Avrupa Birliği liderleri, uluslararası konuları ve Avrupa'da artan enerji fiyatları karşısında alınacak önlemleri tartışmak üzere gayri resmi bir zirve için dönem başkanı Slovenya'nın başkent Ljubljana'da biraraya geldi. AB Konsey Başkanı Charles Michel'in çağrısı üzerine çalışma akşam yemeğinde buluşan liderler, "AB'nin uluslararası sahnedeki rolünü" tartışacak.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel, üyelere yazdığı mektupta liderleri, "AB'nin daha iddialı bir rol üstlenmesi arzusuyla, Avrupa Birliği'nin uluslararası sahnedeki rolü üzerine stratejik bir tartışmaya" davet etti.
Zirvede bu çerçevede, Afganistan'daki son gelişmeler ve AUKUS Anlaşması ışığında AB-ABD ilişkilerine odaklanılacak. ABD, İngiltere ve Avustralya arasında varılan denizaltı anlaşması (AUKUS) anlaşması ve bu anlaşmanın transatlantik ilişkilere ve Çin-AB ilişkilerine yansıması konusu tartışılacak.
ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi ve AUKUS Anlaşması sürprizinden sonra ardından ilk kez biraraya gelecek olan AB liderleri, Avrupa'nın savunma ve güvenlik konularında nasıl daha bağımsız olabileceğini tartışacak. AB içinde başını Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un çektiği bir grup lider, 2022 yılının "AB savunma yılı" olmasını arzuladıklarını dile getiriyor. Macron, Ocak ayında devralacağı dönem başkanlığında, AB savunması konusunda somut adım atmayı hedefliyor. Bu çerçevede, Aralık zirvesinde liderlerin tartışacağı "AB savunma pusulası" 2022 yılı Mart ayında oylanacak. Avrupa savunması ve NATO ile ilişkiler de tartışmaların bir parçası olacak.
Elysee kaynaklarına göre Macron toplantıda, denizaltı ihalesi krizi sonrası Başkan Joe Biden ile düzenledikleri telefon görüşmesinin ardından yapılan ortak açıklamada AB'yi de etkileyecek kararlar konusunda liderleri bilgilendirecek. Elysee, Macron'un, "yanlış anlamaları", "endişeleri" ve "şüpheleri" ortadan kaldırmak için akşam yemeğinde konuyu gündeme getireceğini belirtiyor. ABD'nin "Afganistan kararı ve AUKUS anlaşmasının ardından yaşanan gerilimi, ABD-AB ilişkilerini netleştirmesi açısından kullanmak istediklerini" dile getiriyor.
Fransa'ya şüpheli bakış
Ancak AB içinde Fransa'ya destek verme konusunda oldukça "temkinli" davranan ülkeler var. AB kurumları ve üye devletler, Avustralya'nın Fransa ile imzaladığı denizaltı ihalesini iptal etme kararına tepki vermek için uzun süre bekledi ve verilen destekler de "bu davranış kabul edilemez" seviyesinde kaldı. Le Figaro gazetesi, "Fransa, kuzeydeki AB'li ortakları tarafından, AB ile ABD arasındaki ticaret ve teknoloji işbirliğini yeniden başlatması beklenen, ancak Fransa'nın ertelettiği Pittsburgh toplantısını sabote etmek istediğinden şüpheleniyor. Paris ile Atina arasında geçen hafta imzalanan güvenlik anlaşması, Fransa'nın AB güvenliği konusunda tek başına oynamak istediği izlenimini güçlendirdi. Baltık ülkelerinin başında bulunduğu bazı AB liderleri, Fransa'nın bu adımlarının transatlantik ilişkileri baltalayacağından endişe ediyor" ifadesine yer verdi.
ABD ile ilişkiler konusunda "zor" diyalogların yaşanması beklenen toplantıda, Baltık ülkelerinin bu endişelerini ortaya koyması bekleniyor. Macron bu zirve öncesi Afganistan, AUKUS, AB'nin Hint-Pasifik politikası ve Sahra bölgesinde terörle mücadele konusunu, Slovenya'ya gitmeden önce, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Elysee Sarayı'nda yaptığı "baş başa ve uzun görüşmede" ele aldı.
