NATO liderleri Riga’daki zirvede, Taleban ve El Kaide militanlarının saldırılarının artmasına rağmen Afganistan’daki görevi sürdürme kararı aldı.
Zirve sonunda yayınlanan bildiride NATO üyesi 26 ülkenin lideri, ittifakın barışa ulaşması için gerekli kuvvet, kaynak ve esnekliği sağlama sözü verdi.
NATO Genel Sekreteri Jaap De Hoop Scheffer, bazı ülkelerin Afganistan’a asker gönderme konusundaki kısıtlamaları kaldırmayı kabul ettiğini açıkladı.
Birçok ülke, acil ihtiyaç halinde Afganistan’ın güneyine kuvvet göndermeyi kabul etmiş bulunuyor. Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya, Taleban’ın güçlü varlık gösterdiği güneye daha fazla asker göndermek istemiyordu.
Zirvenin sonuç bildirgesi niteliğini taşıyan Deklarasyon’da, Türkiye’yi ilgilendiren ve İttifak’in da geleceğini etkileyecek en önemli kararlar şunlar:
NATO yeni kurulan ve elit olarak nitelediği “Acil Müdahale Gücü’nu (AMG) operasyonel hale getirdi. İttifakın özellikle Avrupalı müttefiklerine terror ve bölgesel savaşlar gibi konularda hızla müdahale etme yeteneği sağlayacak güce, Türkiye 300 asker ile katılmayı taahhüt etti. Türkiye ayrıca 2007 yılından itibaren gücün Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı üstlenecek.
NATO, “savaş suçları konusundaki hala çözüme ulaştırılamamış endişelere rağmen” Balkanlar’daki taahütlerini derinleştirerek Boşna-Hersek, Karadağ ve Sırbistan’a NATO üyeliği yolunu açtı. Bu ülkeleri “Barış için Ortaklık” programına katılmaya davet etti. Ayrıca, diğer Balkan ülkelerinin de katılmaları yolunda 2008’de davet edilebileceklerini açıkladı. Ancak, Birleşmiş Milletler savaş suçları mahkemesi yargıcı Carla Del Ponte, NATO liderlerinin Sırbistan ile ortaklığa girme kararını onaylamalarından “şaşkınlık ve üzüntü” duyduğunu açıkladı.
İttifak’in Afganistan devlet başkanı Karzai ve Afgan halkının yanında olduğu vurgulandı ve NATO’nun Afganistan’daki taahhütleri yeniden ifade edildi. Bu arada, NATO’nun acil durumlarda bazı birliklerini ülkenin her yerinde kullanabileceği açıklandı. Ayrıca, Fransa, Almanya ve İspanya gibi ülkelerin daha fazla taahüt altına girmesi konusunda uzlaşı sağlandığı duyuruldu. Türkiye Afganistan’a yeni bir asker taahüdünde bulunmadığı gibi Kabil dışında görev almayacağını vurguladı. Afganistan’in komşuları, Afgan hükümetine yardımcı olmaya çağrıldı. Ayrıca, NATO Genel Sekreteri’ne, Afganistan’in yeniden inşasına yardımcı olmak üzere çeşitli ülkelerden oluşmak üzere bir Uluslararası Temas Grubu oluşturması için öneriler hazırlaması görevi verildi. Bununla birlikte, Afganistan konusunda üye ülkeler arasında görüş ayrılıklarının devam ettiği görüldü.
Riga Deklarasyonu’nda, birçok noktada 2004 İstanbul Deklarasyonu’na atıfta bulunarak, İttifak’in 2004’de İstanbul’da aldığı çeşitli kararların uygulamasını takip edeceği duyuruldu.
NATO’nin İttifak dışındaki global ortaklarla ilişkileri geliştirmesi öngörüldü. İttifak’in, Karadeniz bölgesindeki bölgesel işbirliği, ışıkrar ve barış çabalarını desteklemeye devam edeceği açıklandı.
İstanbul Zirve kararını takiben, Orta Doğu bölgesi için bir NATO Eğitim işbirliği Girişimi kuruldu ve bu çerçevede bölgede eğitim ve öğretim programlarının oluşturulacağı açıklandı. Irak’daki NATO misyonuna desteğin devam edeceği ve Irak güvenlik güçlerine eğitim, malzeme yardımı ve benzeri yöntemlerle desteğin sürdürüleceği açıklandı. Terörizm şiddetle kınandı. Bu açıdan Akdeniz’deki tatbikat programlarına devam edileceği açıklandı. Türkiye’nin öncülük ettiği, Medeniyetler İttifakı girişimine destek ilan edildi.
NATO güçlerinin dönüşümü ve günün gereklerine uygun hale getirilmesi için mekanizmalar öngörüldü ve balistik füze sistemlerine ilişkin bir kontratin imzalanmasının karada yerleşik NATO güçlerinin savunması açısından önemine işaret edildi. Bu konun İran’in muhtemel nükleer silahlar geliştirmesi halinde Türkiye’nin işine yaracağı uzmanlar tarafından ileri sürüldü.
