ABD’nin Venezuela Politikası Hakkında Türkler Ne Düşünüyor? 

Your browser doesn’t support HTML5

Venezuela’daki iktidar mücadelesinde Nicolas Maduro’nun yerine ABD’nin muhalefet lideri Juan Guaido’yu desteklemesine Türk halkından farklı yorumlar geliyor. Çoğunlukla ülkenin iç işlerine karışılmasına sıcak bakmıyor ve yaşananları Venezuela halkının aleyhine buluyor.

Latin Amerika’da kuzeyinde 32 milyonluk nüfusa sahip Venezuela, uzun süredir yaşadığı ekonomik sıkıntıların ardından şimdi iktidar, meşruiyet ve seçim tartışmaları eksenindeki sokak gösterileriyle sarsılıyor. Muhalefet kontrolündeki Ulusal Meclis Başkanı Guaido’nun kendisini 23 Ocak’ta “geçici devlet başkanı” ilan etmesiyle birlikte ülkedeki gerilim tırmandı.

ABD, Guaido’nun başkanlığını ilan etmesi ardından ilk tanıyan ülke oldu ve Maduro’nun iktidardan acilen çekilmesi çağrıları yanı sıra Venezuela’ya askeri müdahalede bulunabileceği yönünde sinyaller de verdi. Türkiye ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Maduro’nun kurduğu ikili ilişkiler çerçevesinde Venezuela’daki gelişmeleri “iç politika” olarak yorumlayarak karışılmasına ve herhangi bir şekilde diğer ülkelerce müdahale edilmesine tepki gösterdi. Çin, Rusya gibi ülkelerle birlikte Türkiye’nin de Maduro’yu desteklemesine karşın ABD’nin başı çektiği pek çok batılı ülke Guaido’nun tarafında.

Venezuela’daki son duruma ilişkin VOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı vatandaşlardan çoğunluğu ABD’nin sert tutumuna tepkili. Vatandaşlardan çoğunluğu Guaido’nun ABD’nin her dediğini yaptığı düşüncesiyle Maduro’ya destek verirken; Türkiye’nin takındığı politikayı da doğru buluyor. Bazıları ise Maduro’nun “diktatör” olduğunu belirterek muhalefete hak vermekle birlikte Venezuela’da halkın ikiye bölünmesinden rahatsızlık duyuyor. Türkiye’de son yıllarda yükselen Amerikan karşıtlığı da Venezuela konusunda halkın tavrını etkiliyor.

Harita Mühendisi İsmail Hakkı Durmuş, ABD’nin Venuzela’da darbe girişiminde bulunduğu düşüncesinde. Durmuş, “Maduro’nun Amerika’ya biat etmemesinden kaynaklanan bir iç karışıklıkla ABD’nin Maduro’yu devirip yerine kendi güdümünde bir yönetim kurma gayretleri olduğunu zannediyorum. Diktatörün tarifi olsa Trump’tan başlanır, diktatör kendisi. Maduro, diktatör mü değil mi ancak Venezuela halkı karar verebilir. Trump’ı ilgilendirmez. Her ülkede içeriden hainler çıkar, bence muhalefet lideri o ülke için hain. Kendi menfaati için ülkesini Amerika’ya satmaya hazırlanan biri. Türkiye her zaman mazlumların yanındadır. İdeolojik olarak Türkiye’nin karşısında olsa dahi her zaman Türkiye mağdurların yanındadır. Filistin’de de böyledir Suriye’de de böyledir Myanmar’da da böyledir, ezenin yanında olmak Türkiye’nin yeri değildir” dedi.

Emekli sınıf öğretmeni Hasan Göktürk de, Venezuela’nın içişlerine karışıldığı ve Maduro’nun buna karşı çıktığı görüşünde. Göktürk, “Ben bunu gayet haklı görüyorum. Her ülkenin kendine göre yönetim şekli kanunları vardır. Acaba Venezuela lideri ya da başka bir lider ABD’nin içişlerine karışmaya kalkışırsa acaba Trump bunu nasıl karşılar. Eğer gerçekten bir demokrasi varsa ortada halkın seçtiği liderdir yoksa birilerinin yönlendirmesiyle liderlik de olmaz ülke yönetimi de olmaz. Türkiye, halk kimi seçtiyse onu desteklemelidir” ifadesini kullandı.

