7 Aralık 2004 - 2004-12-07

Bugünkü Amerikan gazetelerinde Birleşmiş Milletler’deki reform tartışmaları ve Genel Sekreter Kofi Annan’ın da adının karıştığı yolsuzluk iddialarıyla ilgili değerlendirmeler dikkat çekiyor. Bush yönetiminin Birleşmiş Milletler’e tek yanlı yaklaşımının aslında Amerika’nın çıkarlarına zarar verdiğini savunan New York Times, nükleer silahlanmanın önlenmesi, AIDS ve yoksullukla mücadele, hatta Amerika’nın Irak’tan çekilmesi gibi konularda Birleşmiş Milletler’in büyük bir önem taşıdığını vurguluyor. Gazete, bu nedenle Birleşmiş Milletler’deki reform çalışmalarına daha fazla ilgi gösterilmesini istiyor:

"Geçen hafta açıklanan raporun en çok tartışılan bölümü, 2004’ün değil 1945’in güç dengesini yansıtan Güvenlik Konseyi daimi üyeliğinin genişletilmesi önerisi oldu. Birleşmiş Milletler ancak dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan önemli ülkelerini de katarak otorite ve etkinlik kazanabilir. Ancak bunu yaparken, Libya ve Sudan’la birlikte İnsan Hakları Komisyonu’nda yer almamıza neden olan nüfus, gayrı safi milli hasıla ve bölgesel dengeler gibi sorunlu kriterlere değil, yeni üyelerin uluslar arası güvenilirliğine daha fazla önem verilmelidir."

Birleşmiş Milletler’in petrol karşılığı gıda programındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak Amerikan Senatosunun ve Birleşmiş Milletler’in ayrı ayrı soruşturmalar yürüttüğünü hatırlatan Washington Post ise, Senato soruşturmasını yürüten Senatör Norm Coleman’ın Genel Sekreter Kofi Annan’ın istifasını istemesini eleştiriyor. Birleşmiş Milletler’in soruşturmasını yürüten Paul Volcker’ın elde ettiği bulguları gizlediği iddialarının da haksız olduğunu savunan gazete, Amerikalı yetkililere bu konuda daha sorumlu davranmaları çağrısında bulunuyor:

"Senatör Coleman ve Demokrat muadili Senatör Carl Levin, siyasi kazanç sağlamak yerine daha yapıcı sorular sormayı tercih ederse, Birleşmiş Milletler’in yürüttüğü soruşturmanın daha sağlıklı yürütülmesine ve elde edilen bulguların sonuna kadar gidilmesine yardımcı olabilir. Ancak yine de en önemli görev Volcker’a düşüyor. Birleşmiş Milletler güvenilirliğini sağlamak için kendisine verilen görevleri yerine getirmek zorundadır. Örgütün saygınlığına kuşku düşürülmemelidir. Bu konuda yaşanacak bir sorun Birleşmiş Milletler’e çok daha ciddi bir darbe vurmaktan başka bir işe yaramayacaktır."

Gündemin öne çıkan bir başka maddesi ise Kongre’den onay alamayan istihbarat reformu tasarısıyla ilgili yaşanan gelişmeler. Beyaz Saray ile muhafazakar Cumhuriyetçiler arasında uzlaşma yönünde ciddi adımlar atıldığı haberlerini aktaran Boston Globe, Bush yönetiminin bu konudaki çabalarını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Gazete, reform önerilerinin Kongre’de engellenmesinin Savunma Bakanlığının girişimi sonucunda gerçekleştiği iddialarını da hatırlatıyor:

"Bush dün, desteklediği yasa tasarısının ülkenin güvenliği açısından önem taşıyan düzenlemelerin bir parçası olduğunu söylerken haklıydı. Bu yasa tasarısı Bush’un, askerlerin, Savunma Bakanlığının sivil yöneticilerinin, Cumhuriyetçi başkanların veya etkili komitelerin kendi alanlarını koruma amaçlarına kurban edilmemelidir. 11 Eylül komisyonu, ülkenin istihbarat sistemi için gerekli reformlara direniş gösterileceği uyarısında bulunmuştu. Artık bu direnişi aşmanın zamanıdır."

Irak’ta giderek artan şiddet eylemlerinin 30 Ocak’ta yapılması planlanan seçimlerin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesini riske soktuğunu belirten Christian Science Monitor, seçimin ertelenmesi tartışmaları sürerken 30 Ocak’a kadar hala yapılabilecek bazı şeyler olduğunu vurguluyor. Gazete, güvenlik önlemlerinin artırılmasının yanı sıra, Sünnilerin kaygılarının giderilmesi konusunda Şii lider Ayetullah Ali Sistani’nin etkin bir rol üstlenebileceği görüşüne yer veriyor:

"Şii din adamı Sistani, açık bir şekilde Sünnilere demokrasinin, çoğunluğun diktatörlüğü anlamına gelmediğini bildiğini ve Şiilerin azınlığın haklarını güvence altına almak için elinden geleni yapacağını açıklamalıdır. Bu, çok basit bir açıklama gibi görünse de, büyük bir etkisi olacaktır ve Irak’ta sorumluluk sahibi bir liderliğin ortaya çıktığını gösterecektir. Zaten seçimlerle de öncelikli olarak amaçlanan şey de bu."