NATO’nun genişleme süreci tarihi bir başarı olarak nitelenerek, Ukrayna ve Gürcistan ile olan diyaloğun sürdürüleceği ve Gürcistan ile aktif biçimde ilgilenileceği açıklanarak, bu ülkedeki reformlara destek ifade edildi. Güney Kafkasya’daki bölgesel çatışmaların devamından duyulan üzüntü dile getirilerek, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Moldovya’nın toprak bütünlükleri, bağımsızlıkları ve egemenliklerine olan destek beyan edildi.
İttifakın, Rusya ile olan diyaloğunun istenen biçimde gelişmediği belirtilerek, Moskova’ya, ikili ilişkileri geliştirmek için çaba harcaması çağrısında bulunuldu.
Kuzey Kore ve İran’in nükleer çalışmaları konusundaki uluslararası diplomatik çabalara destek beyan edildi ve bu iki ülkenin konuyla ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaları çağrısında bulunuldu.
NATO ve AB’nin ortak değerler ve stratejik çıkarları paylaştıkları ifade edilerek, iki örgüt arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi çağrısında bulunuldu.
Erdoğan'ın İkili Görüşmeleri
Zirve için Riga’da bulunan Başbakan Erdoğan, zirveninin ilk günü ayaküstü Başkan Bush ve İspanya Başbakanı Zapatero ile görüştü. Erdoğan zirvenin son günü de, Almanya Başbakanı Merkel, İngiltere Başbakanı Blair, Fransa cumhurbaşkanı Chirac, İtalya başbakanı Prodi ile NATO ve özellikle AB ağırlıklı görüşmelerde bulundu. AB Komisyonu’nun Türkiye ile katılım müzakereleri çerçevesindeki sekiz başlıkta görüşmelerin durdurulması tavsiye kararıyla aynı güne rastlayan görüşmeler sonunda Riga’da bir açıklama yapan Başbakanlık sözcüsü Akif Beki Komisyon kararının sadece bir tavsiye kararı olduğunu belirtti ve görüşmelerin tamamen durdurulmasının öngörülmediğini, bunun sadece sekiz başlığı kapsadığını vurguladı. Beki, sürecin ancak yavaşlamasının sözkonusu olabileceğini söyledi ve konuya ilişkin asıl kararın Aralık ortasındaki AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde alınacağını hatırlattı.
Zirve sonunda yayınlanan bildiride NATO üyesi 26 ülkenin lideri, ittifakın barışa ulaşması için gerekli kuvvet, kaynak ve esnekliği sağlama sözü verdi.
NATO Genel Sekreteri Jaap De Hoop Scheffer, bazı ülkelerin Afganistan’a asker gönderme konusundaki kısıtlamaları kaldırmayı kabul ettiğini açıkladı.
Birçok ülke, acil ihtiyaç halinde Afganistan’ın güneyine kuvvet göndermeyi kabul etmiş bulunuyor. Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya, Taleban’ın güçlü varlık gösterdiği güneye daha fazla asker göndermek istemiyordu.
Zirvenin sonuç bildirgesi niteliğini taşıyan Deklarasyon’da, Türkiye’yi ilgilendiren ve İttifak’in da geleceğini etkileyecek en önemli kararlar şunlar:
NATO yeni kurulan ve elit olarak nitelediği “Acil Müdahale Gücü’nu (AMG) operasyonel hale getirdi. İttifakın özellikle Avrupalı müttefiklerine terror ve bölgesel savaşlar gibi konularda hızla müdahale etme yeteneği sağlayacak güce, Türkiye 300 asker ile katılmayı taahhüt etti. Türkiye ayrıca 2007 yılından itibaren gücün Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı üstlenecek.
NATO, “savaş suçları konusundaki hala çözüme ulaştırılamamış endişelere rağmen” Balkanlar’daki taahütlerini derinleştirerek Boşna-Hersek, Karadağ ve Sırbistan’a NATO üyeliği yolunu açtı. Bu ülkeleri “Barış için Ortaklık” programına katılmaya davet etti. Ayrıca, diğer Balkan ülkelerinin de katılmaları yolunda 2008’de davet edilebileceklerini açıkladı. Ancak, Birleşmiş Milletler savaş suçları mahkemesi yargıcı Carla Del Ponte, NATO liderlerinin Sırbistan ile ortaklığa girme kararını onaylamalarından “şaşkınlık ve üzüntü” duyduğunu açıkladı.
