Washington yönetiminin İran'a karşı uluslararası yaptırımları yeniden gündeme getirebilmek için Birleşmiş Milletler nezdinde süreç başlatması, ABD ve Avrupa arasında İran konusundaki gerginliği tırmandırdı. BM Güvenlik Konseyi üyesi Fransa ve İngiltere, Almanya'nın da katılımıyla, ABD'nin bu girişiminin yasal olmadığı konusunda ortak açıklama yaptı.
Başkan Donald Trump'ın, önceki gün, Beyaz Saray'da yaptığı basın toplantısında, ABD yönetiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararıyla kaldırılan tüm yaptırımların tekrar uygulanmasına imkan tanıyan "snapback" mekanizmasını hayata geçireceğini açıklamasının ardından, dün de Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun ABD'nin BM Büyükelçisi Kelly Craft ve birkaç bakan eşliğinde BM Genel Merkezi'ne giderek başvuruda bulunması diplomatik kulisleri hızlandırdı.
İlgili Haberler ABD’den BM’ye İran Yaptırımları Talebiİran'ın nükleer anlaşmadan doğan (JCPoA-Joint Comprehensive Plan of Action) yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle girişim başlatan Washington'a Avrupa'dan hızlı ve kesin bir dille olumsuz yanıt geldi. Avrupalı E3'ler adı verilen Fransa, Almanya ve İngiltere Dışişleri Bakanları ortak bir açıklama yaparak, nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen Washington yönetiminin böyle bir girişimde bulunmasının "yasal olmadığını" öne sürdü.
"Ayetullah'ların yanında yer aldılar"
Bu tavra set yanıt veren Mike Pompeo ise, ABD'nin girişimini hızla reddeden Avrupalı meslektaşlarını "Ayetullahlar'ın yanında yer almakla" suçladı. E3 ülkeleri, nükleer anlaşma çerçevesinde, Ekim ayında İran'a uygulanan "konvansiyonel silah ambargosunun" kaldırılmasına ilişkin tarihten önce, ABD yönetimi ile temasa geçerek İran ile bir ortak çözüm bulunması için çalıştı.
Bu sırada ABD'nin, 14 Ağustos'ta, yaptırımların uzatılması için BM'ye yaptığı başvuru, Çin ve Rusya'nın vetosu nedeniyle reddedildi. Avrupalı üyeler ise oylamaya katılmayarak, Washington'a "ambargonun kaldırılması" ve "uzatılması" arasında bir orta yol önerdi.
Ancak bu öneriye ABD'nin yanı sıra Rusya ve Çin yönetimi de katılmadı. Bunun üzerine nükleer anlaşmada imzası bulunan üç Avrupa ülkesi Fransa, Almanya ve İngiltere, bu konuda birlik içinde hareket etme kararı alarak ortak açıklama yaptı. Üç ülke Dışişleri Bakanları açıklamada, 2018 yılı Mayıs ayına anlaşmadan çekildiğini açıklayan ABD'nin "Viyana Anlaşması'na imza atan bir ülke olarak" bu mekanizmayı harekete geçirmesinin yasal olmadığını açıkladı.
Açıklamada uzun bir teknik değerlendirmeye yer veren bakanlar, "Nükleer anlaşma ile yürüttüğümüz çabalarımızla bağdaşmayan bu girişimi desteklemiyoruz" ifadesini de kullandı.
"Bir ayağı içeride, bir ayağı dışarıda"
Yasal tartışmayı Le Monde gazetesine değerlendiren bir Fransız diplomat, "ABD, bir ayağı içeride, bir ayağı dışarıda ilerleyemez. Snapback mekanizmasını harekete geçirmek için ABD'nin ne yasal, ne de meşru bir gerekçesi var" dedi.
Paris yönetimi, AB ile karşılıklı ticaret anlaşması müzakerelerini yürütmesine rağmen, İngiltere'nin İran konusunda tutarlı davranmasının önemli olduğunu vurguladı.
Amerika'nın İran'a karşı başlattığı bu sürece tek destek İsrail'den geldi. Başbakan Benyamin Netanyahu, "İsrail bu konuda gururla ve kararlılıkla ABD'yi desteklemektedir" dedi.
"Snapback" mekanizması nasıl işliyor?
2015 İran nükleer anlaşmasının katılımcılarının "snapback" mekanizmasını devreye sokmaları için öncelikle BM Güvenlik Konseyi'ni İran'ın anlaşma şartlarını ihlal ettiği konusunda bilgilendirmesi gerekiyor. Bu bilgilendirmeyle birlikte 30 günlük bir süreç başlıyor. Bu süre zarfında Güvenlik Konseyi'nin mevcut yaptırımların korunması için yeni bir karar çıkarması gerekiyor. Ancak Amerika'nın bu adımı büyük olasılıkla veto etmesi bekleniyor. 30 günlük süre içinde yaptırımların gevşetilmesinin süresinin uzatılması için yeni karar çıkarılamaması durumunda 2015 öncesindeki yaptırımları otomatik olarak yeniden devreye giriyor.
İlgili Haberler ABD İran'a Karşı “Snapback” Mekanizmasını Kullanabilir mi?