ABD Savunma Bakan Vekili Christopher Miller, Afganistan ve Irak’taki Amerikan askerlerinin sayısının Ocak ayı ortasına kadar kısmen azaltılacağını resmen açıkladı.
Pentagon’da basın açıklaması yapan Miller, Afganistan’da görev yapan ABD askerlerinin sayısının 15 Ocak’a kadar 4.500’den 2.500’e indirileceğini söyledi. Miller, aynı tarihe kadar Irak’taki askerlerinin sayısının da 3.000’den 2.500’e düşürüleceğini belirtti.
Böylece 20 Ocak’ta başkanlık yemin törenine kadar ABD’nin her iki ülkede de 2.500 askeri kalmış olacak.
Başkan Donald Trump’ın Noel’e kadar Afganistan’daki Amerikan askerlerinin tamamını çekmeyi planladığı yönünde haberler çıkmıştı. Bu ülkeden ABD askerlerini çekme sözü, Başkan Trump’ın seçim kampanyası döneminden bu yana dile getirdiği bir hedefti. Kararı eleştirenler ise, Afganistan’dan çekilmenin ülkede zaten kırılgan durumdaki güvenlik koşullarını zafiyete uğratacağı ve Afgan hükümetiyle Taleban arasında yürütüler barış görüşmelerine de zarar vereceğini savunuyor.
NATO'dan ABD'ye Afganistan uyarısı
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, Bakan Vekili Miller'ın basın toplantısından önce yaptığı açıklamada, çekilmenin bedelinin ittifak için ağır olacağını söylemişti.
Stoltenberg Salı günü yaptığı açıklamada, "Şimdi zor bir kararla karşı karşıyayız. Neredeyse 20 yıldır Afganistan’dayız. Hiçbir NATO müttefiki gereğinden fazla kalmak istemiyor. Ancak aynı zamanda, çok erken veya koordinasyonsuz bir şekilde ayrılmanın bedeli çok yüksek olabilir’’ dedi.
‘’Afganistan'ın bir kez daha uluslararası teröristlerin anavatanlarımıza saldırılar planlayıp organize etmeleri için bir platform olma riski var’’ diyen Stoltenberg, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta kaybettiği terör hilafetini bu ülkede yeniden inşa edebileceği uyarısı yaptı.
NATO’nun Afganistan’da ulusal güvenlik güçlerini eğitmeye ve bunlara tavsiyelerde bulunmaya yardımcı olan onlarca ülkeden 12.000 civarında askeri bulunuyor. Bu askerlerin yarısından fazlası ABD askeri değil, ancak 30 ülkeden oluşan ittifak, nakliye, hava desteği, lojistik ve diğer yardımlar için büyük ölçüde Washington’a güveniyor. NATO’nun ABD’nin yardımı olmadan operasyonunu yavaşlatması bile olası değil.
İlgili Haberler Afganistan’dan ‘‘Kısmi Çekilme’’ SinyaliABD'nin kararı, Trump'ın Pentagon'un üst düzey mevkilerine, savaş bölgelerinde devam eden askeri varlıktan duyduğu rahatsızlığı paylaşan yeni isimler getirmesinden sadece günler sonra geldi.
Amerikalı yetkililer, hafta sonu askeri liderlere planlanan geri çekilme hakkında bilgi verildiğini ve bir başkanlık kararnamesinin çalışmalarının sürdüğünü söylemişti.
NATO, ABD liderliğindeki koalisyonun eski El Kaide lideri Usame bin Ladin'i barındırdığı için Taleban'ı hedef almasından iki yıl sonra, 2003 yılında Afganistan'daki uluslararası güvenlik çabalarının sorumluluğunu üstlendi. 2014'te Afgan güvenlik güçlerine eğitim ve danışmanlık vermeye başladı, ancak ABD'nin arabuluculuğunda yaptığı bir barış anlaşması doğrultusunda kademeli olarak askerleri geri çekti.
Stoltenberg, "ABD'nin daha fazla asker azaltmasına rağmen NATO, Afgan güvenlik güçlerini eğitme, tavsiyede bulunma ve yardım sağlama misyonunu sürdürecek. Ayrıca, onları 2024'e kadar finanse etmeyi taahhüt ediyoruz" dedi.
NATO’nun Afganistan’daki güvenlik operasyonu şimdiye kadarki en büyük ve en iddialı girişimi. New York ve Washington'a yönelik 11 Eylül saldırılarının ardından NATO tüm müttefikleri ABD'yi desteklemek için harekete geçirerek, 5. Madde olarak bilinen, ortak savunma maddesini ilk kez devreye sokmuştu.
