AB 2017’de Göç Kriziyle Ne Kadar Başa Çıkabildi?

Your browser doesn’t support HTML5

Akdeniz’den Avrupa’ya geçen sığınmacı sayısı geçen ay düşmeye devam etti. Avrupa Birliği krizi yavaşlatma politikalarının işe yaradığını belirtiyor. Ancak Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Birliği’nin sığınmacıları gözetim altına alan Libya’daki gruplarla işbirliğinin insan hakları ihlalinde Brüksel’i suç ortağı yaptığını iddia etti. Amerika’nın Sesi 2017’de Avrupa’daki sığınmacı krizini yakından inceledi.

2017’de Avrupa, sığınmacıların kıtaya ulaşımını yavaşlatma konusunda başarılı olduğunu savundu. Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya göçler üçte bir oranında azaldı.

Ancak Uluslararası Af Örgütü bunun ürkütücü bir insani boyutunun olduğunu belirtiyor.

Uluslararası Af Örgütü'nden Maria Serrano, “Avrupa, Libyalı yetkililerle, mültecilerin maruz kaldığı işkence, kötü muameleleri bilerek işbirliği yapma kararı aldı,” diyor.

Kasım ayında Libya’da pazarda satılan köle görüntüleri kameralara yansıdı. Bu, uluslararası tepkiyi de beraberinde getirdi.

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, “İnsan kaçakçılarına yönelik Birleşmiş Milletler yaptırımı çağrımı yineliyorum,” şeklinde konuşuyor.

,Avrupa ülkeleri kendi karasularını korumak amacıyla Libya Sahil Güvenliği ve Trablus birlik hükümeti altındaki silahlı grupların eğitimi için milyonlarca dolar harcıyor. Ancak bu, Uluslararası Af Örgütü’ne göre Avrupa’yı istismara suç ortağı yapıyor.

Maria Serrano, “Resmi tutukevlerine götürülüyorlar. Bu merkezleri milisler, diğer silahlı gruplar ve Libyalı yetkililer kontrol ediyor. Buraları onlar için para kaynağı oldu. Sığınmacılar gaspa uğruyor, ailelerine telefon etmeye zorlanıyorlar ve aileleri çektikleri korkunç işkenceleri öğreniyor. Dayak yiyorlar, işkence görüyorlar. Kadınlar da cinsel saldırıya maruz kalıyor,” şeklinde konuşuyor.

Avrupa Birliği Libya’da sıkışan sığınmacıların ülkelerine dönmelerini sağlayacak uçuşlar ayarlanması için ödenek sağlıyor. Ancak bu, Avrupa’nın duruşunu yumuşatması yönünde yeterince içten bulunmadı.

AB liderleri, düşen göçmen sayısını bahane ederek ülkelerindeki göçmen karşıtı popülist söylemleri bastırmaya çalışıyor.

Open Europe uzmanı Leopold Traugott, “2015 ve 2016’daki göç dalgalarının yankıları Avrupa’nın birçok ülkesinde hala hissediliyor. Yani, Avrupa Birliği yeni bir göçmenlik politikası oluşturuncaya kadar mülteci krizi Avrupa ülkeleri için bir konu olmaya devam edecek,” şeklinde konuşuyor.

2015’teki mülteci dalgasında Almanya, 1 milyondan fazla sığınmacıyı kabul etmişti. Bu, ülkedeki aşırı sağın güçlenmesine neden olmuş, Başbakan Angela Merkel son genel seçimlerde güç kaybetmişti.

Ancak Merkel yanlıları Almanya ve Avrupa’nın sığınmacıları başarılı bir şekilde entegre etmesinin gerçek zaferi kanıtladığını savunuyor.

Avrupa Birliği, Akdeniz’deki göç güzergahlarını kapatma konusunda kararlı görünüyor. İşkence ve boğulma riskine rağmen 160 binden fazla sığınmacı, 2017’de bu zorlu yolculuğu yapmayı göze aldı.