Emekli öğretmen Haluk Solak da, “Maduro’nun Amerikan emperyalizmine karşı verdiği mücadeleyi alkışlıyoruz. Seçilmiş bir başkanı indirilemeyeceğini Amerikan halkı da görecek Amerika da. Esas diktatör kendisi silahlarıyla da gelse Venezuela halkının direncini kıramayacaklardır. Maduro’nun da dediği gibi Vietnam cehennemine çevireceğine eminiz. ABD’nin tüm hamlesi Venezuela’nın petrolüne el koymak içindir. Kendisini Venezuela halkının temsilcisi olarak gören zat, Amerikancı bir yapıya sahip olduğu için bir uşaktır. Gerçek temsilci Maduro’dur” diye konuştu. Solak, bu noktada “antiemperyalist” kimliğiyle Maduro’yu savunurken Türkiye’de Erdoğan’ın izlediği politikayı da onaylayanlar cephesinde yer alıyor.

Emekli müfettiş olduğunu belirten Bünyamin Gürle de, Haluk Solak gibi Venezuela’daki durumu sömürgeci ülkelerce yapılan saldırı olarak değerlendiriyor. Gürle, “Amerika istiyor ki tüm dünya kendisine hizmet etsin, rüşvet dağıtarak kendi halkına mutlu bir geçim için uğraşıyor. Venezuela da buna karşı çıktı kendi kaynaklarımı vermem dedi olay bu. Diktatör sıfatı kullanmasıyla olmaz, Irak’taki dökülen kanların müsebbibi olan Amerika’dır. Afganistan’da, Libya’da, Suriye’de dünya halklarının kanını döken Amerika’dır. Maduro neden diktatör olsun ki halkı için uğraşıyor. Kurtuluş Savaşı yıllarında İngiltere, Fransa, Amerika zaten Atatürk’ün yanında değil onu hain ilan edenlerin yanındaydı. Maduro, Venezuela halkının kaynaklarını onlara peşkeş çekseydi kahraman olmuştu. Bugün benim karşı olduğum AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Amerika’nın oradaki tutumuna karşı davranışından dolayı kutluyorum. Libya, Kaddafi kararında kınamıştım ama burada kutluyorum” dedi.

Öte yandan serbest ticaretle uğraştığını kaydeden Yüksek Kaplan ise, Venezuela’da halkın adeta iç savaş yaşarcasına ikiye bölünmesinden kaygı duyanlardan birisi. Kaplan, “Avrupa ile Amerika ve seçilenle. Seçilen kişiyi de bildiğim kadarıyla halk destekliyor. Maduro bir diktatör ama muhalefet liderinin yaptıkları da yanlış. Toplumların halkların özgür olması gerekiyor, demokrat olması gerekiyor. İnsanların kendi düşüncelerini özgürce ifade etmesi gerekiyor. Muhalefet lideri Amerika ne derse onu yapıyor basından takip ettiğimiz kadarıyla” diye konuştu. Kaplan, Türkiye’nin tek taraflı destek açıklamasını da yanlış buluyor. “Bence Türkiye iki tarafta da olmamalı tarafsız kalmalı. Maduro’yu desteklerse AB ve ABD’yi karşısına alacak” diyen Kaplan, Türkiye’nin tarafsız kalarak diğer üçüncü ülkeler ile ilişkisinde sıkıntı yaşayamayacağını savunuyor.

Bilgisayar mühendisi Cihan Gün ise, hem Maduro’yu ekonomik durum nedeniyle eleştiriyor ama hem de muhalefeti de oldu bitti yapmakla suçluyor. Gün, “Maduro diye bir lideri var buna karşı kitlesel bir hareket var. ABD, Avrupa da Maduro’ya karşı. Diktatör tabiri göreceli. Bu ülkede halka karşı bir hareket olsa tamam youtube’da videolar izlemiştim Chavez’den sonra durumlar değişmiş Maduro döneminde enflasyon fırlamış bir çanta parayla bir dolar geliyor o kadar ekonomisi sarsılmış petrole rağmen. Halkın isteğiyle gitmesi lazım, oldu bitti ile ben başkan ilan ediyorum da olmaz. Kim fazla oy alıyorsa o başkan olmalı” görüşlerini aktardı.