Suriye yönetiminin muhaliflere yönelik olarak şiddet uygulamaya başlamasından bu yana, etkileri tartışılabilir olsa da, düzenli şekilde Esad rejimini zora sokma amaçlı kararlar alan Avrupa Birliği, yaptırımlar dizisine bir yenisini ekledi. Brüksel’de bir araya gelen Avrupa Birliği dışişleri bakanları Şam’a karşı 17. kez yaptırım kararı aldı. Daha önceki turlarda alınan kararlara paralel şekilde kişilere yönelik olarak Avrupa Birliği ülkelerine seyahat yasağı ve mal varlığı dondurma, şirketlere yönelik olarak da varlık dondurma ayağı bulunan yaptırım kararlarında yeni unsur olarak silah ambargosunun güçlendirilmesi yer alıyor.
Avrupa Birliği bakanları, şiddet politikasıyla bağlantılı 26 kişi için daha seyahat yasağı ve mal varlığı dondurma uygulamasını başlattı. 3 şirketin de mal varlıklarının dondurulmasına karar verildi. Böylelikle yaptırım uygulanan birey sayısı 155’e ulaşırken şirket sayısı da 52’ye yükseldi.
Batı ülkelerinden çok az düzeyde silah alan Suriye’ye, Mayıs 2011’de silah ambargosu başlatan Avrupa Birliği, aldığı son kararla bu uygulamayı güçlendirme yoluna gitti. Bu çerçevede artık Suriye’ye silah taşıdığından şüphelenilen gemi ve uçaklar aranabilecek. Bu aramalar sırasında ambargo kurallarına uymayan unsurlara el konulabilecek. Avrupa Birliği, Suriye’ye giden gemi ve uçakların kargoları konusunda önceden ek bilgi vermesini de talep ediyor.
Suriye’deki şiddetin tırmanışından ve bunun Suriye halkı açısından yarattığı sonuçlardan derin endişe duyduğunu söyleyen Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, alınan kararla çatışmayı besleyen unsurları sınırlama doğrultusunda pratik adımlar attıklarını söyledi. Avrupa Birliği aldığı yeni kararın Esad rejimi üzerinde etkili olacağı izlenimini vermeye çalışsa da silahlarının tamamına yakını Rusya ve Çin’den gelen Suriye açısından bu kararın belirgin bir sonuç yaratma ihtimali sıfıra yakın.
Avrupa Birliği karasuları ya da hava sahasında olmadığı sürece bu yaptırımın uygulanamayacak olması da kararı anlamsız kılan başka bir unsuru oluşturuyor. Ocak ayında Rum Kesimi’nde yakıt ikmali yaparken şüphe üzerine aranan ve içinden Suriye’ye giden silahlar çıkan Rus bandıralı geminin, “Suriye’ye değil İskenderun’a gidiyoruz” beyanı üzerine serbest bırakılması ardından da Suriye’ye gitmesi bu tür kararların uygulanması konusundaki zorlukları göstermesi açısından önemli bir örnekti.
Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, ulusal birliği ve toprak bütünlüğüne bağlı olduğunu vurgulayan Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki son oylamanın sonucundan duyduğu üzüntüyü açıkça dile getirirken etkisi her geçen gün daha fazla tartışılır hale gelen Kofi Annan’ın altı maddelik planına verdiği desteği yineledi. Son günlerde özellikle İsrail tarafından sıkça dile getirilmeye başlanan kimyasal silahlar konusu da Avrupa Birliği’nin dikkat çektiği unsurlar arasında yer aldı. Toplantının sonuç bildirisinde, “Avrupa Birliği, kimyasal silahların olası kullanımından ciddi şekilde endişe etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Avrupa Birliği bakanları, şiddet politikasıyla bağlantılı 26 kişi için daha seyahat yasağı ve mal varlığı dondurma uygulamasını başlattı. 3 şirketin de mal varlıklarının dondurulmasına karar verildi. Böylelikle yaptırım uygulanan birey sayısı 155’e ulaşırken şirket sayısı da 52’ye yükseldi.
Batı ülkelerinden çok az düzeyde silah alan Suriye’ye, Mayıs 2011’de silah ambargosu başlatan Avrupa Birliği, aldığı son kararla bu uygulamayı güçlendirme yoluna gitti. Bu çerçevede artık Suriye’ye silah taşıdığından şüphelenilen gemi ve uçaklar aranabilecek. Bu aramalar sırasında ambargo kurallarına uymayan unsurlara el konulabilecek. Avrupa Birliği, Suriye’ye giden gemi ve uçakların kargoları konusunda önceden ek bilgi vermesini de talep ediyor.
Suriye’deki şiddetin tırmanışından ve bunun Suriye halkı açısından yarattığı sonuçlardan derin endişe duyduğunu söyleyen Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, alınan kararla çatışmayı besleyen unsurları sınırlama doğrultusunda pratik adımlar attıklarını söyledi. Avrupa Birliği aldığı yeni kararın Esad rejimi üzerinde etkili olacağı izlenimini vermeye çalışsa da silahlarının tamamına yakını Rusya ve Çin’den gelen Suriye açısından bu kararın belirgin bir sonuç yaratma ihtimali sıfıra yakın.
Avrupa Birliği karasuları ya da hava sahasında olmadığı sürece bu yaptırımın uygulanamayacak olması da kararı anlamsız kılan başka bir unsuru oluşturuyor. Ocak ayında Rum Kesimi’nde yakıt ikmali yaparken şüphe üzerine aranan ve içinden Suriye’ye giden silahlar çıkan Rus bandıralı geminin, “Suriye’ye değil İskenderun’a gidiyoruz” beyanı üzerine serbest bırakılması ardından da Suriye’ye gitmesi bu tür kararların uygulanması konusundaki zorlukları göstermesi açısından önemli bir örnekti.
Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, ulusal birliği ve toprak bütünlüğüne bağlı olduğunu vurgulayan Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki son oylamanın sonucundan duyduğu üzüntüyü açıkça dile getirirken etkisi her geçen gün daha fazla tartışılır hale gelen Kofi Annan’ın altı maddelik planına verdiği desteği yineledi. Son günlerde özellikle İsrail tarafından sıkça dile getirilmeye başlanan kimyasal silahlar konusu da Avrupa Birliği’nin dikkat çektiği unsurlar arasında yer aldı. Toplantının sonuç bildirisinde, “Avrupa Birliği, kimyasal silahların olası kullanımından ciddi şekilde endişe etmektedir” ifadelerine yer verildi.