Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerindeki son gelişmeler üzerine İngiliz politika ve medya çevrelerinde Ankara’yla ilgili yorumlar artmaya başladı. Bu konudaki son girişim Lordlar Kamarası’nın bazı üyelerinden geldi.
İngiltere Lordlar Kamarası’nın sekiz üyesi, ülkenin en çok satan ciddi gazetelerinden “The Daily Telegraph” gazetesine gönderdikleri bir mektupta, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile katılım müzakarelerinin bazı başlıklarını askıya alma planını kınadılar.
Lord Ahmed, Lord Harrison, Lord Kilclooney, Lady Knight of Collingtree, Lord Maginnis of Drumglass, Lord Manson, Lord Rogan ve Lady Butterworth imzasıyla yayınlanan ve Türkiye’ye hakaret başlıklı mektupda şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye ile katılım müzakerelerinin kısmen askıya alınması Türk halkına hakaret niteliği taşımaktadır. Laik bir ülke ve NATO ittifakının önemli bir üyesi olan Türkiye, bu tutumla Avrupa’dan uzaklaştırılmakta ve İslami aşırılığa yaklaştırılmaktadır.
Avrupa Birliği'nin bu erteleme kararı, çok büyük bir hata olarak ileride idrak edilecektir. Kıbrıs bahanesi kabul edilemez bir mazerettir. Avrupa Birliği, Kıbrıs Türklerinin BM planını kabul etmeleri halinde yalnızlıklarının sona erdirileceği sözünü tutmamıştır. AB, tam tersine, plana karşı oy kullanan Kıbrıs Rumlarını tam üyelikle taltif etmiştir.
Şu anda AB’nin bir üyesi olan, ve Avusturya ve Ermeniler konusunda konuşma özgürlüğünü suç sayan Fransa tarafından cesaretlendirilen Kıbrıs Rumları ise, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda veto yetkisini kullanmaya kalkışmaktadır. Türkiye, tabii ki, eğer AB üyesi olmak istiyorsa, Kıbrıs’ı tanımalıdır; ama şu anda güney Kıbrıs’da bulunan Kıbrıs Rum devletini değil, Kıbrıslı Türk ve Rumlar tarafından üzerinde anlaşmaya varılacak tüm ada için bir Kıbrıs’ı.
Avrupa Birliği’nin, kendisi Kıbrıs Türklerine limanlarını kapalı tutarken, Türkiye’den limanlarını Kıbrıs Rumlarına açmasını istemesi, adaletsiz ve mantıksızdır.
İngiltere Hükümeti, Kuzey Kıbrıs’a doğrudan ulaşım yollarını, hemen ve tek taraflı olarak oluşturmalıdır.“
Lordlar Kamarası üyelerinin bu mektubu, Alman ve Fransız liderler Merkel-Chirac buluşması ile aynı güne rastlarken, AB Dışişleri Bakanları toplantısının da bir hafta öncesine rastlıyor.
İngiltere Lordlar Kamarası’nın sekiz üyesi, ülkenin en çok satan ciddi gazetelerinden “The Daily Telegraph” gazetesine gönderdikleri bir mektupta, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile katılım müzakarelerinin bazı başlıklarını askıya alma planını kınadılar.
Lord Ahmed, Lord Harrison, Lord Kilclooney, Lady Knight of Collingtree, Lord Maginnis of Drumglass, Lord Manson, Lord Rogan ve Lady Butterworth imzasıyla yayınlanan ve Türkiye’ye hakaret başlıklı mektupda şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye ile katılım müzakerelerinin kısmen askıya alınması Türk halkına hakaret niteliği taşımaktadır. Laik bir ülke ve NATO ittifakının önemli bir üyesi olan Türkiye, bu tutumla Avrupa’dan uzaklaştırılmakta ve İslami aşırılığa yaklaştırılmaktadır.
Avrupa Birliği'nin bu erteleme kararı, çok büyük bir hata olarak ileride idrak edilecektir. Kıbrıs bahanesi kabul edilemez bir mazerettir. Avrupa Birliği, Kıbrıs Türklerinin BM planını kabul etmeleri halinde yalnızlıklarının sona erdirileceği sözünü tutmamıştır. AB, tam tersine, plana karşı oy kullanan Kıbrıs Rumlarını tam üyelikle taltif etmiştir.
Şu anda AB’nin bir üyesi olan, ve Avusturya ve Ermeniler konusunda konuşma özgürlüğünü suç sayan Fransa tarafından cesaretlendirilen Kıbrıs Rumları ise, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda veto yetkisini kullanmaya kalkışmaktadır. Türkiye, tabii ki, eğer AB üyesi olmak istiyorsa, Kıbrıs’ı tanımalıdır; ama şu anda güney Kıbrıs’da bulunan Kıbrıs Rum devletini değil, Kıbrıslı Türk ve Rumlar tarafından üzerinde anlaşmaya varılacak tüm ada için bir Kıbrıs’ı.
Avrupa Birliği’nin, kendisi Kıbrıs Türklerine limanlarını kapalı tutarken, Türkiye’den limanlarını Kıbrıs Rumlarına açmasını istemesi, adaletsiz ve mantıksızdır.
İngiltere Hükümeti, Kuzey Kıbrıs’a doğrudan ulaşım yollarını, hemen ve tek taraflı olarak oluşturmalıdır.“
Lordlar Kamarası üyelerinin bu mektubu, Alman ve Fransız liderler Merkel-Chirac buluşması ile aynı güne rastlarken, AB Dışişleri Bakanları toplantısının da bir hafta öncesine rastlıyor.