ABD'deki üniversitelerde protestolara getirilen kurallara “ifade özgürlüğü” tepkisi

  • Associated Press

Geçen ilkbahar döneminde ABD'deki birçok üniversite kampüsünde İsrail-Hamas savaşıyla ilgili protesto eylemlerinin patlak vermesi, okul yönetimlerinin eylemlere ilişkin kurallar getirmesine yol açtı.

ABD'deki üniversitelerde sonbahar döneminde muhalif eylemler sadece öğrenci aktivistler arasında değil, eğitim kadroları arasında da artıyor. Kampüslerdeki öğrenci protestolarının yeni kurallarla sınırlandırılması, öğretim üyelerinin de seslerini yükseltmesine neden oldu.

Öğretim üyelerine göre yeni protesto kuralları ifade özgürlüğünü ve üniversite yaşamının merkezinde yer alan düşünme özgürlüğünü tehdit ediyor.

Sonbahar eğitim döneminde, en gözle görünür eylemlerden bazıları, protesto hakkını savunan profesörlerden geldi.

Filistin yanlısı çadır kampları geçen ilkbaharda üniversite kampüslerini doldurmuş, mezuniyet törenleri sekteye uğramış, gösteriler antisemitizm suçlamalarına yol açmıştı.

Bu gelişmeler, protesto eylemlerine ilişkin yeni sınırlamalar getirilmesine neden oldu.

İlgili Haberler Yale Üniversitesi mezuniyet töreninde Filistin protestosu

Indiana Üniversitesi'nde Ağustos ayında uygulamaya konulan bir “ifade faaliyeti politikası” gece 23.00'ten sonra protesto düzenlemeyi ve kampüste kamp yapmayı yasaklıyor, pankartlar içinse önceden onay alınması şartı getiriyor.

Bu kurallara meydan okuyan bir grup öğretim üyesi ve öğrenci, her Pazar günü kampüste toplanarak saat 23.00'ü geçen mum ışığı nöbetleri tutuyor.

Akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü tehdit altında

Nöbetlere katılan emekli profesör Russ Skiba, yeni kısıtlamaların kampüslerdeki akademik özgürlüğü sınırlamaya yönelik daha büyük bir hareketin parçası olduğunu söyledi.

Profesörlere göre yeni kurallar, ifade ve akademi özgürlüğünü kısıtlıyor

Indiana eyaletinin Cumhuriyetçi Partili Valisi, Mart ayında kamu üniversiteleri üzerindeki devlet denetimini arttıran bir yasa imzaladı.

Üniversitelerin “tek taraflı düşünceden” muzdarip olduğunu söyleyen bir eyalet meclisi üyesi tarafından desteklenen yasa, öğretim üyelerini, düşünce çeşitliliğini teşvik edip etmedikleri ve siyasi görüşlerini sınıfın dışında tutup tutmadıkları konusunda incelemelere tabi tutuyor.

Indiana Üniversitesi'nde Skiba ve diğer profesörler, muğlak ve yoruma açık olmakla eleştirdikleri tasarıya büyük ölçüde karşı çıkıyor.

Skiba, “Üniversiteler ifade özgürlüğünün kaleleridir, ancak anti-demokratik bir hareket olduğunda, en çok saldırıya uğrayan yerlerden biri ifade özgürlüğü olur” dedi.

Ülkenin başka yerlerindeki üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri yeni kurallara protestolar, nöbetler ve açıklama talepleriyle karşı çıktı.

Harvard Üniversitesi profesörlerinden oluşan bir grup, benzer bir gösteri düzenledikleri için kütüphaneye girişleri geçici olarak yasaklanan Filistin yanlısı öğrencilere destek vermek amacıyla 16 Ekim'de kampüs kütüphanesinde bir “etüd eylemi” düzenledi.

Eylül ayında, California Üniversitesi öğretim üyelerini temsil eden bir grup, sistemin akademik özgürlüklerini kısıtlamaya ve İsrail-Hamas savaşı hakkında “Üniversitenin kendi pozisyonuyla uyumlu olmayan bir şekilde” ders vermelerini engellemeye çalıştığını iddia eden bir şikayette bulundu.

Bazı profesörler için protesto kısıtlamaları aynı zamanda bir işgücü meselesi

ABD'de üniversiteler kalıcı kadro verdikleri profesörlerin sayısını giderek azaltıyor ve bazı bölgelerde kadroların tamamen kaldırılması yönünde baskılarla karşılaşıyor.

Çeşitli eyaletlerdeki eyalet meclisleri; ırk, cinsiyet ve tarih gibi alanlarda nasıl eğitim yapıldığıyla ilgilenmeye başladı.

Bazı profesörler, üniversite yönetimlerinin verdiği protesto yönergelerinin, eğitim kadrolarının üniversite işlerinde söz hakkını azaltmanın bir başka yolu olduğunu söylüyor.

Rutgers Üniversitesi'nde gazetecilik ve medya çalışmaları profesörü olan Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği Başkanı Todd Wolfson, “Öğretim üyeleri olarak örgütlenmeli ve bize bu politikaları gözden geçirme ve sorgulama hakkı veren bir tür ortak yönetişim talep etmeliyiz” dedi.

Hamas liderliğindeki militanların İsrail'in güneyine saldırarak çoğu sivil 1200 kişiyi öldürdüğü ve 250 kişiyi kaçırdığı bir yıl öncekisavaştan bu yana ABD çapındaki kampüslerde tansiyon yüksek.

