yayınladığı raporda, "Ankete katılanlar, tanınmanın yalnızca fiili yetkilileri kadınlara ve kız çocuklarına karşı politika ve uygulamalarında daha katı olmaya devam etmeye teşvik edeceği yönündeki endişelerini dile getirdiler" ifadesi kullanıldı.
Taleban'ın uluslararası tanınma çağrıları, yankılanan değişim çağrılarıyla karşılandı. Pek çok ülke, rejimin kadın düşmanı politikalarından vazgeçmesini, kapsayıcı bir hükümet kurmasını ve insan haklarına saygı göstermesini talep etti.
Ancak Taleban yetkilileri, "İslam Emirliği"nin kapsayıcı olduğunu ve İslami şeriat hukuku çerçevesinde de olsa insan haklarına saygı duyduğunu iddia ediyor.
ABD Afganistan Özel Temsilcisi Thomas West geçen hafta, "Normalleşmeye yönelik adımların mümkün olmayacağını düşünüyorum. Taleban'ın halka karşı muamelesinde önemli bir değişiklik görmediğimiz sürece, uluslararası toplum arasındaki fevkalade birliğin devam edeceğini düşünüyorum" dedi.
Nobel Barış ödülü sahibi Malala Yusufzai'nin annesi Toor Pekai, hafta başında VOA Afganistan servisine verdiği bir röportajda, "Afgan kızlarının eğitim hakları ve kadınların çalışma hakları geri getirilene kadar vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Durum giderek kötüleşiyor
Anket ayrıca Taleban yönetimi altında kadınların sağlığı, geliri ve sosyal nüfuzunda dikkate değer gerilemeler olduğunu ortaya çıkardı.
UNAMA'nın raporunda, "Görüşülen kadınlar sıklıkla hayatlarını karanlıkta yaşayan, bir gelecek umudu olmadan eve hapsedilmiş mahkumların hayatı olarak tanımlıyor" ifadesine yer veriliyor.
Ankete katılan kadınların yüzde 80'i, gelir getirici faaliyetlerde bulunma becerilerinde bir düşüş olduğunu bildirdi.
Temmuz ayında Taleban Afganistan'da kadınlara yönelik güzellik salonlarını yasaklayarak yaklaşık 4 bin kadını gelirinden mahrum etti.
Bu gelir kaybı, kadınların sosyal ve ailevi rolleri üzerinde derin bir etki yarattı ve hane içindeki karar alma süreçlerindeki etkilerini azalttı.
BM raporu, kadınların yüzde 69’unun kaygı, izolasyon ve depresyon duygularının önemli ölçüde arttığını ortaya koydu.
Afgan kadınlarının durumu, ülkede derinleşen insani kriz ve insani yardım fonlarındaki keskin azalma nedeniyle daha da kötüleşiyor.
BM’nin 2023 için 3 milyar 227 milyon dolarlık finansman çağrısından 19 Eylül itibarıyla yüzde 28'inden azı karşılık buldu.
Bu eksiklik, yardım kuruluşlarını temel gıda yardımını ve sağlık hizmetlerini kesmeye zorlarken, aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu milyonlarca savunmasız Afgan'ı olumsuz etkiledi.