ABD’nin Silah Kontrolundan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mallory Stewart, Washington’un Rusya’dan, Yeni START nükleer silah kontrol anlaşmasına katılımını askıya alma kararının resmileştirilmesi konusunda hala bildirim beklediğini söyledi.
Düşünce Kuruluşu Brookings Enstitüsü'nde Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Yeni START’ı askıya alma kararıyla ilgili etkinliğe katılan Mallory Stewart, "Antlaşmayla ilgili olarak ek bildirimleri askıya alan herhangi bir resmi bildirim almadık" dedi.
İlgili Haberler "Putin'in Nükleer Silah Kullanacağını Sanmıyorum"Dolayısıyla Biden yönetiminin de herkes gibi resmi anlaşma bildirim sürecinin ötesinde Rus hükümetinin yaptığı açıklamalar ve iletişim yoluyla söylediklerini takip etiklerini kaydeden Stewart, “Askıya alma henüz resmi olarak yürürlüğe girmedi, zira bugün itibariyle hala anlaşma kapsamında düzenli bildirimler alıyoruz, ancak Rus meslektaşlarımızdan duyduğumuz kadarıyla askıya alma resmileşir resmileşmez bu bildirimlerin de durmasını bekliyoruz. Dolayısıyla askıya alma kararına başka hangi unsurların dahil edilebileceğini ve nelerin sürdürülebileceğini anlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı, şu anda Yeni START’ın askıya alınacak bölümünün sadece 1988 anlaşması kapsamındaki fırlatma bildirimleri olmasını beklediklerini de belirtti ve Rusya’nın esas sayısal sınırlamalara uyacaklarını söylediğini hatırlattı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı geçen hafta yaptığı açıklamada, "Nükleer füze alanında yeterli derecede öngörülebilirlik ve istikrarı korumak için Rusya sorumlu yaklaşıma bağlı kalacak ve antlaşma yürürlükte olduğu sürece stratejik saldırı silahları üzerindeki sayısal kısıtlamalara uymaya devam edecektir" ifadelerine yer vermişti.
İlgili Haberler NATO ve ABD’den Putin’e Nükleer Anlaşma TepkisiBakanlık, eski Sovyetler Birliği ile ABD 1998 yılında imzalanan ilgili anlaşma temelinde kıtalararası balistik füzeler ve denizaltından fırlatılan balistik füzeler fırlatılması konusunda Amerikan tarafıyla bildirim alışverişinde bulunmaya devam edeceğini de kaydetmişti.
Mallory Stewart, Biden yönetiminin Ruslar ne yaparsa yapsın, Yeni START'ın zorunlu kıldığı bildirimleri sağlamayı sürdürüp sürdürmeyeceği ile ilgili soruya ise, “Şu anda mevcut seçeneklere bakıyoruz. Bence bu askıya almanın ne etki yapacağı, nasıl ilerleyeceği, karar için bize resmi olarak sundukları gerekçeler ve sonunda hangi bildirimleri sağlayacaklarına bağlı. Bilgi sağlama açısından, sanırım şu anda emin değiliz, resmi bildirimlerini görmediğimiz için bu çok açık bir soru. Dolayısıyla ne yapmak istediklerini anladıktan sonra ne yapabileceğimizi bulmamız gerekiyor” yanıtını verdi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı, ABD’nin de anlaşmaya ya da getirilen sınırlamalara uyup uymadığıyla ilgili Rusya’nın ihlal iddialarına da yanıt verdi.
Rusya’nın denizaltından fırlatılan balistik füze (SLBM) rampaları ve ağır bombardıman uçaklarının, esasen Yeni START sınırlamasına dahil edilmelerine izin vermemek için yeterince dönüştürülmediğinden endişe ettiğini kaydeden Stewart, “Yani ağır bombardıman uçaklarının dönüştürüldükten sonra nükleer silah taşıyamayacağından emin olmak istiyorlar ve SLBM rampalarıyla ilgili benzer sınırlamalar getirilmesini istiyorlar” dedi.
