Erişilebilirlik

YSK’nın KHK’lılarla İlgili Kararına Tepki


Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararları tartışılmaya devam ediyor.

YSK, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başvurusuyla KHK ile kamudan ihraç edilen belediye başkan adaylarından seçimleri kazananlara mazbatalarının verilmeyeceğine hükmetti. Kurul, gerekçeli kararını açıklamadı.

Ancak YSK’nın bu kararı hem muhalefet partilerinin hem de hukukçularının tepkisine yol açtı.

Özel: “Bu bir kumpastır”

CHP Meclis Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Yüksek Seçim Kurulu’nun bu kararının tartışmalı olduğunu söyledi.

VOA Türkçe’ye konuşan Özel, “Kim olursa olsun fark etmez, eğer o kişi seçime girebildiyse hakkında bir yargı kararı yok demektir. Kesinleşmiş bir karar olmadan Olağanüstü Hal döneminde görevlerinden uzaklaştırılmış kişiler YSK daha önce ‘aday olabilirsin’ demiş. Şimdi ise ‘KHK ile atıldın mazbata vermem’ diyor. Bu açıkça bir kumpas. Şundan kumpas, eğer seçime sokmasa partisi başkasını aday gösterecek. Hem sokuyor, hem ‘başkan olamazsın ve ikinciye mazbatayı vereceğim’ diyor. Bu tuzak kurmaktır” dedi.

Saadet Parti’li İslam: “YSK’nın kararı ne hukuken ne ahlaken ne de vicdanen kabul edilebilir”

Bir başka KHK ile ihraç edilmiş akademisyen Saadet Partisi İstanbul milletvekili Cihangir İslam ise Kars, Van, Diyarbakır ve Erzurum’da seçilmiş olan KHK’lı belediye başkanlarına YSK tarafından mazbatalarının verilmemesini buna mukabil seçimlerde ikinci en yüksek oyu alan kişilere mazbata verilmesini üzüntüyle takip ettiğini ifade etti.

VOA Türkçe’nin sorusuna yazılı olarak yanıt veren İslam, “KHK ile ihraç olan kişiler, çalışmış oldukları kurumlardan herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın çıkarıldılar. İcranın, yani hükümetin kararı ile ihraç edildiler. YSK hükümetin yaptığı bu hukuksuz ihraçları bir yargı kararı gibi değerlendirip işleme tabi tutamaz. YSK’nın dayanak gösterdiği kararın temeli yanlıştır. Bunun üzerinden doğru bir hukuk da inşa edilemez. KHK’lıların birçoğunun hukuki olarak sıkıntıları bulunmamakta ve kamu haklarından mahrum değillerdir. Mahkûmiyet kararları olmamalarına rağmen, mahkemeye dahi gidememektedirler. Neticede yürütmenin bu kararı yargı kararı gibi uygulanmaktadır. Esas problem ‘kuvvetler ayrılığı’nın yerle bir edilmesidir. YSK’nın seçimlere girmesinde bir mani görmediği ve seçimlere girebilme ehliyeti verdiği adaylara seçildikten sonra mazbata vermemesi ne hukuken, ne vicdanen ne de ahlaken kabul edilebilir bir durumdur” dedi.

Prof. Kaboğlu: “YSK’nın KHK’lı başkana mazbata vermemesi kaygı verici”

CHP’nin KHK ile ihraç edilen tek milletvekili İbrahim Kaboğlu da OHAL döneminde kamudan uzaklaştırılanların belediye başkanı olmasının önünde bir engel olmadığını dile getirdi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Kaboğlu, “Anayasa’nın 67. maddesi seçme ve seçilme hakkını, birbirini bütünleyen iki hakkı birlikte düzenliyor. Öbür taraftan KHK ile getirilen yaptırım ise belirli bir kamu görevini icra eden kişinin o görevden alınmasının önünü açtı. Elbette bu ihraçların ne kadar hukuki olduğu tartışılır ama bununla beraber orada KHK ile o kadar geniş yasaklar silsilesi oluşturulmuştur. Sayılan yasaklar arasında seçimlere katılma yasağı yoktur, dolayısıyla OHAL döneminde çıkarılan KHK’yı göz önüne aldığımızda dahi o adaylık serbesttir. Seçme ve seçilme hakkı da bu çerçevededir. Seçilme hakkını devlet memurluğuna indirgersek seçme hakkını da engelleme riskine gideriz. YSK kararını hukuk diliyle söyleyecek olursak sakıncalıdır. Bu adaylar Mart ayında kesinleşti, o zaman engel yoktu da ne zaman çıktı? Kaygı verici bir açıklama” dedi.

Prof. Kaboğlu: “Seçimi kaybeden adaya mazbata vermek vahim, önce YSK’ya ardından Anayasa Mahkemesi’ne itiraz edilebilir”

Profesör Kaboğlu’na göre, YSK’nın mazbatayı seçimden ikinci çıkan partinin adayına vereceğini açıklaması ise kabul edilemez.

“KHK ile aday olanların belediye başkanı olamayacağına hükmetmek doğru değil. Ama bu yasaklamadan sonra yapılan işlem daha da vahim. Seçilmiş belediye başkanına mazbataya vermeyip, ikinci gelene vereceklermiş. Bu hukuka uygun değil. Bir şekilde seçimi kazanana başkanlık mazbatası verilmezse yapılacak şey, açıktı. Belediye Meclisi toplanır ve içinden bir üyeyi başkan seçer. Seçimi kaybetmiş bir adaya başkanlık vermek hiç mümkün değil. Şimdi ne olacak? Misal, Diyarbakır Belediye Başkanı seçilen Selçuk Mızraklı’ya mazbatası verilmeyecek, o da Meclis’e dönüp belediyelerle ilgili bir kanunun çıkması için oy verecek. Böyle bir şey olabilir mi? Bu çok büyük bir çelişki.”

Bu kararla ilgili Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz yolunun açık olduğunu belirten Prof. İbrahim Kaboğlu, itirazın reddedilmesi halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabileceğini ifade etti.

Prof. Akdeniz: “Seçimlere girmesinde engel olmayan kişilere seçimden sonra mazbata vermemek seçmen iradesine el koyma ve darbedir”

Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yaman Akdeniz ise Anayasa Mahkemesi’ne başvurmanın sonuç vermeyeceği kanaatinde.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Akdeniz, “Elbette Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilir. Ancak yüksek mahkeme bununla ilgili ‘YSK kararları ile ilgili başvurulamaz’ kararı verecektir. Fakat durum o kadar açık ki. Başta YSK şimdi mazbatayı verdiği kişilerin seçime katılmasını izin vermiş ki bir kısım kişinin girmesine izin vermediler. Bir kişi Meclis’te milletvekili olabiliyor ama belediye başkanı olamıyor. Bu normal değil. Mazbata verilmeyen yerlerde ikinci gelenler, şansa bak, hepsi AKP’li. Bu durum her türlü seçim ilkesine aykırı. Bu duruma seçmen iradesine el koyma ya da darbe diyebiliriz” dedi.

XS
SM
MD
LG