Afgan kadınları, Amerikan askerlerinin ülkelerinden çekilip Taleban'ın yönetimi ele geçirmesini izleyen bir yıl süresince haklarının ve yaşam kalitelerinin büyük ölçüde ellerinden alınmasına tanık oldu.
Biden yönetimi Afganistan'daki kadınları korumak için elindeki tüm baskı gücünü kullanma vaadinde bulunmuştu ancak bu baskıların artık yeterli olmadığı düşünülüyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Afgan kadınlar, Beyaz Saray’ın vaatlerine rağmen, Taleban'ın Afganistan'ı ele geçirmesinden sonra haklarını ciddi oranda kaybetti.
Beyaz Saray, geçen yıl asker çekme kararının ardından Taleban’ı ikna edebileceğini savunuyordu.
Eski Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, o dönemde yaptığı bir açıklamada, "Büyük baskı gücüne sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Buna ekonomik baskı dahil. Amerikan vatandaşları ve ortaklarımızın ülkeden çıkarılmasının koordine edileceği süreçte Taleban’a açıkça belirteceğimiz baskı gücü de buna dahil” şeklinde konuşmuştu.
Ancak Taleban son bir yıldır kızların çoğunun okula gitmesini yasakladı. Bazıları eğitimlerini gizli gizli sürdürmeye zorlandı.
Örgüt ayrıca kadınlara yüzlerini kapatmalarını emretti ve sürücü ehliyeti vermeyi kesti.
Taleban ülkeyi yeniden şeriat hükümleriyle yönetmeye hızla geri dönüyor. Artık Amerika’nın baskısının yeterli olmadığını düşünenler de artıyor.
Merkezi Washington’da olan Brookings Enstitüsü’nen Madiha Afzal da bu görüşte olanlar arasında: “Açık konuşmak gerekirse, baskı bir işe yaramadı. Bu gerçeği kabul etmemizin zamanı geldi. Bir de diplomatik tanınma sorunu var, ama bu bir sonraki konu. Öncelikli sorunlar var; diğer yardımlar, merkez bankası rezervlerinin serbest bırakılması gibi. Bu baskılar esasında hiç işe yaramadı.”
Afgan kadınları için sesini yükselten tek ülke Amerika olmadı. Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu Arap ülkeleri denedi, ancak hiç etkisi olmadı.
Uzmanlar, Taleban'a uygulanan yaptırımların, kadınları ve çocukları orantısız şekilde etkileyen bir insani krize yol açtığını söylüyor.
Ayrıca bu baskılar, Amerika’nın bir diğer önceliğini de zora sokabilir, o da Afganistan’ın yeniden bir terör yuvası haline gelmesini önlemek.
Amerikan düşünce kuruluşu Wilson Merkezi’nden uzman Michael Kugelmen, “Birçok Afgan’ın mevcut insani krizden dolayı bir ölçüde Amerika’yı suçlayacağını düşünüyorum, çünkü Amerika yıllar önce Taleban'a yaptırım uygulamak için öncülük etti ve yaptırımlar hala geçerli. Esas olarak bu yaptırımlar yüzünden ülkeye para gitmiyor. Bu ekonomik krizin büyük bir nedeni ülkeye para girişi olmaması” diyor.
Peki Afgan kadınlar ne istiyor?
Kadın haklarını savunmak için protestolara katılan Saira Sama Alimyar, Afgan kadınların beklentilerini, "Evin bir köşesinde tutsak olarak değil, insan gibi yaşamak, kafeste tutulmamak, kocalarımızın gidip yemek dilenmemesini istiyoruz. Bunu hiç istemiyoruz" sözleriyle ifade etti.
Ancak Afganistan'daki 19 milyon kadın ve kız çocuğu için bu talepler hala yanıt bulabilmiş değil.