Çinli ve Amerikalı yetkililer, Çarşamba günü Pekin'de yapılan üst düzey görüşmelerde ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping arasında yakın gelecekte yeni görüşmeler yapılmasını ele aldı.
Görüşme, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan arasında yapıldı.
Çin'in toplantı tutanaklarına göre her iki taraf da Hint-Pasifik bölgesindeki sıcak noktalardan sorumlu askeri saha komutanları arasında “uygun bir zamanda” video görüşmeleri yapılması konusunda mutabık kaldı. Bu Washington'un Tayvan Boğazı gibi bölgelerde çatışmayı önleyebileceğini umduğu bir hamle. Beyaz Saray görüşmelerin “yakın gelecekte” gerçekleşeceğini kaydetti.
Çin’in devlet yayın kuruluşu CCTV'ye göre Wang, Sullivan'a “Çin-ABD iletişiminin sorunsuz bir şekilde gelişmesinin anahtarı birbirimize eşit muamele etmekte yatıyor” dedi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada da, “İki taraf bir dizi ikili, bölgesel ve küresel meseleye ilişkin samimi, esaslı ve yapıcı görüşmelerde bulundu” denildi.
Beyaz Saray, iki tarafın “önümüzdeki haftalarda lider düzeyinde bir görüşme için planlama” çabalarını memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Açıklamalar, Sullivan'ın Wang ve diğer yetkililerle 5 Kasım'daki ABD seçimleri öncesinde, iki süper güç arasındaki gerilimi yatıştırmayı amaçlayan görüşmelerinin ikinci gününde yapıldı.
Perşembe gününe kadar sürecek olan görüşmelerde ticaret, Ortadoğu, Ukrayna'daki savaş ve Çin'in Tayvan'dan Güney Çin Denizi'ne kadar uzanan toprak talepleri dahil, iki ülkenin anlaşmazlık yaşadığı bir dizi konunun ele alınması bekleniyor.
Wang yaptığı açıklamada Tayvan'ın bağımsızlığının yakın bölgedeki istikrara yönelik en büyük tehdidi oluşturduğunu söyledi ancak Pekin'i ABD ya da diğer ülkelerle karşı karşıya getirecek yeni bir eylemde bulunmama sözü verdi.
Wang, Sullivan'a ABD'nin “Tayvan'ı silahlandırmayı bırakması ve Çin'in barışçı bir şekilde ‘yeniden birleşmesini’ desteklemesi gerektiğini” söyledi ve “Tayvan'ın Çin'e ait olduğunu ve ‘adanın bağımsızlığının’ Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrar için en büyük risk olduğunu” kaydetti.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada Sullivan'ın “Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarın korunmasının önemini vurguladığı” belirtildi.
1949'da komünizmle yönetilen Çin'den koparak kendi kendini yöneten bir ada demokrasisi olan Tayvan, Pekin'in anakara ile barış ya da güç yoluyla birleşmeyi kabul etmesi yönündeki taleplerini reddediyor.
Çin'in yazılı açıklamasına göre Wang ayrıca Pekin'in ABD'nin bir dizi imalat ürününe uyguladığı gümrük vergilerini ve Çinli çip üreticilerini hedef alan ihracat kontrollerini onaylamadığını ifade ederek Washington'un “Çin'in meşru çıkarlarını tehlikeye atmaktan vazgeçmesi gerektiğini” aktardı.
Ancak ABD'den yapılan açıklamada “(Kuzey Kore), Burma ve Ortadoğu'ya ilişkin ortak kaygılara” dikkat çekilerek bazı potansiyel anlaşma alanları da vurgulandı.
Güney Çin Denizi'nde Filipin gemileriyle defalarca çatışan dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, ABD'nin “Çin'in egemenliğini baltalamaması ve Filipinler'in ‘sınır ihlali eylemlerini’ desteklememesi gerektiğini” söyledi.
Manila ve Washington arasında karşılıklı savunma anlaşması bulunuyor. ABD, Güney Çin Denizi'nde gemilerine ve askerlerine yönelik silahlı saldırılara karşı Filipinler'e yardım taahhüdünde bulunmuştu.
ABD ordusu, Çin'in Güney Çin Denizi'nin neredeyse tamamı üzerindeki hak iddiasına karşı çıkıyor ve bu hafta Filipin gemilerine eşlik etme konusunda istişarelere açık olacağını bildirmişti.
ABD, ticaret ve Ukrayna'yı işgali sırasında Rusya'nın savunma sanayisine Pekin’in verdiği mali destekle ilgili anlaşmazlıkların ardından Çin ile ilişkilerini daha dengeli bir zemine oturtmaya çalışıyor.
Siyasi farklılıklarına rağmen Çin ve ABD yakın ekonomik bağlara sahip ve Pekin'in devlet merkezli ekonomisi zorlanırken çok sayıda Çinli çalışmak için ABD'ye taşındı.
Başkanlığının son aylarında Biden, Xi'yi etkilemek ve yeni gerilimler yaratmamak için doğrudan diplomasiyi zorladı. Kasım ayındaki seçimlerde Demokrat Parti’nin adayı olan ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in de seçilmesi halinde benzer bir strateji izlemesi bekleniyor.
Biden ve Xi, ticaret ve COVID-19 salgını konusunda anlaşmazlık döneminin ardından geçen Kasım ayında San Francisco'da düzenlenen bir zirvede ikili ilişkileri önemli ölçüde geliştirmeye karar vermişti. İki lider, Nisan ayında da bir telefon görüşmesinde ülkelerinin görüş ayrılıklarını ele aldılar.
Ancak Cumhuriyetçi Parti’nin adayı eski Başkan Donald Trump’ın görüşlerine yakın birçok uzman, Çin’in daha iddialı dış politikası karşısında bu yaklaşımı çok yumuşak buluyor.
Washington ayrıca Pekin’in, ABD'de aşırı dozda uyuşturucu kullanımının başlıca nedeni olan fentanile dönüştürülebilen kimyasalların geliştirilmesini önlemek için, Çin’de daha fazla önlem almasını ve yapay zeka için güvenlik standartları konusunda bir mutabakata varmasını istiyor.