“Anlaşmayı ihlal ettiğimizi iddia ediyorlar ama onlara anlaşmayı nasıl ihlal etmediğimizi göstermemize izin vermiyorlar” diyen Malloey Stewart, anlaşmanın denetim hükümleri İkili İstişare Komsiyonu’nun bu tür soruları ele almak için düzenlendiğini vurguladı.
Stewart, silahların kontrolu konusunda masaya oturma isteğine ilişkin mesajın her düzeyde iletildiğini söyledi.
Stewart, “Yeni START ile ilgili olarak şu anda konuşmamız gerekenler zorlayıcıdır, ancak bunu yapmaya istekliyiz ve bu konuda bize katılacak iyi niyetli ortaklara ihtiyacımız var. Bu nedenle Başkanımız aracılığıyla, Dışişleri Bakanımız aracılığıyla, Silah Kontrolu ve Uluslararası Güvenlik Müsteşarı Bonnie Jenkins aracılığıyla Rusya'ya bunu ilettik. Bu konuda görüşmeye hazır olduğumuzu söyledik. Sadece bu açıklamaların nereden geldiğini, Putin'in son zamanlardaki söyleminin arkasındaki niyetin ne olduğunu ve nükleer riski azaltmak için ileriye dönük yükümlülüklerimizi nasıl ele alacağımızı anlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Rusya'nın silahların kontroluna yakın durmasını çok istediklerini ancak Putin'in son açıklamalarının bu ilgiyi sorgulattığını belirten Stewart, "Bu görüşmeleri sürdürmemizin onların iç çıkarlarına, bizim çıkarlarımıza ve küresel güvenlik çıkarlarına uygun olduğu açıktır. Ancak Putin'den duyduğumuz mesajlar, silah kontroluna değer verdiklerine dair her zaman sahip olduğumuz varsayımları şüpheye düşürüyor" dedi.
İlgili Haberler Yeni START’ın Askıya Alınması Ne Anlama Geliyor?Brookings toplantısında Biden yönetiminin, Yeni START’ın devamı olabilecek başka bir anlaşma çerçevesi üzerinde çalışıp çalışmadığı da gündeme geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Yeni START’ın ötesine nasıl geçebileceğimizi anlayabilmek için önce bu anlaşmayı uygulamamız gerekiyor. Ancak tüm olasılıkları düşünüyoruz. Büyük miktardaki taktik nükleer silahları dahil Rusya'nın stratejik stokunu daha kapsamlı bir şekilde ele almaya çalışmayı konuşuyoruz. Mevcut zorlukları ve küresel toplumu göz önünde bulunduruyoruz. Tüm bunlara Savunma Bakanlığımızın tartışmakta olduğu entegre caydırıcılık yaklaşımı çerçevesinde bakıyoruz” dedi.
Mallory ayrıca, Rusya'nın anlaşmayı şimdi askıya almasının, ABD'yi ya da müttefiklerini ve ortaklarını Ukrayna'yı desteklemekten caydırmayacağını da vurguladı; “Hatta Moskova'nın nükleer tehditlerini sürdürmesi, Ukrayna'nın arkasında durmanın ABD ve dünya toplumu için ne kadar önemli olduğunu daha da pekiştiriyor” şeklinde konuştu.
2011'de imzalanan Yeni START Anlaşması, ABD ve Rusya'nın kıtalararası balistik füze, denizaltından fırlatılan balistik füze ve nükleer silahlarla donatılmış ağır bombardıman uçakları konuşlandırmalarını sınırlandırmalarını zorunlu kılıyor.
Anlaşma ayrıca konuşlandırılan bu füze ve bombardıman uçaklarındaki nükleer başlıklara ve bu füzelerin fırlatıcılarına da sınırlamalar getiriyor. Her iki taraf da 5 Şubat 2018 itibariyle anlaşmanın merkezi sınırlamalarına ulaşmış ve anlaşma 4 Şubat 2026'nın sonuna kadar uzatılmıştı.