İttifak’in Afganistan devlet başkanı Karzai ve Afgan halkının yanında olduğu vurgulandı ve NATO’nun Afganistan’daki taahhütleri yeniden ifade edildi. Bu arada, NATO’nun acil durumlarda bazı birliklerini ülkenin her yerinde kullanabileceği açıklandı. Ayrıca, Fransa, Almanya ve İspanya gibi ülkelerin daha fazla taahüt altına girmesi konusunda uzlaşı sağlandığı duyuruldu. Türkiye Afganistan’a yeni bir asker taahüdünde bulunmadığı gibi Kabil dışında görev almayacağını vurguladı. Afganistan’in komşuları, Afgan hükümetine yardımcı olmaya çağrıldı. Ayrıca, NATO Genel Sekreteri’ne, Afganistan’in yeniden inşasına yardımcı olmak üzere çeşitli ülkelerden oluşmak üzere bir Uluslararası Temas Grubu oluşturması için öneriler hazırlaması görevi verildi. Bununla birlikte, Afganistan konusunda üye ülkeler arasında görüş ayrılıklarının devam ettiği görüldü.
Riga Deklarasyonu’nda, birçok noktada 2004 İstanbul Deklarasyonu’na atıfta bulunarak, İttifak’in 2004’de İstanbul’da aldığı çeşitli kararların uygulamasını takip edeceği duyuruldu.
NATO’nin İttifak dışındaki global ortaklarla ilişkileri geliştirmesi öngörüldü. İttifak’in, Karadeniz bölgesindeki bölgesel işbirliği, ışıkrar ve barış çabalarını desteklemeye devam edeceği açıklandı.
İstanbul Zirve kararını takiben, Orta Doğu bölgesi için bir NATO Eğitim işbirliği Girişimi kuruldu ve bu çerçevede bölgede eğitim ve öğretim programlarının oluşturulacağı açıklandı. Irak’daki NATO misyonuna desteğin devam edeceği ve Irak güvenlik güçlerine eğitim, malzeme yardımı ve benzeri yöntemlerle desteğin sürdürüleceği açıklandı. Terörizm şiddetle kınandı. Bu açıdan Akdeniz’deki tatbikat programlarına devam edileceği açıklandı. Türkiye’nin öncülük ettiği, Medeniyetler İttifakı girişimine destek ilan edildi.
NATO güçlerinin dönüşümü ve günün gereklerine uygun hale getirilmesi için mekanizmalar öngörüldü ve balistik füze sistemlerine ilişkin bir kontratin imzalanmasının karada yerleşik NATO güçlerinin savunması açısından önemine işaret edildi. Bu konun İran’in muhtemel nükleer silahlar geliştirmesi halinde Türkiye’nin işine yaracağı uzmanlar tarafından ileri sürüldü.
NATO’nun genişleme süreci tarihi bir başarı olarak nitelenerek, Ukrayna ve Gürcistan ile olan diyaloğun sürdürüleceği ve Gürcistan ile aktif biçimde ilgilenileceği açıklanarak, bu ülkedeki reformlara destek ifade edildi. Güney Kafkasya’daki bölgesel çatışmaların devamından duyulan üzüntü dile getirilerek, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Moldovya’nın toprak bütünlükleri, bağımsızlıkları ve egemenliklerine olan destek beyan edildi.
İttifakın, Rusya ile olan diyaloğunun istenen biçimde gelişmediği belirtilerek, Moskova’ya, ikili ilişkileri geliştirmek için çaba harcaması çağrısında bulunuldu.
Kuzey Kore ve İran’in nükleer çalışmaları konusundaki uluslararası diplomatik çabalara destek beyan edildi ve bu iki ülkenin konuyla ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaları çağrısında bulunuldu.
NATO ve AB’nin ortak değerler ve stratejik çıkarları paylaştıkları ifade edilerek, iki örgüt arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi çağrısında bulunuldu.
Erdoğan'ın İkili Görüşmeleri
Zirve için Riga’da bulunan Başbakan Erdoğan, zirveninin ilk günü ayaküstü Başkan Bush ve İspanya Başbakanı Zapatero ile görüştü. Erdoğan zirvenin son günü de, Almanya Başbakanı Merkel, İngiltere Başbakanı Blair, Fransa cumhurbaşkanı Chirac, İtalya başbakanı Prodi ile NATO ve özellikle AB ağırlıklı görüşmelerde bulundu. AB Komisyonu’nun Türkiye ile katılım müzakereleri çerçevesindeki sekiz başlıkta görüşmelerin durdurulması tavsiye kararıyla aynı güne rastlayan görüşmeler sonunda Riga’da bir açıklama yapan Başbakanlık sözcüsü Akif Beki Komisyon kararının sadece bir tavsiye kararı olduğunu belirtti ve görüşmelerin tamamen durdurulmasının öngörülmediğini, bunun sadece sekiz başlığı kapsadığını vurguladı. Beki, sürecin ancak yavaşlamasının sözkonusu olabileceğini söyledi ve konuya ilişkin asıl kararın Aralık ortasındaki AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde alınacağını hatırlattı.