ABD Anayasa Mahkemesi'nin ilk kadın üyesi olan emekli Yargıç Sandra Day O'Connor'ın 93 yaşında öldüğü açıklandı. O’Connor merkezci görüşleri ve kurnaz müzakere becerileriyle çeyrek asırlık görev süresinin büyük bölümünde ülke hukukuna yön vermişti.
Mahkemeden yapılan açıklamada, O'Connor'ın Phoenix'te ileri derecede demans ve solunum yolu hastalığına bağlı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü belirtildi.
Ülkenin en yüksek mahkemesinden 2006 yılında emekli olan O'Connor'a son yıllarında demans teşhisi konmuş ve Ekim 2018'de kamu hayatından çekildiği açıklanmıştı.
Eski Cumhuriyetçi Başkan George W. Bush, pragmatik batılı yargıcın yerine ideolojik olarak daha katı, muhafazakar Yargıç Samuel Alito'yu getirdiğinde, zaten muhafazakar olan mahkeme daha da sağa kaymıştı.
Arizona'da bir çiftlikte büyüyen O'Connor, önce kendi eyaletinde siyasetin, ardından da başkentte hukukun erkek egemen dünyasında yer buldu.
Cumhuriyetçi Başkan Ronald Reagan tarafından 1981'de atanması, onu 1789'da kurulan Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşık iki asır sonra ilk kadın yargıcı yaptı. Ancak tarihteki yeri sadece erkeklere özgü engelleri aşmanın ötesine geçti.
O’Connor, doğası gereği muhafazakar olmasına rağmen, mahkemenin ideolojik merkezi haline geldi. Pragmatizm ve fikir birliği oluşturma becerisiyle, kadınların kürtaj hakkının korunmasına yardımcı olmak ve üniversite kampüslerinde pozitif ayrımcılığı desteklemek dahil, döneminin en tartışmalı konularında kararların kontrolü ondaydı.
Çiftlik hayatıyla oluşan iş ahlakı ve sade konuşma tarzıyla O'Connor'ın mantrası ‘yapıcı olmak’tı. Görev süresini ıslak çimento üzerinde yürümeye benzeterek "çünkü sunduğunuz her görüş, bir ayak izi bırakır" demişti.
Kendi döneminde görev yapan yargıçların aksine, O'Connor siyasi seçimlerde yarışmış bir isimdi ve arka planda nasıl çalışılacağını, oyların nasıl sayılacağını biliyordu. Eski Cumhuriyetçi eyalet senatörü, diğerlerinin elini güçlendirmek ve çoğunluk kararı için dokuz kişi arasında kritik beş oya ulaşmak için sık sık, tek tek yargıçlarla strateji geliştirirdi.
Kürtaj hakkı kararı için çalıştı
O'Connor kapsamlı açıklamalardan kaçındı ve aşamalı değişim için oy kullandı, bu süreçte mahkemede önemli bir oy haline geldi. Görüşleri zamanla daha liberal hale geldi. Kürtajı ülke çapında yasal hale getiren 1973 tarihli Roe v. Wade kararı hakkında bazı kararsızlıklarını ifade ettikten sonra, 1992 yılında Roe'nin temel hükmünü onaylamak için kritik bir ittifak oluşturdu.
Sandra O’Connor, "Bazılarımız birey olarak kürtajı en temel ilkelerimize veya ahlakımıza aykırı buluyoruz ama bu (mahkemenin) kararını kontrol edemez" diye yazdı.
Genel olarak ırksal çözümlere şüpheyle yaklaşan O'Connor, 2003 yılında kampüslere kabulde ırksal azınlıkların lehine pozitif ayrımcılığı destekleyen önemli bir oy kullandı.
İlgili Haberler ABD’de Bitmeyen Tartışma: Kürtaj
O'Connor kararda, "bölünmez tek ulus hayalinin gerçekleşmesi için" üniversitelerin çeşitlilik için çaba göstermesi gerektiğini yazdı.
