Mizah yoluyla insanı güldüren, güldürürken de düşündüren bir araç, karikatürler... Ancak geçen yıl bazı Avrupa gazetelerinde yayınlanan Hz. Muhammed karikatürlerine Müslümanların sert tepki göstermesi, basın özgürlüğü konusundaki tartışmaları da gündeme getirdi.
Georgetown Üniversitesi’ndeki sergisi için Washington’a gelen Salih Memecan karikatürlerde bir sınır çizilmesi gerektiğini savunuyor ve Amerika’yı buna örnek gösteriyor:
"Şimdi mesela Amerika’da basın özgürlüğü neredeyse sınırsızdır. Ama yine de zencilerle, Yahudilerle ya da başka gruplarla ilgili, onları küçük düşüren, aşağılayan yayın yapamazsınız. Yani siz çizersiniz, yasak değil, ama editör kullanmaz."
Memecan’a göre, çizimleri nedeniyle yargılanan karikatüristlerin yapabilecekleri en iyi şey, gelen tepkilere kulak vermek. Karikatürlerin yasaklanması ise sonu olmayan bir yol...
"Hz. Muhammed karikatürünü yasaklarsanız, sonra İsa karikatürünü yasaklanıyor olması lazım, St. Paul karikatürlerinin de yasaklanıyor olması lazım, St. Nicholas yani Noel baba karikatürlerine kadar gider iş o zaman."
Georgetown Üniversitesi öğrencileriyle de bir araya gelen Memecan, 1969-70 yılları arasında Kaliforniya’da bir lisede okumuş. Bu bir yılın hem kalemine hem de hayata bakış açısına çok şey kzandırdığını söylüyor karikatür ustası....
8 yıldır New York’un Scarsdale kentinde yaşayan; Washington Post, Baltimore Sun, Philadelphia Inquirer gibi Amerika’nın en ünlü gazetelerinde karikatürleri yayınlanan Memecan, Amerika’yla Türkiye arasındaki karikatür anlayışını karşılaştırdığı zaman, kendisini şanslı gördüğünü söylüyor.
"Türkiye’de karikatüristin özgürlüğü Amerika’dakinden daha fazla. Şimdi kanunlar açısından baktığınız zaman, tamam Türkiye’de bazı kanunlar hala insanın elini kolunu bağlıyor olabilir. Onlar da kaldı ki, sürekli değişiyor, reformlardan geçiyor, daha özgür bir hale geliyor. Amerika’daysa sorun editörlerin kısıtlaması. Yani siz bir şey çizebilirsiniz ama editör onu kontrolden geçirir, yayınlamaz, sakıncalı bulabilir. Türkiye’de bu konuda nedense daha özgürlük var. Gazete karikatüristi, gazete köşe yazarı gibi kabul ediliyor, ki öyle. Onun fikri, onun fikridir denilip, hani kırıcı da olsa sonuç olarak karikatürdür denilip yayınlanıyor. Amerika’daysa editörler çok daha titiz davranıyor bu konuda. "
Konu sansüre gelince, bazen kendisini kısıtladığını söyleyen Memecan’a göre, bu bir saygı ve sorumluluk meselesi...
"Mesela ben televizyona çiziyorum, dergiye çiziyorum, gazeteye çiziyorum. Mesela her birine ayrı standardım var. Televizyona çizdiğimde çok daha kısıtlıyorum kendimi ama dergiye çizdiğimde daha rahatım. Çünkü onun okuyucu kitlesi daha bana yakın. Televizyondaysa son derece geniş kitle, aniden tık diye insanların önüne geliyor. Sen orada şimdi her şeyi çizemezsin, çizmiyor olman lazım..."
Güçlü bir görüntünün, esprili bir şekilde aktarıldığı zaman yazıdan çok daha uzun süre akıllarda kaldığını vurgulayan Memecan için iyi bir karikatürde 3 unsur önemli: Komedi, doğru bir mesaj ve iyi bir çizgi...
"Bunlar arasında herhalde en önemlisi çizgi. Çünkü bir müddet sonra o kadar rahat çiziyorsunuz ki, sizin çizdiğiniz okuyucunuza göre iyi olmuş oluyor. Doğru mesaj için de, kendinizi geliştiriyor olmanız lazım. Tamam ben karikatür çiziyorum, çok da komik adamım diyip her şeyi çizerseniz oluyor değil. Hassas konulara dokunuyorsunuz. Onun için bilgili olmanız lazım, kültürlü olmanız lazım, dünyayı sıkı takip ediyor olmanız lazım. Yani bu iş böyle cahil cahil yapılacak bir iş değil. Komik olmak için de, o da çaba gerektiriyor. Çünkü komiklik anlayışı da nesilden nesle değişiyor. Yeni gelen nesil farklı şeylere gülüyor. Onun için o nesli de anlıyor olmak lazım..."
