Los Angeles Times
İran'ın nükleer programını önlemek için sürdürülen çabaların şu ana kadar sonuç
vermediğini ancak yine de en doğru yolun diplomasi olduğunu savunuyor:
"İran'ın nükleer silah sahibi olmasını önleme çabaları, İsrail ile Filistin arasında bir anlaşma sağlamaya benziyor. Her iki örnekte de, yapılması gerekenler apaçık ortada olmasına rağmen, bunları hayata geçirmek neredeyse imkânsız. Buna rağmen yine de en doğru yolun diplomasi olduğunu düşünüyoruz. Doğru ülkelerle kurulacak doğru dengeler ve İran'daki muhalefet hareketine verilecek destek, Tahran'ın nükleer silah sahibi olmasını önleyebilir. Fakat bütün bu çabalara rağmen başarı sağlanamazsa, mollaların nükleer bir güç olmasını önleyecek ayrı bir plan da hazırlanmalıdır."
New York Times kürtajın sağlık reformu kapsamı dışında bırakılması çabalarına tepki gösteriyor. Gazete, böyle bir düzenlemenin özellikle alt ve orta gelir gruplarını etkileyeceğini vurguluyor:
"Reform tasarısının muhafazakâr
muhalifleri, vergi sübvansiyonuyla alınacak sağlık sigortalarında kürtajın
yasaklanmasını istiyor. Bazıları ise, kadınların kürtajı da içeren bir sigorta
istiyorlarsa, bunun için ek poliçe almalarını öneriyor. Ancak bu önerinin
pratikte bir işe yaramayacağı ortada. Sağlık sigortalarının kürtajı da
kapsamasına bir yasak konmamalıdır.
Sağlık reformunu savunanlar bu konuda geri adım atmamalıdır. Ancak Kongredeki
pazarlıklarda kürtaj hakkının genellikle feda edildiğini hepimiz biliyoruz.
Kongrede bir uzlaşma sağlamaya çalışanlar, Amerikalıların kendi sağlıkları
konusunda karar verme haklarını önleyecek böyle bir pazarlığa yanaşmamalıdır."
Boston Globe gazetesi ilk kez ev alanlara uygulanan vergi indiriminin uzatılmasına karşı çıkıyor. Gazete, itirazını şu gerekçelere dayandırıyor:
"Vergi indiriminin sonsuza
kadar uzatılacağı yönünde bir algılama oluşması, bu programın başarısını
olumsuz etkileyecektir. Ayrıca Brooking Enstitüsü'nün yaptığı bir araştırmaya
göre, yaklaşık 15 milyar dolara mal olan bu vergi indirimi, konut satışlarında sanıldığı
kadar bir artış sağlamadı. Araştırma sonuçları, bu indirimden yararlananların %
85'inin zaten bir vergi indirimi olmasa da ev almaya kararlı olduğunu
gösteriyor. Federal hükümet, konut kredisi faizlerini indirerek zaten önemli
bir teşvik uyguladı. Vergi indirimiyle sağlanan ikinci teşvik, konut sektörünün
zor bir dönemde istikrara kavuşmasına katkı sağladı. Ancak bu katkı sonsuza
kadar süremez."
Christian Science Monitor iklim değişikliğinin temel besin maddelerinin üretimini de olumsuz etkilediğini kaydediyor. Gazete, hemen harekete geçilmezse, dünyanın ciddi bir açlık sorunuyla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor:
"Eğer gereken önlemler şimdi alınmazsa,
geçen yıl yaşanan gıda sıkıntısı ve bundan kaynaklanan ayaklanmalar, 2050
yılında daha da sık yaşanacak. Önümüzdeki 40 yıl içinde dünya nüfusu yüzde 50
oranında artarak dokuz milyara ulaşacak. Buna karşılık iklim değişikliği, hava
koşullarına doğrudan bağlı olan gıda üretimine ciddi bir darbe vuracak. Eğer
bugün hemen harekete geçilirse, iklim değişikliğini vereceği zarardan kaçınmak
mümkün. Bunun için 2050 yılına kadar, çiftçilere yılda 7 milyar dolar ek yardım
yapılması gerekiyor. Bu miktar, baş edilemeyecek kadar büyük bir miktar değil.
Ancak bunun için her şeyden önce siyasi irade gerekiyor."