ABD, İran destekli milislerin Kızıldeniz saldırıları sonrası donanma görev gücünü değerlendiriyor

Amerikan savaş gemisi USS Carney

WASHINGTON - İran’ın desteklediği Yemen’deki Husi isyancılarının Kızıldeniz’in güneyinde üç ticari gemiyi füzelerle hedef almasının ardından ABD ordusunun karşılık verip vermeyeceği sorusu gündeme geldi.

Husiler, Hamas ve İsrail arasındaki çatışmaların ardından, Babülmendep Boğazı’na doğru seyir halinde olan gemilere yönelik saldırıları belirgin bir biçimde arttırdı.

ABD Donanması, Yemen’de Husiler’in kontrolündeki bölgeden bu gemileri hedef alacak olan insansız hava araçlarını düşürerek etkisiz hale getirdi.

ABD şimdiye kadar bu saldırılara, İran destekli grupların Amerikan askerlerinin bulunduğu üslere roket füze ve insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlediği Irak ve Suriye’dekinin aksine, ciddi düzeyde bir askeri karşılık vermekten kaçındı.

İlgili Haberler Pentagon: “Kızıldeniz’de ABD savaş gemisi ve ticari gemilere saldırılardan haberdarız”


Husiler’in saldırılarında bir can kaybı yaşanmadı ancak ticari gemilerde hasar meydana geldi. Amerikalı yetkililer, Husiler’in teknik olarak ABD gemilerini ya da güçlerini hedef almadığını belirtiyor.

ABD müttefikleriyle Kızıldeniz’den geçen gemilere eşlik edilmesi için bir donanma görev gücü oluşturmak üzere görüştüğünü açıkladı.

ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking’in bu hafta Kızıldeniz’de ve Aden Körfezi’nde deniz güvenliğinin sağlanmasına yönelik bölgesel koordinasyonu sağlamak üzere Körfez ziyaretinde olduğu açıklanmıştı.

Reuters haber ajansına konuşan kaynaklara göre, Suudi Arabistan gerilimin daha geniş bölgeye yayılmasını engellemek amacıyla ABD’den Husiler’in saldırıları konusunda itidal göstermesi çağrısında bulundu.

Husiler kim ve çatışmanın arka planı ne?

Yemen’in kuzeyinde etkin olan Husi isyancıları 2014 yılında başkent Sana’yı ele geçirerek uzun sürecek bir savaşı başlattı. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, Yemen’in uluslararası toplum tarafından tanınan hükümeti yeniden iktidara getirmek amacıyla 2015 yılında müdahale etti.

Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyona karşı uzun süre devam eden kanlı savaş Suudi Arabistan ve İran arasında bir vekil savaşına dönüştü.

Hiçbir sonucun çıkmadığı ve tarafların yenişemediği savaş Arap dünyasının en yoksul ülkesi olan Yemen’de açlık ve sefalete yol açtı. Savaşta siviller ve savaşçılar dahil 150 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

İlgili Haberler Husiler’in gemi ele geçirmesinin ardından iki gemi rotasını değiştirdi

Bir yılı aşkın süre önce teknik olarak süresi dolan ateşkese büyük ölçüde hala uyuluyor. Suudi Arabistan ve Husiler arasında mahkum takası gerçekleşti.

İran ve Suudi Arabistan arasında normalleşme girişimi kapsamında Riyad’da üst süzey bazı görüşmeler yapıldı. Bu süreçlerden olumlu bazı sonuçlar çıksa da kalıcı bir barış sağlanamadı.

Husiler’in ticari gemileri hedef aldığı Kızıldeniz’de ne oluyor?

Husiler zaman zaman bölgedeki gemileri hedef alıyordu ancak saldırılar İsrail ve Hamas arasında savaşın başlamasından bu yana arttı. 17 Ekim’de Gazze’de çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı hastane saldırısının ardından daha da tırmandı.

Husi liderleri hedeflerinin İsrail olduğunu söylüyor. Hafta sonu düzenlenen saldırıların ardından Husiler’in askeri sözcüsü General Yahya Saree, “Gazze Şeridi’ndeki kardeşlerimize yönelik saldırganlık sona erene kadar İsrail gemilerinin Kızıldeniz’de ve Aden Körfezi’nde seyrüseferini engellemeyi amaçlıyoruz” dedi.

Pazar günü vurulan ticari gemilerden biri Unity Explorer adlı gemiydi. İngiliz bir firmaya ait olan geminin ekibinde İsrail basınına göre İsrailli taşımacılık milyarderi Abraham Rami Ungar’ın oğlu Dan David Ungar da yer alıyor. Diğer gemilerin İsrail bağlantısına ilişkin bir bilgi ise bulunmuyor.

