ABD Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyeleri, ABD’nin Çin ekonomisi karşısında rekabet gücünü arttırmaya yönelik yeni yasa hazırlıklarını hızlandırdı. Konuyla ilgili bir yasa tasarısında özellikle ABD’nin yarı iletken endüstrisinin güçlendirilmesine odaklanılıyor.
Her iki partiden milletvekili ve senatörlerin destek verdiği tasarıya, bazı uzmanlar ve iş dünyasının liderleri, uzun vadede olumsuz etki yaratacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor.
Kongre’nin üst kanadı Senato’da geçen yıl aynı hedefle ABD İnovasyon ve Rekabet Yasası hem Demokrat hem de Cumhuriyetçiler’in oylarıyla onaylandı. Bu tasarıda Amerikan yarı iletken sektörüne 52 milyar dolar, Amerika’nın rekabet gücünü arttırma amacıyla araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütülmesi içinde 200 milyar dolarlık yardım öneriliyor.
Demokratlar’ın çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nde de onaylanması beklenen rekabet gücünü arttırma yasası ile Senato’nun aynı amaçlı yasa tasarısı arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılıp, her iki kanadın da ortak bir yasa tasarısında görüş birliğine varması gerekiyor. Ortak noktada buluşulmasının ardından tasarı Başkan Biden’ın imzasına sunulacak.
Diğer taraftan, ülkesinin Çin ekonomisi karşısında rekabet gücünü arttırma hedefine tam destek sunan Başkan Biden, ilgili yasanın biran önce Beyaz Saray’a onay için iletilmesini talep ediyor.
Kongre’nin “dönüşümsel yatırımlar” içeren adımından övgüyle bahseden Biden, “Çin’e ve tüm dünyaya, 21’inci yüzyılın Amerikan yüzyılı olacağını göstermek için bir fırsat var” dedi.
Çin’in teşvikleriyle rekabet
Geleneksel olarak hükümetin ülke ekonomisine müdahalesine sıcak bakmayan Cumhuriyetçiler de bu kez Demokratlar’la büyük oranda görüş birliği içinde.
Son yıllarda Amerikan şirketleri, devlet desteği alan Çin firmaları karşısında büyük bir rekabet içine girmek durumunda kalıyor. Cumhuriyetçi Florida Senatörü Marco Rubio, geçen yıl Haziran ayında rekabet yasası Senato gündemindeyken şu açıklamalarda bulunmuştu: “Kilit konumdaki bir endüstriyi böylesi bir hedefle yatırım yapmak birkaç yıl öncesine kadar sözkonusu bile olamazdı. Ancak şu an daha akılcı bir endüstri politikaya ihtiyacımız olduğu yaygın bir şekilde kabul ediliyor.”
Kongre üyeleri arasında görüş birliğiyle kabul edilen bu yaklaşım, bir taraftan da bazı uzmanları şaşırtıyor. Amerika’nın Sesi’ne (VOA) konuşan Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (CSIS) kıdemli ekonomi uzmanı Gerard DiPippo, “Washington’da bir tür kafa karışıklığı mevcut. Bir taraftan Çin’in endüstri politikalarının adil olmadığı savunuluyor, bir taraftan da bu, aslında Çin’in rekabet alanındaki başarısının bir parçası olarak görülüyor. Bir taraftan da, bu tür politikalara başvurma konusunda bir tereddüt de mevcut çünkü Çin’in politikaları saptırıcı ve etkisiz olduğu görüşü de hakim” dedi.
Yarı iletkenler odak noktası oldu
ABD’de pandemi nedeniyle gerileyen ekonomide geçen yıl güçlü bir canlanma kaydedildi. Ancak buna rağmen, yarı iletken çip stoklarındaki düşüş nedeniyle başta otomotiv endüstrisi olmak birçok sektör geride kaldı. Tedarik zincirinde yaşanan kriz nedeniyle endüstrinin ihtiyacı olan yarı iletkenlerin tedariği de risk altına girince, Kongre üyeleri bu ürünlerin yurtiçinde üretiminin ciddi oranda arttırılması için harekete geçti.
Hem Senato’nun geçen yıl onayladığı tasarıda, hem de Temsilciler Meclisi gündeminde olan yasa tasarısı çerçevesinde, yarı iletken endüstrisine 52 milyar dolarlık teşvik paketi sunulması öneriliyor.
Çin, yarı iletken endüstrisinde ABD’nin bir numaralı rakibi değil. Her ne kadar Çin’de bazı yarı iletkenler üretimde olsa da, dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi Tayvan’daki Tayvan Yarı İlekten Üretim Şirketi (TSMS).
“Ayrıştırma uzun vadede her iki ülkeye de zarar verir”
Çinli şirketlerle işbirliği içinde olan bazı Amerikan şirketleri yöneticileri, her iki ülkenin de birbirlerinden ekonomik olarak bağımsız olma çabalarının uzun vadede yaratacağı olası olumsuz etkilerden endişeli.
ABD-Çin İş Konseyi direktörlerinden Doug Barry, VOA’e konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Çinli yetkililer, Amerikan ihraç ürünlerine koyulan kısıtlamaların arttırılmasına, Çin firmaların bazı Amerikan ürünlerine erişiminin engellenmesine ve Çin ile bazı doğrudan işbirliği adımlarının kısıtlanmasına tepkili” ifadelerini kullandı.
Barry’ye göre, Çinli yetkililer, ABD’nin bazı kilit ürünlerin üretimini Amerika’ya yönlendirme girişimleri nedeniyle kaygılı. Barry, bir taraftan da, Çin hükümetinin de ileri teknoloji yarı iletkenlerin tedariğinde dışarıya bağlılığı azaltma çabasında olduğuna dikkat çekiyor.
ABD-Çin İş Konseyi üyelerinin endişe içinde olduğunu söyleyen Barry, “Bu karşılıklı ayrıştırma uzun vadede her iki ülkenin de çıkarlarına uymayacaktır” dedi ve iki ülkenin liderlerinin “farklılıkları aşmak, Dünya Ticaret Örgütü ilkelerine uymak ve Faz 1 Anlaşması’nın gerekliliklerini yerine getirmek için doğrudan diyalog içinde olmaları” gerektiğini savundu.
“ABD yanlış yolda”
Competitive Enterprise Institute (Rekabetli Girişim Enstitüsü) uzmanlarından Ryan Young da konuyla ilgili gözlem ve yorumlarını VOA ile paylaştı. Young’a göre, Çin’in ekonomi politikalarına benzer adımlarla Amerikan ekonomisine müdahale çabası içinde olan ABD bu konuda “yanlış yolda.”
Çin’in birçok sektöre devlet desteği sunarak avantaj sağladığını hatırlatan Young, Amerika’nın da aynı şekilde bir çözüm bulması gerektiği anlamına gelmediğini söylüyor.
Young ayrıca birçok büyük Çin teknoloji şirketinin devlet desteğine rağmen ciddi borçlar, teknik yetersizlik ve siyasal müdahale ile karşı karşıya olduğuna da vurgu yapıyor.
Kongre’de yarı iletken endüstrisi odaklı teşvik paketi hazırlığı devam ederken, bu endüstride faaliyet gösteren bazı firmalar şimdiden üretimi ABD’ye taşıdı. Bunlar arasında olan çip üreticisi devlerinden Intel, Arizona’da 50 milyar dolarlık bir çip üretim tesisini faaliyete geçirdi.