Çin-AB ilişkisi
AB-Çin ilişkilerinde üyeler arasında önemli farklılıklar devam ediyor. Litvanya Tayvan'a verdiği destekle Çin yönetimiyle çatışmaya girerken, Macaristan, Corona virüsü pandemisinden bu yana artan Çin'le ilişkilerini geliştirmeye devam ediyor. Avrupalı diplomatlar, liderlere bu konuda, iki yıl önce belirlenen stratejide kalmayı, yani "iklim veya sağlık gibi küresel konularda Çin'in ortağı olma, ekonomide haksız rekabet koşullarıyla mücadele ve hukukun üstünlüğü, dezenformasyon ve siber saldırı konularında sistemik rakipler olarak kalma" önerisini getiriyor. ABD-Çin gerginliğinde "taraf olunmaması" uyarısında bulunuyor. 2020 yılı Aralık ayında imzalanan AB-Çin yatırım anlaşması askıda kalırken, Charles Michel, Ekim ayında, bu alanda ilerlemek için Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile görüşmeyi planlıyor.
Avrupa'yı sarsan enerji fiyatları
AB liderleri, Avrupa'yı sarsan enerji fiyatlarındaki artış konusunu da ele alacak. Tüm AB başkentlerini sarsan konu en çok İtalya, İspanya ve Yunanistan tarafından gündeme getiriliyor. Polonya ve Fransa da konunun tartışılmasını isteyen ülkeler arasında. AB gaz stoklarında, 2020-2021 kışından bu yana en düşük seviye yaşanıyor. Artan enerji fiyatları, AB'nin hem Covid sonrası ekonomik toparlanmasını tehdit ediyor, hem de iklim sorunları karşısında yenilenebilir enerjiye geçiş planlarını tehlikeye atıyor. Üstelik Sarı Yelekliler hareketi gibi sosyal patlamaların tetiklenmesinden de endişe ediliyor. Avrupa'nın en büyük gaz tedarikçisi Rusya ile ilişkiler de bu süreçte riskli bir döneme giriyor.
Şimdilik artışların geçici olduğu düşünülüyor ancak sert bir kış ya da beklenmedik bir başka gelişme Avrupa'yı enerji darboğazıyla karşı karşıya getirebilir. Fransa, İspanya, Yunanistan, İtalya ve Hollanda hükümetleri, krizi aşmak için "enerji faturalarındaki KDV indirimi, yoksul hanelere yardım, fiyatları dondurma" gibi geçici önlemler aldı. Ancak İspanya, Fransa gibi ülkeler daha yapısal değişikliklere gitme önerileri getiriyor.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, "Aşı için ortak havuz alımı işe yaradıysa neden aynı alımı gaz için de yapmayalım? Pazarlık gücümüzü de artırırız" diyerek Avrupa düzeyinde "stratejik bir gaz rezervinin" oluşmasını istedi.
Fransa, artık işlemeyen Avrupa elektrik pazarının reforme edilmesini önerirken, Almanya elektrik piyasalarını kendi işleyişlerine bırakmak gerektiğini savunuyor. Ekonomileri daha çok karbon enerjisine dayanan Doğu Avrupa ülkeleri ise, bu durumu, yeşil enerji hedeflerinin aşağı indirilmesi ve yenilenebilir enerjilere geçiş için daha çok mali yardım almak için kullanmayı planlıyor. Elektriğinin yüzde 70'ini nükleer santrallerde üreten Fransa ise, enerji fiyatlarındaki krizi, Avrupa'da nükleer enerjiyi biraz daha yaymak için bir fırsata çevirmek istiyor. Almanya, Avusturya ve Lüksemburg ise nükleer enerjiden tümüyle çıkmayı savunuyor.
"AB-Balkan Zirvesi"
AB liderlerinin buluşmasının ikinci gününde, 6 Balkan ülkesi lideriyle birlikte AB-Balkan zirvesi yapılacak. Zirvenin ardından ortak bir bildiri yayınlanarak, "Avrupa Birliği'nin, Batı Balkanlar'ın Avrupa perspektifine verdiği destek" hatırlatılacak. Zirvede, Batı Balkan ülkelerine 9 milyarı sübvansiyon olmak üzere 30 milyar Euro mali destek sağlanması konusu ele alınacak. Son olarak Balkan ülkeleri ile AB arasında dış politika ve güvenlik konularında ortak hareket etme konusu tartışılacak.