İlgili Haberler Eski CENTCOM Komutanı: “İran can kaybına yol açarsa ciddi zarar vermeye hazır olduğumuzu biliyor”

Pazar günü ABD’nin savaş gemisi USS Carney’nin gemiye doğru yönelen üç insansız hava aracını düşürdüğü ve diğer ticari gemilere de desteğe gittiği biliniyor.

ABD’nin Ortadoğu’daki kuvvetlerinden sorumlu olan Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) USS Carney’nin insansız hava araçlarının bir hedefi olup olmadığı konusunda net bir değerlendirmesinin olmadığını belirtti.

Savunma Bakanlığı sözcüsü Sabrina Singh de hafta başında yaptığı açıklamada, bu saldırılarda ABD gemilerinin hedef olmayabileceğini söyledi.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ”tetikte Husiler’in parmağı olsa da saldırılardan İran’ın sorumlu olduğunu” ve Husiler’e İran’ın silah sağladığını belirtti.

ABD Irak ve Suriye’de olduğu gibi neden karşılık vermedi?

ABD şimdiye kadar Irak ve Suriye’de askerlerinin bulunduğu üsleri hedef alan İran destekli grupların saldırılarına bu ülkelerde karşılık verdi. Pentagon’a göre 17 Ekim’den bu yana Irak ve Suriye’deki ABD üsleri 77 kez hedef alındı.

ABD ordusu Husiler’in saldırılarına ise misilleme bağlamında bir karşılık vermedi. Bu tutumun Biden yönetiminin Yemen’deki kırılgan ateşkesin bozulabileceği ve bölgede daha geniş bir çatışmanın körüklenebileceğine ilişkin kaygılarından kaynaklandığı yorumu yapılıyor.

Amerikalı yetkililer askeri adımın bir seçenek olduğunu söylemekle birlikte, Irak ve Suriye’deki saldırılarla Husiler’in saldırıları arasında bir fark olduğunu söylüyor.

Irak ve Suriye’deki Amerikan üslerine saldırılarda bazı askerlerin hafif yaralandığı ve hepsinin de göreve döndüğü biliniyor.

ABD Suriye’de 17 Ekim’den bu yana doğrudan İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı silah depoları ve diğer tesisleri hava harekatıyla üç kez hedef aldı. Irak’taki El Esad üssünün kısa menzilli balistik füzelerle hedef alındığı saldırıya da karşılık verildi.

Husiler’in Kızıldeniz’de bazıları İsrail bağlantılı olan gemilere saldırılarının ardından Uluslararası Deniz Güvenliği Birimi Kızıldeniz ve Babülmendep Boğazı’ndan geçen gemiler için uyarı yayınladı. Gemilerin mümkün olduğunca Yemen sularından uzak rotaları tercih etmeleri, gece seyirde olmaları ve durmamaları uyarısı yapıldı.

Donanma görev gücü olası mı?

ABD müttefikleriyle Kızıldeniz’den geçen gemilere eşlik edilmesi için bir donanma görev gücü oluşturmak üzere görüştüğünü açıkladı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Pazartesi günkü basın toplantısında bölgede bu tür yapılacak devriyelerin ve gemilere eşlik edilmesinin uygun bir karşılık olabileceğini söyledi.

Sullivan, bu yönde atılacak olası bir adımı, İran donanma güçlerinin daha önce gemilere karşı saldırgan tavır sergilediği Körfez’deki misyona ve korsanların zaman zaman Somali açıklarında özel ticari gemileri kaçırdığı dönem alınan önlemlere benzetti.

Somali açıklarındaki korsanlık faaliyetleriyle mücadele amacıyla oluşturulan görev gücüne 39 ülke katılmıştı. Amerikalı yetkililer halihazırda bir mekanizmanın olduğunu belirterek Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde korsan faaliyetlerin önlenmesi amacıyla oluşturulan Birleşik Görev Gücü’ne (CMF) atıfta bulunuyor.

Birleşik Görev Gücü’ne katılan ülkeler arasında Almanya, Fransa, Yunanistan, Hindistan, Ürdün gibi ülkelerin yanı sıra, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye ve Yemen de yer alıyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman ile yaptığı telefon görüşmesinde Husiler’den kaynaklanan tehdit gündemdeydi.

Bakan Austin’ın görüşmede Kızıldeniz’de gemilerin güvenli bir şekilde geçişini sağlamak için diğer ülkelerle birlikte çalışmak istediğini ilettiği belirtildi.

Pentagon sözcüsü Tuğgeneral Pat Ryder, “Bölgede ticari taşımacılığı korumaya yönelik uygun yöntemler konusunda uluslararası müttefik ve ortaklarımızla istişareye devam edeceğiz ve aynı zamanda kuvvetlerimizi korumak için yapmamız gerekenleri yaptığımızdan emin olacağız” dedi.

AP’nin haberinden bir bölüm kullanılmıştır.