Stoltenberg de "Avrupa ve ötesinden yüzbinlerce asker, Afganistan'da Amerikan birlikleriyle omuz omuza durdu ve bunların 1000'den fazlası yaşamını kaybetti. Afganistan'a birlikte gittik. Ve doğru zaman geldiğinde, koordineli ve düzenli bir şekilde birlikte ayrılmalıyız. Kendi güvenliğimiz için bu taahhüdü yerine getirecek tüm NATO müttefiklerine güveniyorum" diye konuştu.
ABD, NATO'nun en büyük ve en etkili müttefiki. Savunma için diğer tüm ülkelerin toplamından daha fazla para harcıyor. Ancak Trump diğer liderleri savunmaya yeterince para harcamadıkları için sürekli eleştirdi ve Avrupalı müttefiklerin ve Kanada'nın güvenlikleri için önemli gördükleri İran nükleer anlaşması ve Açık Semalar Antlaşması gibi güvenlik anlaşmalarından vazgeçti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen yıl NATO’nun kısmen ABD liderliğinin de olmaması nedeniyle "beyin ölümü" yaşadığını söylemişti. Stoltenberg ise, 2016'da iktidara gelmesinden bu yana Trump'ı veya kararlarını alenen eleştirmekten kaçınıyordu.
Afganistan Savunma Bakanı çekilmeden endişeli değil
Afganistan'daki üst düzey hükümet yetkilileri ise ABD'nin askerlerini geri çekmeyi planladığı haberlerini çok ciddiye almayan bir tavır sergiliyordu. Afgan yetkililer, yerel güçlerin ülke çapında neredeyse tüm güvenlik operasyonlarını bağımsız olarak yürüttüğünü ve yalnızca yabancı ortaklardan küçük bir hava desteği aldıklarını söylüyor.
Afganistan Savunma Bakanı Esedullah Halid, Meclis’e hitaben bugün yaptığı konuşmada, yabancı askerlerin ülkeden aniden çekilmesinin, hükümetinin Taleban isyancılarıyla savaşma yeteneğini baltalayacağına dair artan endişeleri gidermeye çalıştı.
Halid, şu anda Afgan güvenlik güçlerinin Taleban'a yönelik operasyonlarının yüzde 96'sını tek başına gerçekleştirdiğini ve yabancı ortaklardan yüzde 4 hava desteği aldığını kaydetti.
Ancak Savunma Bakanı, uluslararası güçlerin Afganistan'dan tamamen ayrılmasını öngörmediğinde ısrar etti.
ABD’nin asker çekme açıklaması, Afgan hükümeti ile Taleban arasındaki barış görüşmelerinin durduğu ve kargaşanın vurduğu ülkede çatışmaların yoğunlaşarak ve her gün onlarca militan ve sivilin öldürüldüğü bir döneme denk geldi.
Afganistan’ın Yeniden İnşası Özel Müfettişliği’nin (SIGAR) yeni raporu, düşman tarafından başlatılan günlük saldırıların Temmuz ile Eylül ayları arasında bir önceki çeyreğe göre yüzde 50 arttığını kaydediyor.
McConnell: ‘’Çekilme zarar verir’’
ABD Senatosu’nun çoğunluk lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell da Trump'ı Afganistan'dan aniden çekilmemesi konusunda uyardı.
McConnell yazılı açıklamasında, "ABD güçlerinin Afganistan'dan hızla geri çekilmesi müttefiklerimize zarar verir ve bize zarar vermek isteyenleri memnun eder. Afganlar’ı etkileyen şiddet hala yaygın. Taleban, sözde barış anlaşmasının koşullarına uymuyor" ifadelerine yer verdi.
McConnell, Trump yönetiminin Şubat ayında Taleban ile imzaladığı ve tüm ABD ve NATO birliklerinin 2021'in Mayıs ayına kadar Afganistan'dan ayrılmalarını gerektiren bir barış inşası anlaşmasına atıfta bulundu. Bunun karşılığında isyancılar Afgan topraklarında terörizmle mücadele etmek ve kalıcı bir ateşkesi müzakere etmekle ve rakip Afgan gruplarla siyasi uzlaşmayla yükümlüydü.
McConnell, "Afganistan'daki ortaklarımızı, teröristlerle savaşan cesur Afganlar’ı terk edeceğiz ve Taleban ile çatışmayı sona erdirmek için yaptıkları görüşmelerde hükümetin gücünü yok edeceğiz" diye uyardı.
