LONDRA —
Avrupalı liderler kısa süre önce, birlik tarihinde ilk kez kesinti öngören bütçe planı üzerinde anlaşmaya vardı. Her ne kadar Avrupalı siyasetçiler, birliğin Euro krizinden çıktığını söylese de, ekonomistler, aşırı kemer sıkma politikalarının kırılgan olan ekonomiyi tekrar resesyona sokabileceğini söylüyor.
Yedi yıllık bütçe planı, bu süre içinde 45 milyar 900 milyon dolarlık kesinti öngörüyor.
Bazı Avrupalı liderler, üye ülkelerde uygulanan bütçe kesintilerinin, birliğin başkenti sayılan Brüksel’de de uygulanmasından memnun. İngiltere Başbakanı David Cameron da bu liderlerden: “Bütçe kesintilerine direnen bir kesim vardı, ama sonunda kredi kartına yüklenip borçlanmaya son vermenin zamanının geldiği anlaşıldı.”
Son altı ayda Euro diğer para birimleri karşısında %6 oranında değer kazandı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi durumdan memnun. Mario Draghi, “Değer artışı, Euro’ya birlik içinde duyulan güveni gösteriyor,” diyor.
ING Bank’ın analizlerine göre, 2012’nin son dört ayında yatırım fonları tekrar Euro bölgesine kaydı. 2011’in aynı döneminde tam bir kaçış havası hakimdi. Yatırım uzmanı, Louise Cooper, “İtalya ve İspanya’da bankalar bölgeye akan yatırım fonlarından yararlandı. Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde de riskli alım-satımlara ilgi arttı,” diyor.
Ancak Yunanistan ve İspanya hem negatif büyüme hem de yüksek işsizlik sorunuyla karşı karşıya. Atina’da hosteslik için başvuru yapmak isteyenlerin oluşturduğu kuyruk da bunun bir göstergesiydi.
Louise Cooper, Avrupalı liderlerin, borç krizinin sona erdiğini ilan etmekte aceleci davrandığını söylüyor: “İlerleme olduğu kesin, ama neredeyse kaplumbağa hızıyla…Ocak ayı başında piyasalarda yukarıya doğru bir hareketlenme olsa da, hacim olarak bakıldığında rakamlar küçük.”
24 Şubat’ta İtalya’da seçimler var. Eski Başbakan Silvio Berlusconi, kamuoyu yoklamalarında önde gidiyor.
İspanya’da Başbakan Mariano Rajoy’un lideri olduğu partinin adı, yolsuzluk skandalına karıştı. Avrupa Reform Merkezi’nden Philip White, “Berlusconi’nin dönüşüyle İtalya’da siyasi belirsizlik dönemi başlayabilir. İspanya’daki skandalın ucu nereye varacak kestirmek zor. Bu unsurlar piyasaların güvenini sarsabilir,” diyor.
Eylül ayında Almanya’da yapılacak seçimler de Avrupa’nın geleceği açısından bir diğer önemli sınav olarak görülüyor.
Yedi yıllık bütçe planı, bu süre içinde 45 milyar 900 milyon dolarlık kesinti öngörüyor.
Bazı Avrupalı liderler, üye ülkelerde uygulanan bütçe kesintilerinin, birliğin başkenti sayılan Brüksel’de de uygulanmasından memnun. İngiltere Başbakanı David Cameron da bu liderlerden: “Bütçe kesintilerine direnen bir kesim vardı, ama sonunda kredi kartına yüklenip borçlanmaya son vermenin zamanının geldiği anlaşıldı.”
Son altı ayda Euro diğer para birimleri karşısında %6 oranında değer kazandı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi durumdan memnun. Mario Draghi, “Değer artışı, Euro’ya birlik içinde duyulan güveni gösteriyor,” diyor.
ING Bank’ın analizlerine göre, 2012’nin son dört ayında yatırım fonları tekrar Euro bölgesine kaydı. 2011’in aynı döneminde tam bir kaçış havası hakimdi. Yatırım uzmanı, Louise Cooper, “İtalya ve İspanya’da bankalar bölgeye akan yatırım fonlarından yararlandı. Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde de riskli alım-satımlara ilgi arttı,” diyor.
Ancak Yunanistan ve İspanya hem negatif büyüme hem de yüksek işsizlik sorunuyla karşı karşıya. Atina’da hosteslik için başvuru yapmak isteyenlerin oluşturduğu kuyruk da bunun bir göstergesiydi.
Louise Cooper, Avrupalı liderlerin, borç krizinin sona erdiğini ilan etmekte aceleci davrandığını söylüyor: “İlerleme olduğu kesin, ama neredeyse kaplumbağa hızıyla…Ocak ayı başında piyasalarda yukarıya doğru bir hareketlenme olsa da, hacim olarak bakıldığında rakamlar küçük.”
24 Şubat’ta İtalya’da seçimler var. Eski Başbakan Silvio Berlusconi, kamuoyu yoklamalarında önde gidiyor.
İspanya’da Başbakan Mariano Rajoy’un lideri olduğu partinin adı, yolsuzluk skandalına karıştı. Avrupa Reform Merkezi’nden Philip White, “Berlusconi’nin dönüşüyle İtalya’da siyasi belirsizlik dönemi başlayabilir. İspanya’daki skandalın ucu nereye varacak kestirmek zor. Bu unsurlar piyasaların güvenini sarsabilir,” diyor.
Eylül ayında Almanya’da yapılacak seçimler de Avrupa’nın geleceği açısından bir diğer önemli sınav olarak görülüyor.