Amerika Çalışma Bakanlığı'na göre ülkede enflasyon, 40 yıldan uzun süre sonra en hızlı seviyede yükseldi. Bakanlığın bugün açıkladığı verilere göre, gıda, benzin, konut ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin maliyetinin artması Amerikalı tüketicileri zorlarken birçok çalışanın aldığı maaş artışlarını sıfırladı.
Bakanlık verilerine göre tüketici fiyat endeksi Mart ayında, 12 ay öncesine göre yüzde 8,5'e yükseldi. Bu artış, 1981 yılı Aralık ayından bu yana en yüksek yıldan yıla artış olarak kayda geçti. Fiyatlardaki yükselişte tedarik zincirlerindeki darboğaz, yüksek tüketici talebi ve Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaş nedeniyle küresel gıda ve enerji piyasalarındaki aksaklıklar büyük rol oynuyor.
Çalışma Bakanlığı raporu, Amerika'da enflasyon oranının Şubat ayından Mart ayına yüzde 1,2 oranında yükseldiğini gösteriyor. Ocak ayından Şubat ayına olan artışsa binde 8 oranındaydı.
Mart ayı enflasyon rakamları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal ettiği 24 Şubat tarihinden bu yana benzin fiyatlarındaki artışa ilişkin ilk tam aylık veriyi de yansıtıyor. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının Batılı ülkelerin Rus ekonomisine karşı yaptırım kararları alması sonucu küresel gıda ve enerji piyasaları sekteye uğramaya başladı. Amerikan Otomobil Birliği'ne (AAA) göre benzinin galon (3,78 litre) başına ortalama fiyatı, son birkaç hafta içinde gerilese de, bir yıl öncesine göre yüzde 43 oranında artarak 4,10 dolara yükseldi.
Enerji fiyatlarındaki artış, ürünlerin nakliyesinde taşımacılık maliyetlerinin yükselmesine neden oldu. Bu da tüketiciler için fiyatların artmasıyla sonuçlandı.
Fiyatların artmaya devam ettiğine ilişkin son veriler, Amerika Merkez Bankası'nın (FED) kredi alımını ve harcamaları yavaşlatmak ve enflasyonu dizginlemek amacıyla önümüzdeki aylarda faiz oranlarını arttırmaya devam edeceği beklentilerini pekiştirdi.
Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaştan önce de fiyatlarda artış gözleniyordu. Tüketici harcamalarının artması, maaşların istikrarlı şekilde yükselmesi ve kronik hale gelen tedarik sıkıntısı, Amerika'da tüketici enflasyonunu son 40 yılın en yüksek seviyesine çıkarmıştı. Tüketici fiyat endeksinin üçte birini oluşturan konut maliyetlerinde de artış gözleniyor ve bu artışın kısa sürede geri çevrilmesi beklenmiyor.
Ekonomistler, ekonominin pandemi dönemindeki gerileme sonrasında toparlanmaya başlamasıyla tüketici harcamalarının ürünler dışında hizmeti de kapsayacak şekilde genişlediğine dikkati çekiyor. Bunun sonucunda ilk önce otomobilden mobilyaya, elektronik eşyadan spor ekipmanlarına çok farklı ürünlerde arz sıkıntısı nedeniyle artan enflasyon, seyahat, sağlık ve eğlence gibi alanları kapsayan hizmet sektörüne de sıçradı.
Amerika Merkez Bankası'nın faiz arttırımına gitmesi, tüketiciler ve şirketler için borçlanma maliyetlerini arttıracak. Özellikle konut kredisi (mortgage) faizleri, FED kararlarından doğrudan etkilenmese de, son haftalarda hızlı yükselişe geçti ve konut fiyatlarının artmasına neden oldu. Çok sayıda ekonomist, FED'in faizleri arttırmaya başlamak için çok uzun süre beklediği, şimdiyse faizleri fazlasıyla arttırmak zorunda olmasının ekonomik gerilemeyi tetikleyebileceği kaygısı taşıdıklarını söylüyor.
FED'in faiz arttırımı enflasyonu dizginlemeye yetmeyebilir
Amerikan ekonomisi şimdilik işsizlik oranının son 50 yılın en düşük seviyesinde seyretmesi ve yeni istihdam alanlarının rekor düzeyde artması nedeniyle istikrarını sürdürüyor. Ancak hızla artan enflasyon ve bunun Amerikan halkının gündelik yaşamına olan etkileri, Kasım ayında yapılacak Kongre ara seçimlerinde Senato ve Temsilciler Meclisi'nin kontrolunu ellerinde tutmayı amaçlayan Başkan Joe Biden ve Demokrat Partililer için siyasi bir tehdit olmaya devam ediyor.
Ekonomistler, beklenen keskin faiz artışlarının bile FED'in bu yılın sonunda enflasyon oranını yıllık hedef olan yüzde 2'ye çekebileceğine şüpheyle bakıyor.
Son 40 yıldır büyük oranda kontrol altında tutulan enflasyon, geçen yıl ilkbahar aylarında, hem Amerikan ekonomisi hem de küresel ekonomilerin 2020 yılı ilkbaharında patlak veren ve ekonomik gerilemeye yol açan Corona virüsü pandemisinden beklenmedik bir hız ve güçle çıkması üzerine ivme kazanmaya başladı.
Hükümetin yaptığı harcamalar ve pandemi dönemi yardımlarıyla aşırı düşük faiz oranları, hızla artan tüketici talebini karşılamakta zorlanan şirket ve işyerlerini hazırlıksız yakaladı. Fabrikalar ve limanlar, yükselen talebe zamanında yanıt veremeyince taşımacılık ve nakliyedeki gecikmeler kronikleşmeye, fiyatlar da artmaya başladı.
Kimi ekonomistler ayrıca 1 trilyon 900 milyar dolarlık 2021 yılı Mart ayı ekonomik teşvik programının da yükselen enflasyona katkıda bulunduğunu kaydediyor. Bu program kapsamında Amerikalı ailelere bin 400 dolarlık nakit ödeme yapılmış ve bu nakit enjeksiyonu, zaten kızışmış olan ekonominin daha da ısınmasına yol açmıştı.