Cumhuriyetçi senatör, Kabil'deki eski Taleban rejiminin kadınların dışarı çıkmasını ve eğitim almasını yasaklamasına atıfta bulunarak, "Geri çekilmemiz Taleban'ı, özellikle de ölümcül Hakkani kanadını cesaretlendirecek ve Afgan kadınlarla kız çocuklarının 1990'larda yaşadıkları duruma geri döndürme riskini doğuracak’’ ifadelerini kullandı.
Kararın resmen açıklanmasından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada da McConnell, gelecek birkaç ay içinde Amerikan savunma ve dış politikasında herhangi bir büyük çaplı değişiklik yapılmaması gerektiğini vurguladı.
Silah Hizmetler Komisyonu'nun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi: "Hatalı bir karar"
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komisyonu'ndaki en kıdemli Cumhuriyetçi üye Mac Thornberry de, asker azaltma kararını "hata" olarak niteledi.
Thornberry, "Afganistan'daki asker sayısında ilave azaltmalara gitmek, oradaki müzakerelere zarar verecek; Taleban, asker azaltmayı haklı çıkaracak hiçbir şey yapmadı, hiçbir koşulu yerine getirmedi" dedi.
Demokratlar'dan karara sert tepki
Kongre'deki Demokratlar da Trump yönetiminin Afganistan'dan asker çekme kararına sert tepki gösterdi.
Demokrat Senatör Tim Kaine, kararın siyasi nedenlerle alındığını savunurken, Temsilciler Meclisi Demokrat Çoğunluk Lideri Steny Hoyer de, "Bugün açıklama, göreve gelecek olan Biden Yönetimi'ni baltalamayı amaçlayan acele bir adım" ifadesini kullandı.
Reuters: ‘’Somali’den çekilme de gündemde’’
Öte yandan ABD'li yetkililer Salı günü Reuters haber ajansına yaptıkları açıklamada, Başkan Donald Trump'ın küresel bir geri çekilme kapsamında Somali'den neredeyse tüm askerlerini çekebileceğini söyledi.
İsminin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkililer, hiçbir şeyin kesinleşmediğini ve ABD ordusundan herhangi bir emir alınmadığını söylediler. Ancak Salı günü, geri çekilme emirlerinin yakında geleceği yönünde artan bir beklenti olduğu görüldü.
ABD'nin Somali'de, yerel güçlerin El Kaide bağlantılı El Şebab isyanını bastırmaya yardımcı olmaya odaklanmış yaklaşık 700 askeri bulunuyor. Bu misyon, ABD'de çok az ilgi görse de Pentagon'un El Kaide ile savaşmak için küresel çabalarında mihenk taşı olarak kabul ediliyor.
Trump’ın göreve getirdiği, eski bir Yeşil Bereli ve terörle mücadele yetkilisi olan Savunma Bakanı Christopher Miller, Somali ile yakından ilgileniyor. Miller, ülkede asgari düzeyde ABD varlığını sürdürmeyi tercih edebilir ve grupla savaşmak için büyük konuşlandırmalardan vazgeçebilir.
Uzmanlar ise yaklaşımdaki böylesine köklü bir değişikliğin önemli risk taşıdığı uyarısı yapıyor.
2019 yılına kadar üç yıl boyunca Danab özel kuvvetlerinin komutanı olarak görev yapan Albay Ahmed Abdullahi Şeyh, bu tür bir geri çekilme kararının ABD’ye olan güveni sarsabileceğini söyledi.
ABD yaklaşık 3 hafta önce de Somali’nin Bosaso ve Galkayo şehirlerinden çekilmişti. ABD askerleri güney liman kenti Kismayo’da, Baledogle'daki özel hava kuvvetleri üssünde ve başkent Mogadişu'da ise hala konuşlı. Ancak Şeyh’e göre hızlı bir geri çekilme, bölgeyi El Şebab’ın ele geçirmesi riskini taşıyor.
Albay Ahmed Abdullahi Şeyh, "Bir güç boşluğu yaratır. Somali güvenlik güçlerinin becerisi ABD askerleri yüzünden yüksek. Çünkü saldırıya uğrarlarsa hava desteği olasılıkları var, acil yardım alabilirler" yorumunda bulundu.
Somali 1991'den beri iç savaşla harap oldu, ancak son on yılda Afrika Birliği destekli barış gücü, başkentin ve ülkenin büyük bir kısmının kontrolünü El Şebab’dan geri aldı.