ABD'ye iltica etmek için sınırdan kaçak yollarla giren Türk vatandaşlarının sayısı 55 bini aşarken, sınırı geçtikten sonra gözaltına alınan ve ABD tutukevlerinde bulunan Türkler’in sayısı da 15 bini geçti.
ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin (CBP) resmi verilerine göre, Ocak 2021 ve Ağustos 2024 tarihleri arasında toplam 55 bin 808 Türk vatandaşı hem Meksika hem de Kanada sınırından yasadışı yollarla sığınmacı olarak ülkeye giriş yaptığı sırada güvenlik güçleri tarafından yakalandı.
ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin (ICE) resmi verilerine göre, bugüne kadar sınırdan kaçak geçtikten sonra gözaltına alınan ve ABD tutukevlerinde tutulan Türk vatandaşlarının sayısı da 15 bin 151 kişiye ulaştı.
ABD’ye yasadışı bir şekilde giren ya da göçmenlik yasalarıyla ilgi suç işlediği iddiasıyla tutuklanan kişiler “kamp” adıyla ifade edilen ancak içeride kalanların “cezaevi” olarak tanımladığı göçmen tutukevlerinde bulunuyor.
Sığınmacı Türkler, gözaltına alındıktan sonra ABD’ye iltica talebiyle mahkemeye çıkartılıyor.
ABD’ye iltica talep eden kişinin talebinin mahkeme tarafından kabul edilmesi ve bir Amerikan vatandaşının sığınmacı Türk’e sponsor olması durumunda, bir hafta ile 3-4 ay gibi bir süre zarfında tutukevinden serbest bırakılıyor. Sığınmacı Türkler’den bazıları da çıkarıldıkları mahkemelerde iltica talepleri reddedildikten sonra Türkiye’ye sınırdışı ediliyor.
“Türkler’in ABD’ye kaçışı aynı hızla devam ediyor”
20 yılı aşkın bir süre ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nde üst düzey görevlerde bulunan eski sınır devriye müdürlerinden ve Teksas Üniversitesi öğretim görevlisi Victor M. Manjarrez Jr, sınırda alınan yeni tedbir ve kararlar sonrasında ABD’ye Meksika sınırından kaçak girenlerin sayılarının azaldığını söyledi.
Ancak Manjarrez’e göre, buna rağmen, Türk vatandaşlarının ABD’ye kaçış eğilimi geçtiğimiz yıllara oranla fazla bir değişim göstermedi.
Manjarrez VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Sınır hala kaotik bir durumda” derken, “Daha önce sığınma hakkına başvurma umuduyla kendiliğinden teslim olan insanlardan, artık tespit edilmekten kaçınmaya çalışan bir göçmen profiline geçiş görüyoruz. Sığınma sistemindeki açığın kapanması, bu değişen dinamiklerin bir sonucu. Ne yazık ki, bu durum insan kaçakçılığı ücretlerini arttıracak ve insanları, uzak bölgeler ve çevresel faktörler nedeniyle güvenli olmayan koşullarda ABD'ye geçiş yapmayı vadeden fırsatçı kaçakçılara güvenmeye itecektir” dedi.
ABD’ye olan ilginin zaman içinde hiç değişmediğine dikkati çeken Manjarrez, sınırdan göç dalgasının Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçimlerinden etkileneceğine inandığını da söyledi.
Manjarrez, Demokrat Kamala Harris’in seçimi kazanması durumunda, sınırdan geçişlerde rakamların mevcut seviyelerde kalmasını ya da artmasını beklediğini, ancak Cumhuriyetçi Trump’ın kazanması halinde, yemin törenine kadar olan süreçte bu rakamların hızla artacağını ve ardından ciddi bir düşüş göstereceğini öngördüğünü belirtti.
Victor Manjarrez, bu artışın, insanların ABD’ye bir an önce girmeleri gerektiği inancından kaynaklanacağını düşündüğünü kaydetti.
“Buna değer mi?”
ABD’ye iltica etmek için Meksika sınırından yasadışı yollarla gelen Türkler’in yaşadıkları zorluklarla, konunun insani ve hukuki boyutları, bu ay yayınlanan “Amerika Çıkmazı” adlı belgeselde de yer aldı.
