Avrupa Adalet Divanı, Çarşamba günü, Polonya ve Macaristan'a sağlanan milyarlarca Euro tutarındaki fonların kesilmesinin önünü açtı.
Lüksemburg'da bulunan Avrupa Adalet Divanı'nın aldığı kararları temyize götürme imkanı bulunmuyor. Mahkeme, Varşova ve Bükreş'in, Avrupa yasalarını çiğneyen Avrupa Birliği (AB) üyelerine fon aktarımının durdurulması yönündeki yeni AB yaptırımına karşı açtığı davanın reddine karar verdi. AB, Polonya ve Macaristan'ın popülist liderlerini demokratik hakları ihlal etmekle suçluyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, mahkemenin kararına ilişkin açıklamasında, "Bugünkü karar doğru yolda ilerlediğimizi teyit etti" dedi ve önümüzdeki haftalarda nasıl adımlar atacaklarına karar vereceklerini söyledi.
Avrupa Adalet Divanı kararı; milyarlarca Euro tutarındaki fonların akıbeti, AB'nin iç birliği ve uluslararası arenadaki konumu üzerinde belirleyici olacak.
Macaristan ve Polonya uzun süredir AB fonlarından faydalanıyor. AB, 2004 yılında birliğe katılmalarından bu yana eski komünist devletlerin ekonomilerini geliştirmek ve kalkınmalarını sağlamak amacıyla milyarlarca Euro'luk yardım yapıyor.
AB, bu fonları alabilmeleri için üye ülkelerin ortak AB standartlarına uymaları şartı getiriyor. Ancak medeni hakları sınırlayan Polonya ve Macaristan, yargı ve medya üzerine siyasi kontrol dayatarak bu standartları çiğniyor.
Anlaşmazlıklar, Ukrayna sınırına asker yığan Rusya'ya yanıt olarak birlik içinde olduğu izlenimi vermeyi amaçlayan AB'nin doğu kanadında uyumsuzluğa yol açabilir.
Avrupa Adalet Divanı'nın kararı aynı zamanda özellikle 3 Nisan'da genel seçimlerin yapılacağı Macaristan'da siyasi açıdan da etkili olabilir. 2010 yılında seçimleri büyük oy farkıyla kazanan milliyetçi Başbakan Viktor Orban'ı 3 Nisan'daki seçimlerde başa baş bir yarışın bekleyeceği tahmin ediliyor.
Orban'ın iktidardaki Fidesz Partisi, Avrupa Adalet Divanı'nın kararını Macaristan'a karşı "siyasi intikam" olarak tanımladı ve kararın muhalefeti birleştirmeyi amaçladığını kaydetti.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki da basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada, "Polonya merkeziyetçiliğin, bürokratik merkeziyetçiliğin, federalizasyonun tehlikeli bir süreç olduğuna inanıyor" dedi. Polonya Adalet Bakanı Judith Varga da Brüksel'in AB üyesi ülkelere karşı gücünü kötüye kullandığını söyledi.
Polonya ve Macaristan’dan misilleme tehdidi
AB, daha önce, Polonya'ya 36 milyar Euro, Macaristan'a da 7 milyar Euro tutarındaki pandemi fonlarını dondurmuştu. "Koşulluluk mekanizması" bundan böyle 2021-2027 yılları için 1 trilyon 800 milyar Euro olarak belirlenen AB bütçesinin herhangi bir bölümü üzerinde etkili olabilir.
38 milyon nüfusla AB'ye üye olan eski komünist devletlerin en büyüğü olan Polonya, 2027 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadele, dijitalleşme ve halk sağlığı gibi alanlara aktarılmak üzere 75 milyar Euro'luk yardım alma hakkına sahip. Yaklaşık 10 milyon nüfuslu Macaristan ise AB harcamalarından kişi başına daha fazla pay alıyor.
"Macaristan ve Polonya basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve protesto hakkı gibi alanlarda hızla geriye gidiyor" ifadesini kullanan Uluslararası Af Örgütü, "Bu ülkeler AB fonlarının hukukun üstünlüğü ilkesine saygı koşuluna bağlı olmasına karşı çıkmak yerine insanların haklarına saygılı olmalı ve kendilerine çeki düzen vermeli" açıklamasını yaptı.
AB yetkilileri, birliğin önce Macaristan'a karşı adım atılabileceğini söylüyor. Macaristan'daki siyasi pazarlıklar, AB fonlarını askıya alınması kararını en azından bu yılın sonuna kadar geciktirebilir.
Polonya ve Macaristan; iklim, enerji ve dış siyaset alanlarında oy birliği gerektiren AB kararlarını engelleyerek misilleme yapma tehdidinde bulundu.
Liberal Macar AB parlamenteri Katalin Cseh, Polonya ve Macaristan'da hukukun üstünlüğü ilkesinin erozyona uğramasını gözardı etmenin, siyasetçilerin dünyaya çarpacak bir göktaşını ciddiye almamasının konu edildiği kara mizah filmi Don't Look Up'taki duruma benzeyeceğini söyledi.
Katalin Cseh, "Eğer harekete geçmezsek Orban ve Morawiecki, AB’yi içeriden hasara uğratma amacına ulaşabilir" dedi.