ABD'de çok sayıda üniversite, yeni eğitim döneminde kampüslerdeki protesto eylemlerine kurallar getirdi.

Gazze'deki sağlık yetkililerine göre İsrail'in saldırısı 42 binden fazla Filistinli'nin ölümüne neden oldu. Ölenlerin kaçının savaşçı olduğu belirtilmiyor.

Üniversiteler, ifade özgürlüğünü korurken öğrencileri ayrımcılıktan korumaları için büyük baskı altında. Baskının bir kısmı ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçi Partililer'den geliyor.

Geçen ilkbahar döneminde bazı kampüslerde yaya trafiğini engelleyen gösterilerde antisemitik imgeler ve söylemler de yer almıştı. Bazı Yahudi öğretim üyeleri ve öğrenciler, protestoların kendilerini güvende hissetmemelerine yol açtığını ifade etmişti.

Northwestern Üniversitesi Rektörü Michael Schill, dönem başında yeni yönergeleri duyuran mesajında, kampüsteki herkesin kendini güvende hissettiğinden emin olunması gerektiğini söyledi ve “Gözdağına yol açan ve diyalog ve eğitimin gelişebileceği bir ortamı engelleyen faaliyetler tekrarlanamaz” dedi.

“Sadece ifade özgürlüğü değil, Filistin yanlısı sesler de bastırılıyor”

Northwestern Üniversitesi'nin protesto eylemlerine ilişkin yeni politikasını, belirli eylemleri susturmak için siyasi baskıya boyun eğmek olarak niteleyerek karşı çıkan 52 öğretim üyesi, açık mektup kaleme aldı.

İlgili Haberler Polis MIT, Pennsylvania ve Arizona Üniversiteleri’ndeki Filistin yanlısı kampları dağıttı

Mektubun imzacılarından Profesör Şirin Voussoughi, yeni kuralların sadece ifade özgürlüğünü değil, özellikle Filistin yanlısı sesleri de bastırdığını söyledi.

Geçen ilkbahardaki protestolar sırasında bazı öğretim üyeleri göstericilerle aynı safta yer aldı. Diğerleri ise öğrenciler için arabuluculuk yaptı.

Columbia Üniversitesi, Massachusetts Üniversitesi, Brandeis Üniversitesi ve California Teknik Üniversitesi gibi bazı okulların eğitim kadroları, yöneticilere, protestoları ele alış biçimleri nedeniyle güvensizlik oyu verdi.

Northwestern Üniversitesi'nde Steven Thrasher, geçen bahardaki protestolar sırasında üniversite polisi tarafından kolluk kuvvetlerini engellemekle suçlanan üç öğretim üyesi arasındaydı. Üniversitenin hakkında soruşturma açtığı Thrasher, bu sonbaharda açığa alındı ve ders vermekten men edildi.

Thrasher, bu sonbaharda yaptığı açıklamada, “Kendimi, öğrencilerin güvenliğinin ve kendilerini ifade etme becerilerinin koruyucusu olarak görüyordum. Öğrencilere yönelik şiddet olaylarını görmeye başlar başlamaz elimden geleni yapacağımı biliyordum” dedi.

Üniversiteler, bu kuralların eğitimde aksamaları sınırlandırmayı amaçladığını söylerken, öğretim üyeleri bu kuralların muhalif sesleri etkisiz hale getirdiğini kaydediyor.

Columbia Üniversitesi'nden matematik profesörü Michael Thaddeus, yeni kurallara göre gösterileri önceden bildirmek gerektiğini ve kampüsün bir alanının “temel amaçlarını önemli ölçüde engelleyen” gösterileri önlediğini hatırlattı.

İlgili Haberler Başkent Washington’daki George Washington Üniversitesi’nde Filistin yanlısı 33 protestocu gözaltına alındı

Bir protestonun tüm amacının görünürlük sağlamak ve ses çıkarmak olduğunu söyleyen Thaddeus, “Sadece boşluğa konuşursanız ve kimse sizi duymazsa ifade özgürlüğü hakkınızı kullanmış olmazsınız; buna söylediklerinizden hoşlanmayan insanlar tarafından görülme ve duyulma hakkı da dahil” şeklinde konuştu.

Akademisyenler ayrıca, kalıcı kadro korumasına sahip olmayan profesörler, yarı zamanlı öğretim üyeleri ve okutmanların artan oranıyla da bağlantı kuruyor.

Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği genel danışmanı Risa Lieberwitz, baskıların bir sonucu olarak profesörlerin ifade ve akademik özgürlük meselesini giderek bir emek ve iş sorunu olarak gördüğünü söyledi.

Sendikalaşmanın büyüdüğünü ve arttığını söyleyen Lieberwitz, bunun bir nedeninin örgütlenmenin ve demokratik haklara sahip çıkmanın öneminden kaynaklandığını belirtti.

Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği Başkanı Todd Wolfson, profesörlerin öğrencilerin gösteri yapma ve özgürce konuşma haklarını savunmaları gerektiğini kaydetti.

Wolfson, “Öğrencilerin ifade özgürlüğü hakları, üniversitenin can damarıdır. Eğer öğrencilerin büyük bir sorun olduğunu düşündükleri bir şeyi protesto etme haklarını kısıtlayacaksak eleştirel düşünceye ve soruların yanıtlarını keşfetmeye dayalı bir üniversiteye sahip olamayız” dedi.