Kuzey ve Güney Amerika kıtalarının yerlileri Kızılderililer olarak biliniyor. Şimdi Washington’da yerli halkın kültürünü tanıtmak amacıyla yeni bir müze açılıyor.
"Amerikan Kızılderilileri Ulusal Müzesi" Washington’daki National Mall'da (Milli Park) özel bir yer işgal ediyor. Nesiller önce, ülkenin bir çok yerinde olduğu gibi burada da Kızılderililer avlanıyor, balık tutuyor ve ailelerini yetiştiriyordu. Şimdi on yıldan fazla süren bir planlama çalışmasının ardından hem Kuzey hem de güney Amerika’nın yerlileri kendi eserlerini bir araya getirerek kendi sanatlarını, tarihlerini ve kültürlerini sergileyecek.
Müzenin tasarımı ikisi kadın ikisi erkek dört Amerikalı Kızılderili tarafından Batı Amerika’yı andıran bir düzenleme içinde gerçekleştirildi. Mimar Johnpaul Jones, benzersiz bir ortam yaratmak istediğini söylüyor:
"İşin doğrusu insanların buraya geldikleri zaman kendilerini başka bir yerdeymiş gibi hissetmelerini istedik. Ve buranın çok daha doğal, çok daha organik olmasını istedik."
Gerçekten de çok doğal bir mekan oluşturulmuş. National Mall’daki ağırlıkla Yunan ve Roma mimarisine dayanan diğer resmi müzelerden tamamen farklı bir mekan. Kızılderili müzesinde düzenli çizgilere pek rastlanmıyor.
Müzede bir çok Amerikan Kızılderili kabilesinin kendi bölgelerinde bulunan kaya oluşumları model alınmış. Tasarım ekibinin bir diğer üyesi olan etno-botanist Donna House, müzede Kızılderili yaşamının parçası olan ve doğada bulunan unsurların da yer almasını istemiş:
"Dünyaya, doğaya, kayalara, gökyüzüne evrene ve bütün bunların birbirleriyle ilişkilerine Kuzey ve güney Amerika’nın yerli halkları kadar önem verdik".
Bu nedenle müzede kayalar, bazı Kızılderililerin onlara taktığı isimle "dede kayalar", ağaçlar ve bir akarsu bulunuyor. Akarsu, bu bölgede yıllar önce bulunan Tiber çayını temsil ediyor. Tasarımcılar ayrıca müzenin kapısının doğuya, doğan güneşe bakmasını ve müzeden çıkan herkesin Kongre binasını görmesini de istemiş.
Amerikan topraklarının büyük bir kısmı bir zamanlar Kızılderili toprağıydı. Kansas... Utah... Chicago ve Chesapeake gibi bir çok Amerikan eyaleti, şehri ve akarsuyu Kızılderili kabilelerinin izini, Kızılderili dilindeki kelimeleri yansıtıyor. Bu müze Amerikalıların ve başkalarının bu yerli insanların onurlu tarihini hatırlamasına hizmet edecek.
Mimar Johnpaul Jones "Burası insanlara bu ülkede yaşayan atalarımızı, bizim hala var olduğumuzu ve kendi yolumuzda gittiğimizi anlatabileceğimiz bir yer. Müze bunu yapabileceğimiz bir yer ve müze Kuzey Amerika’daki bütün Kızılderili halkını temsil edecek." diyor.
"Amerikan Kızılderilileri Ulusal Müzesi"nin en önemli bölümlerinden biri Dördüncü Müze adını taşıyor. Ancak bu bölüm fiziki bir yapı değil, müze ile Amerika kıtalarındaki yerli topluluklar arasında bağlantıyı kuran Toplumsal Hizmet ofisi.
"Amerikan Kızılderilileri Ulusal Müzesi Kızılderili kültürünün anlatılacağı altı günlük etkinliklerle açılıyor. Etkinlikler bugün yapılacak Yerliler Yürüyüşü ile başlayacak. Kuzey, Orta ve Güney Amerika’dan yaklaşık 15 bin kişinin National Mall boyunca yürüyerek müzenin açılış töreninde toplanması bekleniyor.
Katılımcıların büyük bir kısmı geleneksel yerli kıyafetlerini giyecek. Birinci Amerika Festivali kapsamında üç yüzden fazla sanatçı hafta boyunca müzik ve dans gösterileri yapacak öyküler anlatacak.
"Amerikan Kızılderilileri Ulusal Müzesi devlet tarafından yönetilen müzelerin oluşturduğu Smithsonian Institution’a bağlı olarak faaliyet gösterecek.
Yeni müze National Mall’da Havacılık ve Uzay Müzesi ile Kongre binası arasındaki son boş alana inşa edildi. Ancak Amerikan Kızılderilileri Ulusal Müzesi Washington’da açılan yeni bir müze olmanın çok daha ötesinde bir anlam taşıyor. Müze, yaşayan kültürle için bir buluşma noktası olacak. Müzenin amacı Kuzey, Orta ve Güney Amerika’daki yerli halkların dillerini, tarihlerini ve sanatını korumak, araştırmak ve sergilemek. Müzede bin yerli topluluk temsil edilecek.
Müzenin amaçları arasındaki en önemli ifade “yaşayan kültürler” ifadesi. Müzede Amerikan Kızılderililerinin geçmişte olduğu kadar bugün kullandıkları nesneler de sergilenecek. Bu nesnelerin anlamını ve önemini Kızılderililer anlatacak. Bu yaşayan kültürlerin mensupları yeni bir müze oluşturulmasında da önemli bir rol oynadı. Hangi nesnelerin sergileneceğine ve nasıl sergilenmeleri gerektiğine onlar karar verdi. Yeni müzede ziyaretçiler yedi binden fazla nesneyi görebilecek. Bunlardan bazıları yedi bin yıllık bir geçmişe sahip.
"Amerikan Kızılderilileri Ulusal Müzesi"nde ziyaretçilerin görebileceği nesneler arasında tahta ve taş oymalar ile Kuzey Amerika’nın kuzeybatı kıyısına özgü maskeler, Kuzey Amerika ovalarında yaşayan hayvanların derilerinden veya tüylerinden yapılma elbise ve başlıklar, güneybatı Amerika’dan gelen kil çömlekler, dokuma sepetler ve gümüş mücevherler de bulunuyor.