18 Ağustos 2005:Gazze'den Çekilme Konusu Gündemde

Washington Post, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un Gazze’den çekilme planını kararlılıkla uyguladığını belirtiyor ancak kalıcı bir barışa giden yolda İsrailli yetkililerden çelişkili mesajlar geldiğini vurguluyor. Gazete, İsrail’in Filistin’le barış sağlayabilmesi için daha fazla toprak tavizinde bulunması gerektiği görüşüne yer veriyor.

"Şaron’un tek yanlı çekilme planının barışa giden yolu açması için Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da İsrail’e karşı düzenlenen birçok terör saldırısından sorumlu olan Hamas gibi örgütleri silahsızlandırmalı ve denetim altına almalıdır. Aynı şekilde, Şaron’un da bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik görüşmelere hazır olması gerekir. Şaron, önümüzdeki günlerde Gazze’den çekilmenin sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kalacaktır. Ancak asıl sorun Şaron’un kalıcı bir barışa hazır olup olmadığıdır."

New York Times ise kısa bir tarih dersi veriyor ve Gazze şeridinin 1948 yılında kurulan İsrail devletinin bir parçası olmadığını hatırlatıyor. Gazze’nin 1967 Arap-İsrail savaşı sırasında işgal edildiğini kaydeden gazete, İsrail’in sonraki yıllarda bu bölgeyi elinde bir pazarlık kozu olarak tuttuğunu belirtiyor.

"Yoğun bir nüfusa sahip olan Gazze Şeridi’nde 1 milyon 300 bin Filistinli yaşıyor. Filistinliler arasındaki işsizlik oranının yüzde 45’i bulduğu tahmin ediliyor ve hane başına gelir günde 2 doların altında. Bölgedeki toprakların yüzde 33’ü ise bu haftaya kadar Yahudi yerleşimcilerin elindeydi. Elbette, insanların, evlerini askerler eşliğinde boşaltması kolay değil. Ayrıca Gazze’nin bundan sonra nasıl yönetileceğine ilişkin çeşitli kaygılar var. Ancak 38 yıllık işgalden sonra, Gazze’deki Filistinlilere daha iyi bir yaşam şansı vermenin zamanı gelmişti."

Irak’taki farklı grupların anayasa taslağı için en temel konularda bile uzlaşamadığını belirten Christian Science Monitor, Amerika da dahil olmak üzere birçok ülkenin geçmişinde benzer süreçler yaşandığını hatırlatıyor. Gazete, tartışmalı konuların hemen çözülmesi gerekmediği ve zamana bırakılabileceğini savunuyor.

"Umarız, iç savaş tehdidi ve görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının yol açabileceği muhtemel sonuçlar, tarafları bir uzlaşmaya zorlar. Ve umarız bu uzlaşma, mümkün olduğunca demokratik ilkeler temelinde sağlanır. Ancak kurucu bir belge, kamuoyundaki mevcut bölünmüşlüğün ötesine geçemez. Demokratik ülkeler, bu yıl Avrupa Birliği anayasasının Fransa tarafından reddedilmesi örneğinde, bunu somut olarak yaşadı. İster Avrupa’da, ister Amerika’da isterse Irak’ta olsun, ulusal değerler konusunda bir uzlaşma sağlanması için zaman gerekir."

Boston Globe da, Irak toplumunda anayasa konusundaki anlaşmazlıkların çok köklü nedenlere dayandığını yazıyor ve Saddam Hüseyin’in bu derin toplumsal çelişkileri ancak zor kullanarak bastırabildiğini hatırlatıyor. Gazete, bir uzlaşma sağlanması için zaman gerektiğini vurguluyor ve aceleye getirilmiş, tek yanlı bir anayasanın iç savaşa yol açabileceği uyarısına yer veriyor.

"Meclis üyelerinin anayasa konusundaki anlaşmazlıkları, aslında ülkedeki derin etnik ve dini farklılıkların bir yansıması. Birleşik ve demokratik bir Irak kurulması için, halkın seçtiği temsilcilerin, diğer grupların kabul edemeyeceği taleplerde bulunmaktan vazgeçmesi gerekiyor."