1986 yılında Georgia'da eşcinseller arasında cinsel ilişkiyi yasaklayan bir yasanın onaylanması yönünde oy kullandı, ancak 2003 yılında Teksas'taki benzer bir yasanın iptali yönünde oy verdi.
O'Connor, 2000 yılında Cumhuriyetçi George W. Bush'un Demokrat Al Gore'a karşı başkanlığı kazanmasını sağlayan Florida başkanlık oylarının yeniden sayımını durdurmak için mahkeme ideolojik çizgide 4’e 5 oyla karar verdiğinde çoğunluktaydı.
Daha sonra bu karardan duyduğu pişmanlığı dile getirerek 2013 yılında Chicago Tribune gazetesine mahkemenin, bu işe karışmasına gerek olmadığını söyledi.
Stanford’da hukuk okudu
Harry ve Ada Mae Day çiftinin üç çocuğundan en büyüğü olarak 26 Mart 1930'da dünyaya gelen O'Connor, ailenin Lazy B çiftliğinde zor ve yalnız bir hayat sürerek büyüdü. Okul için Teksas'ın El Paso kentine gönderildi ve orada anneanne ve dedesiyle yaşadı.
Liseden 16 yaşında mezun oldu, Stanford Üniversitesi'ne gitti. Sınıftaki sadece beş kadından biri olarak hukuk fakültesine başladığında henüz 19 yaşındaydı.
O'Connor sınıf birinciliğine yakın bir dereceyle mezun oldu ancak çoğu hukuk firmasının iş tekliflerini reddetti. Los Angeles merkezli bir firma hukuk sekreteri olarak iş teklif etti ancak O'Connor bunu da reddetti ve sonunda California'nın San Mateo ilçesinde, bölge savcısının ofisinde iş buldu.
Hukuk fakültesinde tanıştığı kocası John ile birlikte daha sonra Phoenix'e yerleştiler. Eyalet siyasetinde aktif olmaya başladığında üç oğlunu büyütüyordu. 1969'da bir eyalet senatörünün bitmeyen görev süresini doldurmak üzere atandı ve ardından koltuğu korumak için adaylığını koyarak seçildi.
O'Connor 1973 yılında Arizona Senatosu çoğunluk lideri oldu ve ülkede bir eyalet senatosuna liderlik eden ilk kadın oldu. 1974'te eyalet duruşma yargıcı olarak seçildi ve 1979'da eyalet temyiz mahkemesine atandı.
O'Connor 1979 yılında ortak arkadaşları vasıtasıyla o dönem ABD’nin başyargıcı olan Warren Burger ile tanıştı. Burger çok etkilendiği O’Connor’ın kısa süre içinde ulusal hukuk konferanslarına davet edilmesini sağladı.
1980 yılında Reagan, Demokrat Partili Jimmy Carter'a meydan okurken Anayasa Mahkemesi’ne bir kadın atama sözü verdi. Reagan göreve geldikten kısa bir süre sonra Yargıç Potter Stewart emekli olduğunu açıkladı. Reagan'ın listesinde O'Connor da yer aldı.
Reagan onunla tanıştığında büyülenmişti. Hukukla ilgili çok az, atlar ve Batı'daki yaşam hakkında ise daha fazla konuştular. Senato’nun 0’a karşı 99 tam oyla onayladığı O'Connor, 25 Eylül 1981'de yemin ederek göreve başladı.
1988'de mastektomiden sonra atlattığı meme kanseri ve kocasının yakalandığı Alzheimer hastalığıyla ilgili araştırmaların önemi konusunda farkındalık yarattı. Ocak 2006'da emekli oldu ve 2009'daki ölümüne kadar, hasta olan kocasına baktı.
Kürsüden ayrıldıktan sonra kendini yurttaşlık eğitimini geliştirmeye adayan O'Connor, ortaokul ve lise öğrencileri için ücretsiz çevrimiçi kaynaklar sağlayan iCivics adlı bir grup kurdu. Demokrat Partili eski Başkan Barack Obama, 2009 yılında kendisine Beyaz Saray'da bir başkanın verebileceği en yüksek sivil onur olan Başkanlık Özgürlük Madalyası'nı takdim etti.