Kadir Has Üniversitesi’nin Türkiye’de Ocak ayı başında açıkladığı “Türkiye Eğilimleri” araştırmasının sonuçları, merkezi Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü’nün düzenlediği oturumda tartışıldı. Araştırmanın koordinatörü Prof. Mustafa Aydın, Türkiye’de kamuoyunun öncelikli kaygısının ekonomi olduğunu söyledi; mülteci konusununsa önceki yıla kıyasla kamuoyu gözünde öneminin üç kat artarak ikinci sıraya yerleştiğine dikkat çekti.
Kadir Has Üniversitesi’nden akademik araştırmacı ekibinin 11 yıldır yaptığı ve Türkiye’de kamuoyunun nabzını tutmayı amaçlayan anket kapsamında 26 ilin kent merkezlerinde yaşayan 18 yaş üstü bin kişiyle görüşüldü.
23 Ekim ve 5 Kasım 2021 tarihleri arasında yüz yüze yapılan görüşmelere dayanan ankete katılanların yüzde 22,7’sine göre Türkiye’de kamuoyunun gözünde en önemli konu ekonomideki sorunlar.
Ankette dikkat çeken önemli verilerden biri kamuoyunun mülteciler sorununa bakışı. Bir önceki yıl yapılan araştırmaya katılanların yüzde 6’sı mülteci sorununun en önemli sorun olduğu yönünde görüş belirtmişti. Bu yılki araştırmada bu oran neredeyse yüzde 18.
Geçtiğimiz yıl yapılan ankette ilk sırada yer alan Corona virüsü pandemisi ise bu yıl yüzde 15,8’le üçüncü sırada yer alıyor. Onu yüzde 7,3’le hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması konusu izliyor. Terörle mücadele yüzde 7,2’yle beşinci sırada, eğitimse yüzde 0,1’le altıncı sırada yer alıyor.
“Siyasi parti liderlerine seçmen desteği yüksek”
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Aydın, Ortadoğu Enstitüsü (MEI) Türkiye Programı Direktörü Gönül Tol’un moderatörlüğünde Zoom üzerinden düzenlenen panelde araştırmanın bulgularına ilişkin soruları yanıtladı.
Araştırmanın Türkiye’de döviz krizinin ve enflasyonun henüz zirve yapmadığı günlerde yapıldığını ve bu nedenle saha araştırmasının ondan sonraki durumu yansıtmadığını anımsattı.
Yaptıkları ankette ekonomide yaşanan sorunlara rağmen daha önce iktidardaki AKP’ye oy vermiş olanlar arasında krizden ülkeyi çıkaracak olanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin olduğunu düşünme eğilimi olduğunu gözlemlediklerini belirtti.
Ankete göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’a genel olarak desteğin ortalama yüzde 40 civarında olduğunu, AKP içinde bu desteğin yüzde 80’lere kadar çıktığını belirten Mustafa Aydın, Erdoğan’a destek vermeyenlerin oranında da geçen yıla kıyasla yüzde 32’den yüzde 37’ye artış gözlemlediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın performansına AKP’liler arasında desteğin yüzde 92’ye yakın olduğunu belirten Mustafa Aydın bunun, siyasi partinin liderinin arkasında olduğunu gösterdiğine işaret etti.
Bu yıl yaptıkları ankette genel olarak bütün siyasi partilerde lider desteğinin yüksek çıktığını belirten Mustafa Aydın bu durumu Türkiye’nin seçim atmosferine girmeye başladığına yönelik algıya bağladığını kaydetti.
Araştırmada siyasi parti liderlerinin parti seçmeni tarafından nasıl değerlendirildiğini gösteren grafiğe göre bu oran AKP’de yüzde 91,5; CHP’de yüzde 79,7; AKP ile Cumhur İttifakı’nda yer alan MHP’de yüzde 83,3; Millet İttifakı’nda yer alan İYİ Parti’de yüzde 83,9 ve HDP’de yüzde 44,3.
Türkiye’de seçmen siyasi görüşünü nasıl tanımlıyor?