Teknoloji geliştikçe karikatüristin yapacağı işlerin de arttığını söyleyen Salih Memecan’ın yeni projeleri, cep telefonlarına karikatür göndermek ve karikatürleri için elektronik kartlar hazırlamak...
Georgetown Üniversitesi’ndeki sergisi için Washington’a gelen Salih Memecan karikatürlerde bir sınır çizilmesi gerektiğini savunuyor ve Amerika’yı buna örnek gösteriyor:
"Şimdi mesela Amerika’da basın özgürlüğü neredeyse sınırsızdır. Ama yine de zencilerle, Yahudilerle ya da başka gruplarla ilgili, onları küçük düşüren, aşağılayan yayın yapamazsınız. Yani siz çizersiniz, yasak değil, ama editör kullanmaz."
Memecan’a göre, çizimleri nedeniyle yargılanan karikatüristlerin yapabilecekleri en iyi şey, gelen tepkilere kulak vermek. Karikatürlerin yasaklanması ise sonu olmayan bir yol...
"Hz. Muhammed karikatürünü yasaklarsanız, sonra İsa karikatürünü yasaklanıyor olması lazım, St. Paul karikatürlerinin de yasaklanıyor olması lazım, St. Nicholas yani Noel baba karikatürlerine kadar gider iş o zaman."
Georgetown Üniversitesi öğrencileriyle de bir araya gelen Memecan, 1969-70 yılları arasında Kaliforniya’da bir lisede okumuş. Bu bir yılın hem kalemine hem de hayata bakış açısına çok şey kzandırdığını söylüyor karikatür ustası....
8 yıldır New York’un Scarsdale kentinde yaşayan; Washington Post, Baltimore Sun, Philadelphia Inquirer gibi Amerika’nın en ünlü gazetelerinde karikatürleri yayınlanan Memecan, Amerika’yla Türkiye arasındaki karikatür anlayışını karşılaştırdığı zaman, kendisini şanslı gördüğünü söylüyor.
"Türkiye’de karikatüristin özgürlüğü Amerika’dakinden daha fazla. Şimdi kanunlar açısından baktığınız zaman, tamam Türkiye’de bazı kanunlar hala insanın elini kolunu bağlıyor olabilir. Onlar da kaldı ki, sürekli değişiyor, reformlardan geçiyor, daha özgür bir hale geliyor. Amerika’daysa sorun editörlerin kısıtlaması. Yani siz bir şey çizebilirsiniz ama editör onu kontrolden geçirir, yayınlamaz, sakıncalı bulabilir. Türkiye’de bu konuda nedense daha özgürlük var. Gazete karikatüristi, gazete köşe yazarı gibi kabul ediliyor, ki öyle. Onun fikri, onun fikridir denilip, hani kırıcı da olsa sonuç olarak karikatürdür denilip yayınlanıyor. Amerika’daysa editörler çok daha titiz davranıyor bu konuda. "
Konu sansüre gelince, bazen kendisini kısıtladığını söyleyen Memecan’a göre, bu bir saygı ve sorumluluk meselesi...
"Mesela ben televizyona çiziyorum, dergiye çiziyorum, gazeteye çiziyorum. Mesela her birine ayrı standardım var. Televizyona çizdiğimde çok daha kısıtlıyorum kendimi ama dergiye çizdiğimde daha rahatım. Çünkü onun okuyucu kitlesi daha bana yakın. Televizyondaysa son derece geniş kitle, aniden tık diye insanların önüne geliyor. Sen orada şimdi her şeyi çizemezsin, çizmiyor olman lazım..."
Güçlü bir görüntünün, esprili bir şekilde aktarıldığı zaman yazıdan çok daha uzun süre akıllarda kaldığını vurgulayan Memecan için iyi bir karikatürde 3 unsur önemli: Komedi, doğru bir mesaj ve iyi bir çizgi...
"Bunlar arasında herhalde en önemlisi çizgi. Çünkü bir müddet sonra o kadar rahat çiziyorsunuz ki, sizin çizdiğiniz okuyucunuza göre iyi olmuş oluyor. Doğru mesaj için de, kendinizi geliştiriyor olmanız lazım. Tamam ben karikatür çiziyorum, çok da komik adamım diyip her şeyi çizerseniz oluyor değil. Hassas konulara dokunuyorsunuz. Onun için bilgili olmanız lazım, kültürlü olmanız lazım, dünyayı sıkı takip ediyor olmanız lazım. Yani bu iş böyle cahil cahil yapılacak bir iş değil. Komik olmak için de, o da çaba gerektiriyor. Çünkü komiklik anlayışı da nesilden nesle değişiyor. Yeni gelen nesil farklı şeylere gülüyor. Onun için o nesli de anlıyor olmak lazım..."
Teknoloji geliştikçe karikatüristin yapacağı işlerin de arttığını söyleyen Salih Memecan’ın yeni projeleri, cep telefonlarına karikatür göndermek ve karikatürleri için elektronik kartlar hazırlamak...