Avrupa Birliği liderleri, İngiltere’nin katılmayacağı özel bir zirvede bu ülkenin Birlik üyeliğinden ayrılmasına ilişkin genel hatları belirlemek ve müzakerelerdeki çizgisini netleştirmek için Brüksel’de bir araya geliyor.
Brexit konusunda Avrupa Birliği’nin en önemli önceliklerinden birini müzakerelerde ortak bir cephe olarak hareket edebilmek oluşturuyor. Zirvenin ana amaçlarından biri de bu ortak cephenin temellerini sağlam şekilde atabilmek.
Toplantı öncesinde açıklama yapan Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, “27’li Avrupa Birliği olarak birleşmiş kalmalıyız ancak bu sayede müzakereleri sonuçlandırabiliriz. Bizim birliğimiz İngiltere’nin de çıkarına” dedi.
Avrupa Parlamentosu Brexit Koordinatörü Guy Verhofstadt’a göre 27’ler bazında birlik sağlanmış durumda. Verhofstadt, “27’ler arasında oybirliği ve üç kurum arasında oybirliği var” diye konuştu.
Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel de sürecin bir duruşma olmadığının altını çizerek, “Köprüler bulmalıyız. Belki artık ailemizin içinde değiller ama hala komşumuz dolayısıyla birbirimize saygı göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Gerek Avrupa Birliği’nin gerekse İngiltere’nin Brexit müzakerelerinde en çok önem verdiği konulardan biri iki tarafın vatandaşlarının durumu. Tusk, bu konuda sağlam garantiler elde edilmesinin bir numaralı öncelik olması gerektiğinin altını çizdi. İngiltere’de üç milyon Avrupa Birliği vatandaşı, Avrupa Birliği’nde de bir milyon İngiliz vatandaşı bulunuyor.
Avrupa Birliği son dönemde, en az iki yıl sürmesi beklenen çıkış şartları konusundaki duruşunu sertleştiren bir yaklaşım içinde. Kendisi açısından son Avrupa Birliği Zirvesi’ne katılan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, “Yarın İngiltere, Avrupa’da bugün sahip olduğundan daha az iyi bir yere sahip olacak” dedi.
Brexit görüşmeleri Avrupa Birliği’nin kendisini 28’li yerine 27’li formata alıştırması açısından da yeni bir ortam oluşturacak. İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, bu görüşmelerin Avrupa Birliği’nin yeniden başlangıç yapması için bir fırsat olarak değerlendirilmesinden yana.
İki taraf arasındaki resmi görüşmelerin haziranda İngiltere’de yapılacak seçimler sonrasında başlaması öngörülüyor.