Ankete katılanlara siyasi görüş olarak kendilerini nasıl tanımladıkları sorulduğunda en yaygın yanıt yüzde 27,5’le “muhafazakar” olmuş; onu yüzde 19,9’la “milliyetçi”; yüzde 19,2’yle de “Kemalist” tanımları takip ediyor.
Araştırmaya göre son bir yıl içinde kendilerini “Kemalist” olarak tanımlayanların oranı yüzde 10,3’ten yüzde 19,9’a yükselmiş durumda.
Prof. Mustafa Aydın verilerin bu kısmına ilişkin yaptığı değerlendirmede, siyasi görüş olarak kendilerini milliyetçi olarak tanımlayanların oranı yüzde 20’ye yakın çıkmış olsa da, genel nüfusa bakıldığında ve “Miliyetçi misiniz?’’ ya da “Ne kadar milliyetçisiniz?” sorusu yöneltildiğinde bu oranın yüzde 90’a yakın çıktığına dikkat çekti.
Siyasi yönetim biçimi tercihi
Ankete katılanların yüzde 55,7’si Türkiye’de şu anda uygulanmakta olan başkanlık sistemini tercih ettiğini; yüzde 44,3’ü de parlamenter sistemi tercih ettiğini belirtiyor.
Prof. Mustafa Aydın, anket kapsamında katılımcılara siyasi yönetim sistemiyle ilgili yöneltilen soruda “bilmiyorum” ya da “emin değilim” gibi seçenekler sunmayarak katılımcıları tıpkı bir referandumdaki gibi başkanlık sistemi ya da parlamenter sistemden biri için tercih bildirmelerini istediklerini kaydetti.
Prof. Mustafa Aydın, ankete katılanların yüzde 55,7’sinin başkanlık sistemini tercih ettiğine yönelik sonucun parlamenter sistemi geri getirme vaadini gündemde tutan muhalefet açısından olumsuz bir durum olduğu görüşünü dile getirdi.
Ankete katılan CHP seçmeninin yaklaşık yüzde 25’inin başkanlık sistemini tercih ettiğini belirtmesinin şaşırtıcı olduğunu da sözlerine ekledi.
Hükümetin dış politika karnesi
Araştırmaya göre ankete katılanların yüzde 50,6’sı hükümetin dış politikasından memnun olduğunu ifade ediyor. Bu oran önceki iki yıla kıyasla artışa işaret ediyor. 2019 yılında bu oran yüzde 28,5; geçtiğimiz yıl da yüzde 46,5’ti.
Araştırmaya göre hükümetin Suriye politikasına yönelik memnuniyetsizlikse artarak devam ediyor. Suriye konusunda izlenen politikaları başarılı bulanların oranı yüzde 27,4. Suriye politikasını başarısız bulanların oranı da yüzde 23’ten yüzde 38’e yükselmiş durumda.
Kamuoyu tarafından Türkiye’ye yönelik tehdit olarak algılanan ülkeler listesinde uzun süre ilk sırada kalan ABD bu yılki araştırmada yüzde 56,1’le üçüncü sırada.
ABD’nin ilk sıradaki yerini bu yılki ankette yüzde 60,9’la Ermenistan alıyor. İsrail de yüzde 60,5’le tehdit algısında ikinci sırada.
Araştırmada dikkat çeken sonuçlardan biri de, Türkiye’nin yabancı ülkelerdeki askeri varlığına desteğe ilişkin algının yüzde 29’a; Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına verilen destek algısının da yüzde 33,7’e düşmüş olması. Bu iki oranın da bugüne kadar gözlemlenen en düşük oran olduğu belirtiliyor.
Türkiye’nin dış politikasına ilişkin kamuoyundaki algı konusundaki verileri değerlendiren Prof. Mustafa Aydın, Suriye gibi sınır ötesi operasyonlar olduğunda “bayrak etrafında toplanma etkisinin” gözlemlendiğini; ancak operasyondan birkaç ay sonrasında bu desteğin birden azaldığına dikkat çekti.
Herhangi bir sınır ötesi operasyon olmadığı zaman Türkiye’de kamuoyunun genel olarak ülkenin Ortadoğu’ya müdahil olmaması gerektiğini düşündüğünü belirtti.