Eski Sınır Devriye Müdürü Manjarrez, belgeselde ABD’ye iltica için gelen Türkler’e, “Buna değer mi?” diye soruyor.
Manjarrez, sınırdan geçtikten sonra ABD’ye iltica etme talebi kabul edilen bir kişiye hukuki süreç yolunun açılmasıyla, iltica eden bir kişinin davayı kazanmasının birbirine karıştırıldığını ifade ediyor.
Manjarrez, ABD’ye sınırlardan iltica etmek için gelenlerin çoğunluğunun iltica talebi kabul edilerek mahkeme yolunun açıldığını ancak dava sürecinin sonunda iltica talebi mahkeme tarafından kabul edilerek bu ülkede yasal statü kazananların oranının yalnızca yüzde 5 olduğunu belirtiyor.
“Burada korku içinde yaşayacaklar. Çocukları da korku içinde yaşayacak”
İltica talepleriyle ilgili davayı kazanamayanların bu ülkede bir gölge gibi yaşamlarını sürdürmek zorunda kalacaklarını belirten Manjarrez, “Bir siren sesi duyduklarında, göçmenlik memuru mu? Polis mi? Acaba polis beni durdurup göçmenlik durumumu soracak mı? Bu korku içinde yaşamak ne demek? Türkiye’den buraya gelmeyi düşünenlere bu süreci çok iyi düşünmeleri gerektiğini söyleyebilirim. Burada korku içinde yaşayacaklar. Çocukları da korku içinde yaşayacak. Buna değer mi?” ifadelerini kullandı.
“ABD’ye kaçan Türkler’in çoğu bir çıkmaz içinde”
Belgeselin yönetmeni bir Türk doktor. Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Dr. Ergin Koçyıldırım, uzun yıllardır önce kendi ameliyatlarını videoya kaydederek amatörce başladığı belgeselcilik tutkusunu Londra Radyo, Film ve Televizyon Akademisi’nde eğitim alarak daha da geliştirmiş.
Kalp cerrahlığının yanısıra ABD’de belgesel ve film yönetmenliği de yapan Dr. Koçyıldırım, Meksika sınırından iltica için ABD’ye kaçan Türkler’in yaşadıkları güçlükleri “Amerika Çıkmazı” belgeselinde ele aldı.
Dr. Koçyıldırım, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Meksika sınırından ABD’ye kaçan Türkler’in yaşadığı drama ve içinde bulundukları çıkmaza dikkat çekmek istediğini belirterek, “Sayılar arttıkça, insan bu yoğun göçü rakam olarak görmeye başlıyor. Bu belgeselle amacımız her bir sınırdan geçişin aslında birer insan hikayesi olduğunu hatırlatmak” dedi.
“Göç ve kaçak geçişler oldukça dinamik bir konu” diyen Dr. Ergin Koçyıldırım, Türkiye’den doğrudan Meksika’ya gelmenin giderek zorlaştığını, alternatif rotaların denendiğini ve bu alternatif rotaların bu yolculuğa kalkışanlar için daha tehlikeli bir hâl aldığını belirtti.
“ABD’ye kaçan Türkler buradaki gerçek yaşamlarını kimse ile paylaşmıyor”
Belgeselin yapımcısı ve kariyerine ABD’de devam eden ve bu belgesel için röportajlar yapan radyo programcısı Banu Candemir de Türkiye’den bu yolculuğa çıkmaya hazırlananlar için bu yolun ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu anlatmak istediklerini kaydetti.
Sosyal medyada paylaşılan ve çoğu zaman ABD’ye geldikten sonraki hayatı özendiren bilgilerin, aslında gerçekleri yansıtmadığına dikkati çeken Candemir, “Amerikan rüyasını yaşamak için adeta umuda yolculuk eden onbinlerce kişi gerek yol boyunca gerekse de ABD’ye kaçak yollarla girdikten sonra aradıklarını bulamıyor. Şebeke adı verilen insan tacirlerine on binlerce dolar verdikten, yol boyunca atlattıkları sayısız zorluktan sonra ABD’deki gerçek yaşamlarını kimse ile paylaşmıyorlar. Tutukevinde kaldıklarını bile söylemiyorlar. Buraya kamp diyorlar” diye ekledi.