Beklenen İklim Raporu, Paris’te toplanan Hükümetler arası İklim Uzmanları tarafından gerçekleştirilen ve bir hafta süren Panel sonrasında açıklandı.
Çevre ve iklimsel değişim için alarm veren rapor, 2001 yılı raporundan daha karamsar rakamlar içeriyor. Küresel ısınmanın 2100 yılına kadar 1,8 ila 4 derece arasında artış göstereceği kaydedilen raporda çevre sorunlarının en büyük sorumlusunun “insan” olduğu da belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler çerçevesinde Paris’te toplanan konferansa 5 kıtadan 60 ülkenin temsilcileri katıldı. Panel sonunda açıklanan ve Hükümetler Arası İklim Uzmanları Grubu tarafından hazırlanan 21 sayfalık rapor, küresel ısınmadan, okyanuslardaki erimeye, önümüzdeki yıllarda daha şiddetli fırtınalar görüleceğinden, sıcaklık dalgalarının daha sık yaşanacağına kadar son derece önemli uyarılar içerdi.
Küresel ısınmanın bugün ulaştığı seviyenin ciddiyetine dikkat çeken uzmanlar, “Şimdi bütün şarteller kapatılsa, dünyaya hiç kirli gaz salınmasa bile bu gelinen ısınma derecesinin etkileri bin yıl sürer” uyarısında bulundu.
BM Çevre Programı Başkanı Achim Steiner, “Bu bulgular, küresel ısınmaya neyin yol açtığı konusundaki tartışmalara nokta koyuyor” dedi. Panele katılan Amerikalı uzman Susan Solomon, ''Sera gazlarındaki artışın, insan faaliyetlerinden kaynaklandığına dair hiç şüphe yok'' diye konuştu. Bilim adamlarının tespitlerine göre, önümüzdeki yıllarda dünyayı sıcakların artacağı, soğukların azalacağı, büyük sıcak hava dalgaları nedeniyle sellerin ve fırtınaların artacağı, buzulların eriyeceği, yakıcı kuraklıkların yaşanacağı günler bekliyor.
Dünyanın her yerinden 500 uzmanın yanı sıra hükümet temsilcilerinin de katılımıyla bir hafta süren kapalı görüşmelerde hazırlanan raporu temel alacak hükümetler bundan böyle çevre politikalarında bu raporda ortaya konulan verileri görmezden gelemeyecek.
Konferans boyunca üzerinde en çok tartışılan konu deniz seviyesinin yükselmesine ilişkin rakamlar oldu. Bilim adamları deniz seviyesinin içinde bulunduğumuz yüzyılın sonuna kadar ortalama 140 santimerte yükseleceğini belirtti.
Raporun en korkutucu verisi küresel ısınma rakamları oldu. Buna göre, yüzyılın sonuna kadar hava sıcaklığı 1,8 ila 4 derece arasında artış gösterecek. Raporun diğer çarpıcı bir sonucu da, insanın artık şüphe götürmez derecede bu ısınmanın baş sorumlusu olduğu. 2001 yılında hazırlanan raporda küresel ısınmanın yüzde 66’sının insandan kaynaklandığı belirtillirken, dün açıklanan raporda bu oran yüzde 90’a ulaştı.
Konferansın son günü 200 kadar katılımcıyı Elysee Sarayı’nda kabul eden Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, 'çevre devrimi' önererek, “Zaman artık eksik önlemlerin alınacağı bir zaman değil, devrim zamanıdır. Bilinç devrimi, ekonomik devrim ve siyasi devrim yapılmalıdır” diye konuştu. Chirac, Birleşmiş Milletler’e, etik açıdan uyulması gereken kuralları belirleyen Uuslararası Çevre Hak ve Görevleri Deklerasyonu yayınlaması çağrısında bulundu.
Öte yandan Çevre örgütü Greenpeace tarafından yapılan yazılı açıklamada raporun 2001’dekinden daha ciddi sonuçlar içerdiğine dikkat çekildi ve “Eğer 2001 yılında yapılan bir çağrı ise, bu yıl hazırlanan rapor bir alarm sirenidir. Raporda iyi ve kötü haberler var. İyi haber, insanın bütün bu gelişmelerdeki rolünün öneminin anlaşılmasıdır. Kötü haber ise geleceğimizin ne kadar büyük bir tehlikede olduğudur. Hükümetleri bu gerçekleri göz ardı etmemeye davet ediyoruz” denildi. Konferansa ev sahipliği yapan Fransa’da, önceki akşam 5 dakika bütün ışıkları söndürme eylemi yapıldı. Eyleme, ışıkları her gece yanan Eyfel kulesi de katıldı.
'Görülmemiş Büyüklükte Küresel Sorun'
New York muhabirimiz Elif Özmek, BM Kalkınma Programı Çevre ve Enerji Grubu Direktörü Olav Kjorven ile görüştü.
Kjorven şöyle konuştu: “İnsan hayatını ve uygarlığını ciddi biçimde etkileyecek ve bu güne kadar hiç karşılaşmadığımız büyüklükte küresel bir sorunla karşı karşıyayız. BM üç ana dayanak üzerine kuruludur. Bunlardan birincisi insan hakları, diğeri güvenlik ve üçüncüsü de gelişme. Küresel ısınma bu üç dayanağı da yıkabilecek nitelikte.”
Kjorven, BM’nin Kyoto anlaşmasını kabul eden veya etmeyen tüm ülkelerle sorunun çözümü için beraber çalışmak zorunda olduğunu belirtti. Daha önceleri gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği anlaşmalarına gelişmiş ülkelerin katılmadığı gerekçesiyle imza atmadığını belirten Kjorven, artık böyle bir ayrımın kalmadığına dikkati çekti. Kjorven, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin de artık en az Amerika kadar sera gazı salımında bulunduğunu hatırlattı.
Çevre ve Enerji Grubu Direktörü Kjorven, insanların dünyanın neresinde olursa olsun küresel ısınma durdurulmazsa büyük bedeller ödeyeceğini de belirtti.
Merkezi New York’ta bulunan NASA Goddard Uzay Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışan Dr. Timothy Hall ise sürekli yapılan bir yanlışa dikkati çekiyor. Hall radyomuza yaptığı açıklamada genelde mevsim içerisinde yaşanan anormalliklerin küresel ısınmayla karıştırıldığını belirtti. Bu anormalliklerin, küresel ısınmanın yüksek olmadığı yıllarda da gözlemdiğini vurguladı. Hall, küresel ısınmanın ancak uzun yıllar tutulan kayıtlarla anlaşalabileceğini söyledi.
“Yeryüzünün son yüz on yılda bir derecenin onda sekizi kadar ısındığından şüphe duymuyoruz” diyen Dr. Hall kayıtlara göre 2007’nin 150 yılının en sıcağı olacağını da tahmin ettiklerini belirtti.
Son yıllarda arka arkaya yaşanan doğal afetlerle küresel ısınma arasındaki ilişkiyi bilimsel olarak kanıtlamanın mümkün olmadığını belirten Dr. Hall kişisel olarak kendisinin ikisi arasında bir bağlantı olduğuna inandığını söyledi.
Dr. Hall’un da içinde bulunduğu büyük bir bilim adamı grubu ise küresel ısınmanın önüne geçilmediği takdirde 100 yıl içerisinde atmosfer ısısının 6 dereceye kadar artabileceğini deniz seviyesinin de ciddi oranda yükselebileceğini ifade ediyorlar. Bu da 'Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin küresel ısınma durdurulmazsa tıpkı kurbağalar gibi pişeceğimiz uyarısıyla benzer bir nitelik taşıyor.