Kırım sorununun başlangıcından bu yana Rusya ile ilişkileri eskisi gibi olmayan Avrupa Birliği, Moskova’yı bir kez daha kınamaya ve uyarmaya hazırlanıyor. Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanları Brüksel’de iki günlük bir zirve için bir araya geliyor. Toplantının en önemli gündem maddeleri arasında Rusya ile ilişkiler yer alıyor.
Avrupa Birliği, özellikle toplantı öncesinde basına sızan taslak sonuç bildirisinin Suriye ile ilgili bölümünde Halep’teki son gelişmelere odaklanıyor. Bu bağlamda da Halep’te sivillere yönelik olarak Suriye rejimi ve müttefiklerinin, özellikle de Rusya’nın, saldırıları güçlü şekilde kınanıyor.
Avrupa Birliği, Esad rejimine destek olanlara yeni yaptırım sinyali veriyor. Suriye rejiminin en önemli destekçisinin Rusya olduğu düşünüldüğünde yaptırım vurgusunun Rusya’yı da hedef aldığı açık olsa da bu konuda somut karar alınması öngörülmüyor.
Taslak belgede, “Avrupa Birliği, mevcut saldırıların sürmesi halinde aralarında rejime destek veren birey ve kurumları hedef alan ekstra kısıtlayıcı önlemlerin de bulunduğu tüm opsiyonları değerlendiriyor” deniliyor.
Son taslaktaki vurgular, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın, Berlin’de, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptıkları görüşmede verilen mesajları yansıtan bir içeriğe sahip. Bu içeriğin ilk taslaklardakine oranla daha sert olduğunu söylemek mümkün.
Vurgular sertleştirilse de Suriye bağlantılı olarak Rusya’ya yaptırım uygulanmasını konusunda Avrupa Birliği içinde konsensüs olduğunu söylemek mümkün değil. İngiltere, Rusya’nın Suriye’deki tavrına sağlam bir tepki verilmesinden yana. İsveç de Rusya’nın Suriye’deki eylemlerinin kabul edilemez nitelikte olduğu ve yaptırımların bir opsiyon olarak masada tutulmasından yana. Almanya ve Fransa da yaptırım fikrinin masada kalmasından yana. Baltık ülkeleri de Rusya’ya karşı sert tavır takınılmasına destek veriyor.
Bununla birlikte İspanya, Yunanistan ve KIbrıs gibi ülkeler Rusya’ya yaptırıma karşı çıkan bir tavır sergiliyor.
Rusya konusundaki görüş ayrılıkları Avrupa Birliği liderlerinin, en azından bu toplantıda, Rusya ile ilişkiler konusunda stratejik tartışmalar yapmanın ötesine geçemeyeceklerinin sinyali olarak algılanıyor.