İzmir, omurilik felcinin tedavisine yönelik araştırmalara fon sağlamak ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla dünyanın farklı ülkelerinde aynı anda başlayan ‘Wings For Life World Run’ koşusuna beşinci kez ev sahipliği yaptı. Son olarak 2019’da yapılan ve Corona virüsü salgını nedeniyle yapılamayan yarışa yaklaşım 10 bin kişi katıldı.
Your browser doesn’t support HTML5
"Koşamayanlar için koşuyoruz" sloganıyla organize edilen küresel etkinliğin amacı dünyadaki sayısı üç milyonu aşan omuriliği felçlilerinin tedavisi için kaynak yaratmak. İlk kez 2014’te düzenlenen yarışa katılım, ücretli. Elde edilen gelirin tamamı Wings For Life Vakfı’na aktarılıyor. Toplanan bu paralar dünyanın dört bir yanında omurilik felcinin tedavisi için yürütülen çalışmalara kaynak oluşturuyor.
Bitiş çizgisi olmaya yarış
Kültürpark'tan saat 14.00'te startı verilen koşuda tekerlekli sandalyedeki yarışçılar da vardı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de koşuya tekerlekli sandalyeyle katıldı. Bitiş çizgisinin olmadığı yarışta koşucular, yarışa başladıktan yarım saat sonra 15 kilometre hızla yola çıkan Yakalama Aracı’na yakalanmamaya çalıştı. Hızı her yarım saatte artan araç maksimum 35 km/s hıza ulaştı. Yakalama aracının gerisinde kalan koşucular için yarış sona erdi. En sona kalan kadın ve erkek koşucular ise yarışın birincisi ilan edildi.
Bu seneki yarışta dünya çapında 161 bin 892 kişi koştu. Omurilik araştırmaları için 4,7 milyon Euro toplandı. Küresel ölçekte birinciliği erkeklerde Japon koşucu Jo Fukuda, kadınlarda ise Amerikalı Nina Zarina kazandı. Fukuda 64,4 kilometre, Zarina ise 56 kilometre koştu.
Milli jimnastikçi Ayşe Begüm Onbaşı da koşamayanlar için koştu
İzmir’deki koşuya katılanlar arasında Dünya Aerobik Jimnastik Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı da vardı. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Onbaşı, “Wings For Life çok özel bir amaca hizmet eden bir koşu. Tüm gelirini omurilik felçlilerinin tedavisine aktarıldığı bir koşu olarak tüm dünyada namını salmış bir koşu. Tüm dünyada aynı zamanda yapılıyor ve bu özelliğiyle tüm dünya aynı anda beraber koşuyoruz. Koşamayanlar için koşuyoruz” diye konuştu.
Milli sporcu, “Şu anda tam bir yarışma sezonu içinde olduğumuz için formda olduğumu söyleyebilirim ama koşuyu pek sevmediğimi de söyleyebilirim. Bundan dolayı belirli minnoş taktikler geliştirdim. İşte parende atmak gibi, split leap yaparak koşuyu tamamlamak gibi. Çünkü belli ki o tarz şeylerde normal koşudan çok daha hızlıyım. Kendi hedefim aslında 10-12 kilometre arasında. Çünkü daha fazlası zeminden ötürü sakatlık riski oluşturabileceğinden tercih etmiyorum” dedi.
Bilimsel çalışmalar umut verse de henüz bir çözüm yok
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Tuğçe Akgün de VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, omurilik yaralanmalarının genelde trafik kazaları, sığ suya atlama ve iş kazalarından meydana geldiğini belirtti. Kendisinin de 10 yıl önce geçirdiği bir trafik kazası nedeniyle omuriliğinin kırıldığını söyleyen Akgün, omurilik felciyle ilgili bilimsel çalışmalara destek amacıyla yarışa katıldıklarını vurguladı: “Biz de Türkiye temsilcisi olarak her yıl İzmir’e gelip koşuyoruz. Bu, bizim için aslında birazcık umut koşusu oluyor. Beş kıtada yapılan bu koşuda herkesin gönül birliği kurması bizi ayriyeten heyecanlandıran bir konu.”
Akgün, yürütülen bilimsel çalışmalarda umut verici gelişmeler olmakla birlikte omurilik felci için henüz tam anlamıyla bir çare bulunmadığını kaydetti. Şu ana kadar 230 milyon Euro’nun üzerinde bir paranın Wings For Life Vakfı’na aktarıldığını ifade eden Akgün, bu paraların farklı ülkelerdeki araştırmalar için kaynak oluşturduğunu da sözlerine ekledi. Akgün, “Biz emniyet kemerine ve sığ suya atlamaya dikkat çekmek istiyoruz. Evet şu an araştırma aşamasında ama çaresi olmayan bir durum içindeyiz. Biz dileriz ki herkes için engelsiz bir yaşam olsun. O yüzden siz önleminizi alın. Tekerlekli sandalyeye mahkum olarak yaşamak zorunda kalmayın. Ama biz burada koşarken aynı zamanda da hayatın tam içinde olduğumuzu gösteriyoruz. Sosyaliz, eğitime önem veriyoruz en önemlisi de herkes gibi yaşanabilir bir hayat için mücadelemizi devam ettiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Yarışa 5 yaşındaki oğlu Mert’le birlikte katılan Göker Candan da “Bu güzel aktivitenin içinde yıllardır bulunuyorum. Bu benim beşinci katılışım, yanlış hatırlamıyorsam. Çok güzel bir sosyal sorumluluk projesi. İçinde yer almaktan, burada bulunmaktan çok hoşlanıyorum. İlk katıldığımda oğlum daha doğmamıştı. Şimdi beş yaşına geldi. Onu da getirmek istedim. Birlikte koşmak istiyoruz, koşabildiğimiz kadar” diye konuştu.