AB Sığınmacıların Paylaşımında Anlaşamıyor

Brandenburg eyaletindeki Eisenhuettenstadt, kentinde bulunan mülteci kampı.

Savaştan, ekonomik yıkımdan ve siyasi zulümden kaçıp, evini barkını bırakarak Avrupa’ya sığınmaya çalışan insanların dramı bitmiyor. Özellikle Suriye, Afganistan, Kuzey Afrika ve Sahraaltı Afrika’daki ülkelerden kaçan mülteciler, vardıkları Avrupa ülkelerinde de barınacak yer bulamıyorlar.

Bunun başlıca sebebi Avrupa Birliği liderlerinin, mülteci bölüşümü konusunda bir karara varmakta zorlanmaları. En son AB Komisyonu’nun İtalya ve Yunanistan'da bulunan 40 bin mültecinin bir kontenjan planı çerçevesinde tüm üye ülkelere dağıtılması önerisinden vazgeçilmiş, Doğu Avrupa’daki AB üyelerinin karşı tavrı nedeniyle bunun yerine gönüllülük esasına dayanan bir formülde karar kılınmıştı. Ancak bu konuda da bir ilerleme olmadığı biliniyor.

Mültecilerin sığındıkları Avrupa ülkeleri arasında Almanya ilk sırada geliyor. Federal hükümetin konuyla ilgili sayılarına göre Almanya'da iltica başvurusu yapanların sayısı geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 126,7 oranında arttı ve toplam 141 bin 905 başvuru yapıldı. Bu resmî rakamların yanında kayıt dışı gelen onbinlerce mülteci olduğu tahmin ediliyor.

Avrupa Birliği’nin mülteciler politikasını belirleyen Dublin Yönetmeliği’ne göre mültecilerin ilk ayak bastığı ülkede ‘kayıt’ altına alınması gerekiyor. Ancak İtalya ve İspanya üzerinden Avrupa’ya giriş yapan mültecilerin büyük çoğunluğunun hedefi refahın üst düzeyde olduğu Almanya. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, AB’nin mülteciler konusunda ortak bir çizgisi olmadığını, 28 üye ülke içinde mültecilerin yarısını başta Almanya olmak üzere birkaç ülkenin kabul ettiğini savunuyor ve diğer ülkelerin bu sorunu yokmuş gibi görmelerini eleştiriyor.

Konuyu popülist söylemlerle gündemde tutan muhafazakar CSU ve Bavyera eyaleti hükümeti ise mültecileri Alman yasalarını ve sosyal sistemi kötüye kullanmakla suçlayarak, Avusturya sınıra yakın iki noktada mülteci kampı kurulmasını ve Almanya'da kalma hakkı bulunmayan mültecilerin hemen geri gönderilmesini planladığını açıkladı.

Bavyera Başbakanı Horst Seehofer Alman halkının kaygılarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Siyasilerin mültecilere yönelik açıklamalarına paralel konuyla ilgili kamuoyundaki huzursuzluk artıyor ve hemen her gün mülteci kamplarına yönelik saldırı haberleri geliyor. Bu yılın ilk yedi ayında gerçekleştirilen saldırı sayısı geçen yılın rakamlarını şimdiden geçmiş durumda.

Aşırı sağcılar tarafından mültecilere ve kaldıkları yurtlara yönelik 151 siyasi motifli saldırı düzenlendiğini belirten güvenlik birimleri, kayıtlara göre mülteci yurtlarına geçen yılın toplamında 150 saldırı düzenlendiğini anımsattı.

Halkı kışkırtmaktan silah ve patlayıcı maddelerle düzenlenen saldırılara kadar bir dizi suç teşkil eden ve 9 kişinin de yaralandığı bilgisine yer verilen eylemler dizisinde son olarak Saksonya eyaleti sınırları içindeki Böhlen’de bulunan mülteci yurduna kimliği belirsiz kişilerce ateş açıldı, yine aynı eyaletteki Meissen’de mülteci yurdu olarak planlanan bina kundaklandı. Ayrıca Lübeck, Tröglitz ve Vorra kentlerinde mülteci yurtlarından sonra Münih yakınlarındaki Reicherthofen’daki bir mülteci yurdu kundaklandı.

Mülteci örgütleri ve uzmanlar, konuyla ilgili siyasi söylemlerin kışkırtıcı olduğunu ve mülteci yurtlarına yönelik saldırılara zemin hazırlamış olabileceğini savunuyor.

Öte yandan aşırı sağcılar tarafından Google Maps hizmeti ile oluşturulan bir haritada Almanya’daki tüm mülteci yurtlarının yerlerini gösteren ve “Benim mahallemde mültecilere yer yok” başlığı verilen bir haritanın ortaya çıkması, Google’e yönelik eleştirilere neden oldu. Göçmen ve mülteci temsilcileri, Google firmasından mülteci yurtlarına saldırıları teşvik edeceği sakıncasını dile getirilerek haritayı silmesini talep etti. Google haritayı sistem dışı bırakırken, bazı medya kuruluşları ve internet portalları haritayı yayınlamayı sürdürme kararı aldı.