Birleşmiş Milletler’in son dönemde yayınladığı bir rapora göre iklim değişikliği eğer hükümetler yakında harekete geçmezse daha önce görülmemiş bir şekilde hızlanacak. Birçok insan için böyle bir haber çelişkili duygulara yol açıyor. Artık çok mu geç? Acil bir şeyler yapılamaz mı? VOA, dünyanın kaderinden endişeli bir dizi gençle konuştu.
Your browser doesn’t support HTML5
Bu genç öğrenciler başkent Washington’daki ormanlık bir alanda çöpleri topluyor ve yabani otları söküyor. İstilacı bitkilerin kaldırılması doğal türlerin yeşermesine yardımcı oluyor ve öğrenciler bu şekilde daha sağlıklı bir gezegen için küçük bir katkıda bulunduklarını söylüyor.
Lise öğrencisi Grayson Bullard, “Şimdiden diğer insanların hatta nesillerin Rock Creek parkta yaşadığım deneyimi yaşamasını istiyorum” diyor.
Birleşmiş Milletler’in son dönemdeki bir raporuna göre, ülkeler iklim değişikliği konusunda acilen harekete geçmezse dünya hızla çevresel bir felakete doğru ilerliyor.
Dünyanın geleceğiyle ilgili haber manşetleri, bazı uzmanlara göre özellikle gençler arasında eko-aksiyete ya da iklim değişikliği gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açıyor. Bazıları yapılacak çok az şey kaldığını düşünürken, diğerleri harekete geçme arzusunda.
Bir diğer lise öğrencisi Amelia Lawlor, “Sanırım benim neslimdeki birçok kişi, çok korkuyor ve umutsuz hissetmek gerçekten kolay” diyor.
Ama Amelia bu umutsuzluğa, parkta gönüllü çalışarak yanıt veriyor.
Lawlor, “Bunu yapmayı seçtim çünkü somut bir şey yapabileceğimi düşündüm. Bu çevreye, toplumuma yardımcı olmanın bir yoluydu” ifadelerini kullanıyor.
Lancet adlı tıp dergisinde yayınlanan küresel bir ankete göre yaşları 16-25 arasında değişen gençlerin yaklaşık yarısı iklim değişikliğiyle ilgili endişenin günlük yaşamlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Küresel çevre örgütü The Nature Conservancy’den Kahlil Kettering, “Kuraklığın, kentlerdeki aşırı sıcak havaların tarım ve gıda alanında etkisini görüyoruz. Ama daha fazla gencin, ‘bildiğimiz çözümler var. İklim değişikliğinin bazı etkilerini azaltabiliriz ve çaresiz değiliz’ şeklinde konuştuğuna tanık oluyorum” diyor.
Uzmanların ortak mesajı hayatınızda kendi karbon izinizi azaltmak için küçük adımlar atın.
Tulane Üniversitesi’nden Regardt Ferreira, “Pazartesi günleri et yemeyebilirsiniz. Bitki kökenli diyete geçiş yapın. Eğer bir yere yürüyebiliyorsanız yürüyün. Azaltın, geri dönüştürün ve yeniden kullanın” diyor.
Siyasi aktivist olmak, gençlerin eko-anksiyetesini gidermede bir başka yol. Tıpkı İsveçli Greta Thunberg gibi.
Thunberg, “Tüm benliğimizle iklim değişikliğine odaklanmalıyız” diyor.
Fereira, “Gençlik için Greta gibi birinin yaptığı etkiyi görmek, insanların ve politikacıların onu dinlediğini görmek, gerçekten umudu arttırıyor” ifadelerini kullanıyor.
Gruba liderlik eden Rock Creek Koruma’dan Lindsey Cathcart diğer insanlarla buluşup bu tür temizlik yapmanın çevre için yararlı olduğunu söylüyor. Bu aynı zamanda öğrenciler için de yararlı oluyor.
Cathcart, “Bu gençlerin çözemeyeceği büyük sorunlar var. Bu işi yapmanın çok hızlı, somut etkisi oluyor. Hem çocukların sağlığına, en fazla da ekosisteme” diyor.