'AB Süreci ve Reformlar Sağlıklı İlerliyor'

Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerde gerginlik olduğu yolunda görüşler bugünlerde sık sık dile getirilirken Türk-Amerikan ilişkilerini kredi ve finans kuruluşlarının merkezi Wall Street, nasıl değerlendiriliyor? Amerika'nın Sesi Türkçe Bölümünden Elif Özmenek Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu Moody’s’in Türkiye Şefi Kristin Lindow ile konuştu.

Yarım yüzyılı aşkın süredir stratejik müttefik, iyi dost olan Washington ile Ankara arasındaki ilişkilerde son zamanda sürekli olarak gerginlikten sözediliyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Suriye'ye yapacağı resmi ziyaretin de Amerika ile Türkiye arasında anlaşmazlık konusu olduğu yolunda haberler çıkarken dünya finans çevrelerinin kalbi Wall Street Türk-Amerikan ilişkileri konusunda neler düşünüyor? Yatırımcılar için çok büyük bir önem taşıyan Uluslararası Derecelendirme Kuruluşları Türkiye’yi nasıl görüyorlar?

Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu Moody’s’in Türkiye Şefi Kristin Lindow, Amerika'nın Sesi Türkçe Bölümü'nün New York muhabiri Elif Özmenek'in sorularını yanıtladı.

EÖ: Son zamanlarda giderek gerginleşen Türk-Amerikan ilişkilerini dünya finans çevrelerinin kalbi Wall Street nasıl yorumluyor?

Kristin Lindow (KL): Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihsel olarak daha iyi olduğu zamanlar vardı. Bugün ilişkilerde hala Amerika’nın Irak’ı işgali sırasında yaşanan gerginliğin izleri devam ediyor. Şimdi bunun üstüne bir de Türkiye’nin 30 Ocak’taki Irak seçimlerinden sonra Kürtlerin yeni hükümette güçlerinin artmasından duyduğu tedirginlik eklendi. Aslında Amerikan hükümetinde Irak’taki seçimlerden sonra Türkiye’yle arasındaki gerginliğin yumuşayacağı beklentisi vardı ama beklendiği gibi olmadı. Kürtlerin daha özerk bir yapıya doğru gittiğini gören Ankara bundan rahatsızlık duyuyor. Bu ortam içinde, gerginleşen Türk-Amerikan ilişkileri umulduğu gibi yumaşamadı.

EÖ: Peki sizce Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginlik sadece Irak merkezli mi?

KL: Bence Türkiye’nin Avrupa Birliği kimliği entegrasyon sürecinde daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Bu kimliğiyle Türkiye, Amerika’dan, geçmişte olduğundan daha bağımsız hareket ediyor. Türkiye’de artık daha özgür bir ortam olduğu için Amerika’ya karşı eleştiriler de arttı. Amerika’nın Irak’ta yaptıkları, Amerikan dış politikası ve hatta Amerikan’ın ekonomik politikaları bile Türkiye’de artık eleştirilebiliyor. Yani bir bakıma Türkiye’nin Amerika’ya karşı eski “sarsılmaz bağlılığı" kalmadı.

EÖ: Ankara ile Washington arasındaki ilişkilerde gelinen noktadan çoğu zaman Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti sorumlu tutuluyor. AKP içinde son zamanlarda yaşanan istifalarla hükümetin kan kaybettiğini hatta bir parçalanma sürecine girdiğini düşünüyor musunuz?

KL: Hayır bence henüz AKP’de böyle bir parçalanma yok. AKP içinde farklı gruplar hep vardı ve bu başından beri biliniyordu. Ancak bu grupların seslerinin daha fazla duyulmasına partinin yapısı izin vermeyince farklılar ve ayrılmalar ortaya çıktı. Ama kanımca AKP hala çok güçlü.

EÖ: Türkiye’nin önünde kısa dönemde gördüğünüz riskler nedir?

KL: Bizi yine Türkiye’nin dış borç açığı kaygılandırıyor. Özellikle de borcun aşırı değer biçilmiş döviz kuruna bağlı olması... Ancak Avrupa Birliği süreci ve reformlar sağlıklı devam ediyor ve hükümetin hesaplarındaki şeffaflık bizim için önemli. Geçmişteki standarlara göre Türkiye’deki risk oranı bugün çok düşük. O yüzden de Şubat ayı içinde Türkiye’nin notunu olumluya çevirdik.