Amerika’da Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşık 50 yıldır yürürlükteki kürtaj kararını tersine çevirmesi tepkileri de beraberinde getirirken, uzmanlar bu kararın ekonomik açıdan da sorunlu olduğunu ve özellikle siyah kadınları daha da olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Amerika’da Anayasa Mahkemesi’nin ülke genelinde kürtaja olanak veren yaklaşık 50 yıllık kararını tersine çevirerek eyaletlere bırakması ülkenin son günlerdeki en önemli gündem maddelerinden biri.
Kararın ardından bazı eyaletler kürtaj yasağını hemen yürürlüğe koydu bazı eyaletlerde de bu yönde süreç işliyor.
Kürtaj konusundaki yasakların içeriği de eyaletten eyalete değişebiliyor.
Karar ülke genelinde protestolarla karşılanırken, ahlaki açıdan tartışmaları da beraberinde getirdi. Ama kararın ekonomik boyutuna dikkat çekenler de azımsamayacak oranda.
Jane’s Collective kurucusu Heather Booth, “Bu hakimler ülkenin yarısı için bir kriz meydana getirdi. Varlıkları, kaynakları, mali ve aile desteği olanlar buna göğüs gerebilir ama şu anda çocuk sahibi olabilecek 5 kadından biri kürtaj yaptıracak. Bu sizin kızınız da olabilir, kuzeniniz de. Ve birçoğu için bu kaynaklara sahip olmadan, mali ve toplum desteği olmadan kendi kendilerine bir yol bulacaklar. Yasadışı bir yola yönelecekler. Ya da istenmeyen bir hamileliğe katlanmak zorunda kalacaklar” diyor.
Soru dönüp dolaşıp yaşadıkları eyalette kürtaj yasaksa kadınların istemedikleri bir hamileliğe karşı ne yapacaklarına dayanıyor?
Büyük ihtimalle kürtajın yasal olduğu bir eyalete gitmeyi tercih edecekler. Ama bu da masrafları beraberinde getirecek. Bu masrafları karşılayabilen olacak karşılayamayan da.
Eleanor’s Legacy yöneticisi Sophie Nir, “Yaşadığınız eyaleti kürtaj yaptırmak için terk etmek son derece ağır bir yük. Koordine içinde seyahat etmek gerek, özellikle uçuşlar, oteller. Bir kentte ya da eyalette anestezinin etkisi altındaysa ve tanıdığı da kimse yoksa randevu için birinin onu alması gerek. Sadece bu bile tek başına lojistik olarak karışık ve travmatik. Evinde çocukları varsa onlara da bakılması gerek. Kürtaj yaptırmak isteyen kadınların çoğunun zaten çocukları var ve onların da bakıma ihtiyaçları var. İşyerleriyle de bu süreci iyi yürütmeleri gerek gelir kaybı çerçevesinde. Eğer birkaç gün çalışmazsanız bu birçok insan için önemli gelir kaybı demek” ifadelerini kullanıyor.
Özellikle siyah kadınların bundan çok daha fazla olumsuz etkileneceği belirtiliyor.
Siyah kadınların kürtajı yasaklayan ya da yasaklayacak eyaletlerde daha fazla yaşadığına dikkat çekiliyor.
Örneğin Mississippi’de yaşayan siyahların nüfusa oranı yüzde 38. Amerika genelinde ise nüfusun yüzde 13’Ü.
Ve 2019 CDC verilerine göre siyah kadınlar beyaz kadınların 4 katı daha fazla kürtaj yaptırıyor.
Yine 2019’da sadece Mississippi’de toplam kürtaj oranının yüzde 74’ünü siyah kadınlar yaptırmış.
Resmi verilere göre yoksul kadınlar istenmeyen hamileliğe daha fazla maruz kalıyor.
Ve siyah kadınlar arasında sağlık sigortası olmayan, tedaviye ulaşmada eşitsizlikler yaşayanların sayısı da azımsanmayacak oranda.
Daha kötüsü Duke Üniversitesi araştırmasına göre tam bir kürtaj yasağı siyah annelerin ölüm oranını yüzde 21’den yüzde 33’e çıkartabilir.
Eşitlik ve Adalet Güç Koalisyonu Direktörü Ashley Shelton, “Kahredici bir andayız. Çünkü anne ölüm oranlarını düşünürsek siz siyah kadınları ölüme mahkum ediyorsunuz. Çünkü zaten doğumlarda ölüyoruz” diyor.
Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu verilerine göre bir kadının kürtaja ulaşımı engellendiğinde doğum öncesi tıbbi masraflar, doğum masrafları, doğum sonrası masraflar birikiyor ve bunlara bir çocuğu büyütme masrafı da ekleniyor ki bu da bir yılda 9 bin doları aşıyor.
Ekonomik Politika Enstitüsü Başkanı Heidi Shierholz’a göre kürtaj hakları aslında ekonomik haklar ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı ekonomik güvenlik, bağımsızlık ve kürtaj arayışında olanların hareket hürriyetinin kaybı anlamına geliyor.
Bu çerçevede bazı eyaletler inisiyatif alıyor, California başta olmak üzere özellikle ülkenin batısındaki eyaletler.
Diğer yasaklı eyaletlerden kürtaj yaptırmak için gelecek olanlara mali yük olmayacak şekilde destek vereceklerini belirtiyorlar.
California Valisi Gavin Newsom, “Kürtaj sağlayacaklara on milyonlarca dolar ödenek hazır, eyalette 108 klinik kaynakları sağlama ve daha becerikli zihniyetle ebeveyn bakımına ihtiyaç duyabileceklere yardım sağlamak için California’ya geleceklere yardıma hazır. Gelirinize bakmadan, ödeyip ödeyemeyeceğinize bakmadan, tıbbi ödemeye gerek olmadan herkesin sizle ilgilendiğinden emin olmak amacıyla çabalara destek veriyoruz” diyor.
Apple ve Amazon gibi bazı şirketler de kürtaj nedeniyle başka eyaletlere gitmek zorunda kalacakların masraflarını karşılayacağını açıklamış durumda.
Şirketler de gelecek planlarını yaparken bu konuda eyaletlerin uygulamalarını dikkate alacak gibi.
Bazı uzmanlar Anayasa Mahkemesi kararının şirketlerin kürtaja yönelik kısıtlama ya da yasakların olduğu eyaletlere gitmesini zorlaştıracağını belirtiyor.
CNBC’nin anketine göre şirket yöneticilerinin en az yarısı kürtaj kararının yer seçme konusundaki düşüncelerini etkileyeceğini belirtiyor.
Şirketlerin sadece yüzde 20’si karardan etkilenmeyeceğini kaydediyor.
Belki de durumu en iyi özetleyen Maliye Bakanı Janet Yellen.
Yellen bir Kongre oturumunda, “Kadınların çocuk sahibi olup olmama ya da ne zaman çocuk sahibi olmaya karar verme haklarını ellerinden alırsanız bunun ekonomiye çok zarar verici etkileri olur ve kadınları on yıllarca geriye götürür” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin kürtaj kararı ülkede daha çok konuşulacak bir konu gibi görünüyor.
Demokratlar karara tepkili olsa da Kongre aritmetiği düşünüldüğünde istedikleri bir kararı yasa haline getirmeleri imkansız gibi.
Amerikan halkının yarısından fazlasının da karara karşı olmasına rağmen yakın dönemde bu konuda önemli bir gelişme olma ihtimali oldukça düşük görünüyor.