ABD Anayasa Mahkemesi haftaya sosyal medya içeriklerinin denetlenmesine ilişkin tartışmaları dinleyerek başladı.
Mahkemenin gündeminde, federal yetkililerin seçimler ve COVID-19 dahil yanlış bilgi olarak gördükleri paylaşımları kaldırmaları için Biden yönetiminin, sosyal medya platformlarını nasıl teşvik ettiğine ilişkin ifade özgürlüğü temelli itirazlar var.
Yönetim, bir alt mahkemenin Beyaz Saray ve diğer bazı federal yetkililerin sosyal medya platformlarıyla iletişimini kısıtlayan ihtiyati tedbir kararına itiraz etti.
Cumhuriyetçiler’in yönetimindeki Missouri ve Louisiana eyaletleri ile birlikte beş bireysel sosyal medya kullanıcısı, Biden yönetimine dava açtı.
İfade özgürlüğünün ihlali mi dezenformasyona karşı koruma mı?
Davacılar, hükümetin eylemlerinin, Facebook, Youtube ve X (Twitter) gibi platformlardan paylaşımları kaldırılan kullanıcıların ABD Anayasası'nın 1. ek maddesindeki ifade özgürlüğü haklarını ihlal ettiğini savundu.
İlgili Haberler 5 soruda ABD’de olası TikTok yasağıDava, alt mahkemelerin de tespit ettiği gibi, idarenin sadece iletişim ve ikna ile yetinmeyip, hoşa gitmeyen söylemleri hukuka aykırı bir şekilde sansürlemek için platformları güçlü bir şekilde etkileyerek veya zorlayarak, çizgiyi aşıp aşmadığını sorguluyor.
Biden yönetimi ise platformların kendi politikalarını ihlal eden içeriklere karşı, yetkililerin sosyal medya şirketlerini uyararak çevrimiçi dezenformasyonun tehlikelerini azaltmaya çalıştığını savunuyor. Bu uyarılar, pandemi sırasında aşılarla ilgili yanlış bilgileri de içeriyordu. Yönetime göre yanlış bilgiler, önlenebilir ölümlere neden oldu.
Anayasa Mahkemesi yargıçları Şubat ayında, Teksas ve Florida'da kabul edilen ve platformların içerik denetleme uygulamalarını kısıtlayan yasaların yürürlükte kalıp kalmayacağına ilişkin bir başka sosyal medya davasında savunmaları dinledi.
Bu yasaların Cumhuriyetçi destekçileri, bu platformlarda muhafazakar seslere karşı önyargı olarak tanımladıkları durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.
Liberaller ve Demokratlar’ın yanısıra pek çok araştırmacı da sosyal medya platformlarının halk sağlığı, aşılar ve seçim sahtekarlığı gibi konularda yanlış ve yanıltıcı bilgileri yaymasının tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu.
Pazartesi günü görülen davada davacılar, platformların muhafazakar eğilimli konuşmaları bastırdığını ileri sürdüler. Davacılar, bu durumu Anayasa’nın birinci ek maddesi tarafından yasaklanan bir devlet eylemi olan hükümet baskısı ile ilişkilendirdiler.
Anayasa Mahkemesi, Ekim ayında alt mahkemenin tedbir kararını, davanın yargıçlar tarafından incelenmesini beklemek üzere askıya aldı.
Adalet Bakanlığı, başkanlar dahil hükümet yetkililerinin, kamuoyunu ilgilendiren konularda görüşlerini ifade etmek ve bilgi vermek için uzun zamandır kendi platformlarının gücünü kullandıklarını söyledi.
Adalet Bakanlığı ayrıca, bu bilgiler ışığında kararlar alan özel kuruluşların, olumsuz sonuçlarla tehdit edilmedikleri sürece devlet aktörü olmadıklarını söyledi.
Bakanlık ayrıca, idarenin eylemlerini sınırlayan bir tedbir kararının, ulusal güvenliği korumak dahil hayati hükümet iletişimlerini engelleyebileceğini söyledi.
İlgili Haberler Blinken Demokrasi Zirvesi’nde dezenformasyonun tehlikeleri konusunda uyardıDava açılanlar arasında, Beyaz Saray, Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Sağlık Bakanlığı, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ve Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Dairesi dahil federal hükümet genelindeki yetkililer ve kurumlar var.
Louisiana merkezli ABD Bölge Yargıcı Terry Doughty Temmuz 2023'te ihtiyati tedbir kararı vermişti.
Doughty, hükümetin pandemi sırasında halk sağlığı önlemleri olarak maske takma, sokağa çıkma yasakları ve aşılara karşı "istenmeyen muhafazakar söylemin" bastırılmasına katkıda bulunduğunu iddia eden davacıların başarılı olma ihtimalinin yüksek olduğu sonucuna varmıştı.
Doughty’nin, Demokrat Biden'ın Cumhuriyetçi Donald Trump'ı mağlup ettiği 2020 seçimlerinin geçerliliğini sorgulayan söylemin bastırılması ile ilgili kanaati de benzerdi.
İhtiyati tedbir kararı, bir dizi hükümet yetkilisinin, belirli gönderilerin silinmesini istemek gibi içerik denetimi konusunda platformlarla iletişim kurmasını yasakladı.
New Orleans merkezli 5. ABD Temyiz Mahkemesi daha sonra bu kararı iptal etti.
Anayasa Mahkemesi'nin kararının Haziran ayı sonuna kadar çıkması bekleniyor.