ABD'nin dış siyaset politikasının en temel ilkelerinden birini yıllardır İsrail'e verilen sarsılmaz siyasi destek oluşturuyor.
Ancak son bir haftadır Filistinli militanlarla İsrail güçleri arasında 2014 yılından bu yana en şiddetli çatışmaların patlak vermesi üzerine ABD'nin İsrail'e verdiği destekte de bazı çatlaklar oluşmaya başladığı gözleniyor. Demokrat Partili bazı Kongre üyeleri, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas'a karşı giriştiği saldırılarda en az 83 kişinin ölmesi üzerine duydukları rahatsızlığı dile getirmeye başladı. Cumhuriyetçi Partililerse İsrail devletine birlik içinde verdikleri kararlı desteğin arkasında duruyor.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre ABD'li yetkililer son günlerde çatışmaları yatıştırmak için İsrailli, Filistinli ve bölgede etkili Arap liderlerle 25'ten fazla telefon görüşmesi yaptı. ABD ayrıca ateşkes anlaşması üzerinde müzakere etmek amacıyla İsrail'e temsilci gönderdi.
İlgili Haberler Biden: “İsrail’in Meşru Müdafaa Hakkı Var”ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yla yaptığı telefon görüşmesinde "Beklentim ve umudum, durumun er ya da geç sonlanmasıdır. İsrail'in binlerce roketin üzerine uçtuğu bir durumda kendini savunma hakkı vardır" dedi.
Biden İsrail'in eylemlerini eleştirmeyi reddetse de Beyaz Saray, Biden'ın Netanyahu'yla yaptığı görüşmede "Dünyanın dört bir yanındaki insanlar için büyük önem taşıyan Kudüs'ün bir barış kenti olması yönündeki düşüncesini paylaştığını" bildirdi.
ABD Kongresi'nde hem Temsilciler Meclisi hem de Senato'da dar bir çoğunluğa sahip olan Demokrat Parti'nin önde gelen bazı üyeleri, İsrail'in kendini savunma hakkı olduğu görüşüne sadık kalmayı sürdürüyor. ABD son yıllarda İsrail'e yaklaşık 4 milyar dolarlık askeri yardım yaptı, 18 milyar dolarlık kredi vermeyi garantiledi. ABD ve müttefikleri, Hamas'ı bir terör örgütü olarak kabul ediyor.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Partili New Jersey Senatörü Bob Menendez, bu hafta paylaştığı Twitter mesajında, "Hamas'ın roket saldırıları terörizmdir, hiçbir ülke, nüfusuna yönelik bu tür tehditlere katlanmak zorunda kalmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Ancak daha düşük kıdemli Demokrat Partili Kongre üyeleri, İsrail'in saldırılarını kınayan açıklamalarda bulundu.
Wisconsin eyaletinden Temsilciler Meclisi Üyesi Mark Pocan, Twitter mesajında, "Sadece Hamas'ın roket saldırılarını kınayıp İsrail'in Filistinliler'e karşı yasadışı tahliyelerle, protestoculara yönelik şiddet içerikli saldırılarla ve Filistinli çocukların öldürülmesiyle yürüttüğü devlet destekli polis şiddetini gözardı edemeyiz. ABD yardımları bu şiddete fon sağlamamalı" dedi.
New York eyaletinden Temsilciler Meclisi Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez de Michigan Temsilcisi Rashida Tlaib ve Minnesota Temsilcisi İlhan Ömer'le beraber çatışmalarda hem İsrail hem de Filistin tarafını suçlamak yerine İsrail'in saldırılarına odaklandı.
Alexandria Ocasio-Cortez, paylaştığı Twitter mesajında, "Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesinin Filistinli sakinleriyle dayanışma içinde yan yana duruyoruz. İsrail güçleri Ramazan sırasında aileleri zorla evlerinden tahliye ediyor ve şiddeti körüklüyor" dedi.
Arap Amerikan Enstitüsü Başkanı James Zogby, Washington Post gazetesine verdiği demeçte, "Bu meseleler üzerine çalıştığım 40 yılı aşkın süre içinde Filistinliler'in haklarına bu seviyede destek verildiğini ve mevcut düzenin sorgulandığını hiç görmemiştim" dedi.
New York eyaletinden Demokrat Partili Temsilciler Meclisi Üyesi Jamaal Bowman da Hamas'ın roket saldırılarını kınadı, ancak İsrail'in Filistinliler'i yaşadıkları mahallelerden tahliye etme girişimlerini ve Gazze'ye yönelik misilleme nitelikli hava saldırılarını eleştirdi. Kongre'nin yeni üyelerinden Bowman, 16 dönem Temsilciler Meclisi üyeliği yapan Yahudi kökenli deneyimli siyasetçi Eliot Engel'ı 2020 seçimlerinde yenilgiye uğratarak işbaşına geldi.
Yaptığı açıklamada "Ailelerin nesillerdir yaşadıkları evlerden zorla çıkarılması bir barış eylemi değildir" diyen Bowman, "Namaz kılındığı sırada güç göstermek barış eylemi değildir. Kutsal mekanları tahrip etmek barış eylemi değildir. Hamas'ın roket saldırıları barış eylemi değildir. İsrail hükümetinin hava saldırıları barış eylemi değildir" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Cumhuriyetçi Partili siyasetçilerse İsrail'e verdikleri kararlı desteğin arkasında durdu. İsrail'deki ABD Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyan ve bazı Arap ülkelerinin İsrail'i tanımasında arabuluculuk rolü oynayan eski Başkan Donald Trump, Başkan Biden'ın İsrail-Hamas anlaşmazlığına verdiği yanıtı eleştirdi.
Trump, "Biden'ın zayıflığı ve İsrail'i destekten yoksun bırakması, müttefiklerimize yönelik yeni saldırılara yol açıyor" dedi.
Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komitesi Başkanı Ronna McDaniel de yayınladığı açıklamada, "Cumhuriyetçi Parti, kendisini şiddete ve Hamas'ın roket saldırılarına karşı korumak için her türlü hakkı olan İsrail'le yan yana duruyor" dedi.
Cumhuriyetçi Partili senatörlerin hemen hemen tamamı, Biden'ı, İsrail'in kendini savunma hakkına "açık" destek vermeye ve nükleer anlaşmanın canlandırılması çerçevesinde İran'a yönelik ekonomik yaptırımların gevşetilmesi için yürütülen müzakereleri "derhal" sonlandırmaya çağırdı.
44 Cumhuriyetçi Partili senatör, Başkan Biden'a gönderdikleri mektupta, "Son birkaç gün içinde İran tarafından mali destek verilen Gazze'deki Filistinli teröristler İsrail'e bir dizi roket saldırısı düzenledi. Bu saldırılar İsrailli sivilleri ve İsrail'n başkenti Kudüs dahil kentleri hedef aldı" dedi.
Senatörler, mektupta, "Hamas'ın İsrail'e karşı düzenlediği bu son saldırılar ışığında ABD, Tahran'ı sorumlu tutmak ve hiçbir şart altında İran'a yönelik yaptırımların gevşetilmemesini sağlamak için gereken tüm adımları atmalıdır" ifadelerine yer verdi, "İran'ın ABD'nin bölgedeki en yakın müttefiki olan İsrail'e karşı terörist eylemleri desteklemesi" nedeniyle bu meselenin özellikle önemli olduğunun altını çizdi.