Avrupa Birliği’yle Türkiye arasındaki katılım müzakerelerinin başlamasının birinci yılı nedeniyle TÜSİAD tarafından düzenlenen etkinliklerin ilk ayağını Brüksel’deki konferans oluşturdu.
TÜSİAD ve Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politikaları Merkezi tarafından ortaklaşa düzenlenen “Avrupa’nın Küresel Güçlükleri ve Türkiye” konulu konferansta bir yılın bilançosu çıkarıldı.
Konferansı açan TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili olumsuz fırtına estirildiğini belirterek hem Birlik içinde hem de Türkiye’de gündemi aşırı güçlerin belirlemesinden yakındı.
Avrupa kamuoyunun gönüllerine ve akıllarına hitap etmeden üyeliğin zor olduğunu vurgulayan Sabancı, Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa Birliği için artı değer olduğunu belirtti ve Türk ekonomisinin Avrupa’nın büyüme motoru olabilecek kapasitede olduğunu söyledi.
Konferansta konuşan eski İngiltere Dışişleri Bakanı ve Avam Kamarası Başkanı Jack Straw da Türkiye’ye destek veren tavrını sürdürdü. Türkiye’nin Avrupa Birliği açısından büyük bir katkı sağlayacağına ve yükselen önemine vurgu yapan Straw, üyelik konusunda konsensüs olmadığını hatırlatarak “Gerçeklere gözümüzü yumarak kapıyı en büyük dostumuzun suratına kapatmak bizi sorun içine iter” dedi.
Türkiye’nin pek çok alanda “sağlam” bir başlangıç yaptığını söyleyen Straw, aşılması gereken sorunlar bulunduğunu, bunlardan birinin de Ek Protokol olduğunu söyledi. Straw, “Ek Protokol’ün uygulanması dışında bir başka alternatif göremiyorum” dedi.
Benzer bir yaklaşım Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk tarafından da sergilendi. Lagendijk, “Limanların açılması kaçınılmaz” derken bunun Türkiye’nin hukuki yükümlülüğü olduğunu söyledi. Lagendijk, Avrupa Birliği’nin KKTC’ye yönelik izolasyonları kaldırmasının da ahlaki bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ise Avrupa Birliği’nin Rumları çözüme yönlendirmesi gereğine vurgu yaptı. Konferansın önemli konularından birini de Türk Ceza Yasası'nın 301. maddesi oluşturdu. Lagendijk, 301. maddenin mutlaka kaldırılması gerektiğini söyledi ve açılan her davada Türkiye’nin zarar gördüğünü savundu.
Lagendijk’e cevap veren Şener ise düzenlemenin Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak planlanıp yasalaştığını ifade ederek sorunun uygulama kaynaklı olduğunu söyledi. Şener, maddeyle ilgili olumlu bir trend olduğunu ancak gerekmesi halinde değiştirilmesinin gündeme gelebileceğini vurguladı. Şener buna ek olarak Türkiye’de reformların yavaşladığı yönündeki eleştirilere hak verdi ve “Ama unutulmasın ki son 4 yılda çok köklü reformlar gerçekleştirildi ve bunlar halkın büyük bir çoğunluğu tarafından kabul edildi” dedi. Şener, bazı Avrupalılarda endişe yaratan Türkiye’nin katılımının zamanı geldiğinde Avrupa için fırsata dönüşeceğini söyledi.