Yeni Zelanda’da, Cuma namazı sırasında iki ayrı camiye düzenlenen silahlı saldırıda 49 kişi hayatını kaybetti, 40'tan fazla kişi de yaralandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu saldırıda yaralananlar arasında iki Türk vatandaşının bulunduğunu ancak bu kişilerin hayati tehlikelerinin bulunmadığını duyurdu.
Yeni Zelanda Başbakanı basın toplantısı sırasında ölü sayısını 40 olarak açıklamıştı ancak Yeni Zelanda Polisi saldırıya ilişkin olarak yaptığı son açıklamada, ölü sayısının 49'a yükseldiğini duyurdu.
Saldırılardan biri El Nur Cami’nde diğeriyse Linwood Mescidi’nde düzenlendi. Hayatını kaybedenlerden en az 30 kişinin El Nur Camii'nde, diğer kişilerinse Linwood Mescid'inde olduğu açıklandı. Saldırılar yerel saatle 1.45’te meydana geldi.
Başbakan Jacinda Ardern saldırılarla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında “Yeni Zelanda tarihinin en kara günü" ifadesini kullandı. Ardern “Bu saldırıyı ancak terör saldırısı olarak açıklayabiliriz” dedi.
Yeni Zelanda Başbakanı hayatını kaybedenler arasında baba, oğul ve kardeşler, akrabalar olduğunu söyledi.
Saldırıyı en sert şekilde kınadığını söyleyen Ardern "Bu insanlar (göçmenler) Yeni Zelanda'yı evleri olarak seçtiler. Burası onların evi. Onlar, biziz. Ama bu saldırıyı gerçekleştiren kişiyse bizlerden biri değil" dedi. Başbakan Ardern, saldırganların poliste kayıtları bulunan ya da takip listesinde olan kişiler olmadığını da belirtti.
Olayın ardından polisin, saldırıya karıştıkları gerekçesiyle biri kadın, 4 kişiyi gözaltına aldığı açıklandı.
Polis saldırganların olay yerine silah ve mühimmat dolu araçlarla geldiklerini kullandıkları araçlarda çok sayıda patlayıcı ele geçirildiğini açıkladı. Görgü tanıkları saldırganlardan birinin kurşun geçirmez yelek giydiği kask taktığını belirtiliyor.
Saldırganlardan biri, camiye girerek Cuma namazı kılanların üzerlerine ateş açma anını sosyal medyadan canlı yayınladı. Polis görüntüleri canlı olarak yayınlayan saldırganı aracına çarparak durdurdu ve gözaltına aldı.
Saldırganlardan birinin, sosyal medyada 74 sayfalık göçmenlik karşıtı bir manifestoyu, saldırıdan hemen önce yayınladığı da ortaya çıktı. Saldırganın, 28 yaşında ve Avustralyalı olduğu belirtildi.
Yeni Zelanda’da yayın yapan TVNZ televizyon kanalı bu kişinin isminin Brenton Tarrant olduğunu duyurdu. Avustralya Başbakanı Scott Morrison da Sidney’de gazetecilere yaptığı açıklamada “Gözaltına alınan kişilerden birinin Avustralya vatandaşı olduğunu öğrendik” dedi.
Manifestosunda Türklere de tehdit var
Yeni Zelanda Cami Saldırıları
- Christchurch kentinde iki camiye arka arkaya düzenlenen saldırılarda 49 kişi hayatını kaybetti, en az 20 kişi ciddi şekilde yaralandı.
- Saldırgan saldırının bir kısmını aksiyon kamerasıyla çekerek sosyal medya platformlarından canlı yayınladı.
- Saldırıyla ilgili biri kadın üç kişi daha gözaltına alındı.
- Şüphelinin 28 yaşında ve Avustralyalı olduğu belirtildi.
- Şüpheli hakkında cinayet suçlaması yapıldı.
- Saldırganlardan birinin, sosyal medyada 74 sayfalık göçmenlik karşıtı bir manifesto yayınladığı ortaya çıktı.
- Yeni Zelanda’da camiler geçici süreyle kapatıldı.
- Saldırı tarihin en kanlı silahlı kitle saldırılarından biri olarak kayıtlara geçti.
- Yeni Zelanda’da en son 1990’da silahlı saldırı düzenlenmişti. Bu saldırıda 13 kişi ve saldırgan hayatını kaybetmişti.
28 yaşındaki saldırgan, saldırı öncesinde yayınladığı manifestoda, Yeni Zelanda’ya saldırı düzenlemek için geldiğini ve herhangi bir grupla bağlantısı olmadığını söylüyor. Saldırıyı kendisinin planladığını ve bir grup ya da organizasyondan talimat almadığını belirtiyor. Saldırgan manifestosunda, saldırıyı Christchurch ve Linwood’ta gerçekleştireceklerini ve buradaki camileri hedef alacaklarını duyuruyor. Yeni Zelanda’yı hedef almasının nedeninin de dünyadaki uzak noktaların dahi yoğun bir göçmen akınına açık olmadığını göstermek olduğunu belirtiyor.
Saldırganın Youtube sayfasında yayınladığı manifestoda "Türklere" başlıklı bir bölüm de yer alıyor. Saldırgan bu bölümde, "Kendi topraklarınızda huzur içerisinde yaşabilirsiniz ve size bir saldırı olmayabilir. Boğaz'ın Doğu tarafında. Ama eğer Avrupa yakasında Boğaz'ın Batı tarafında bir yerde yaşamaya kalkışırsanız, sizi öldüreceğiz ve hamam böcekleri gibi topraklarımızdan süreceğiz. Konstantinopolis için geliyoruz. Şehirdeki her bir camiyi ve minareyi yok edeceğiz. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinopolis daha önce olduğu gibi Hıristiyanların olacak" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Merkel ve Sadık Han'a tehdit
Saldırgan manifestosunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Londra Belediye Başkanı Sadık Han'ı da hedef alıyor. Manifestoda "Avrupa’daki en kalabalık İslami grubun ve bizim halkımızın en eski düşmanlarından birinin lideri Erdoğan. Bu savaş efendisi, halen Avrupa’yı işgal eden askerlerini ziyaret ederken kanının son damlası dökülmeli. Onun ölümü, şu an topraklarımızı işgal eden Türklerle, etnik Avrupalılar arasında bir yarılmaya neden olacak. Eş zamanlı olarak bölgedeki Türkler zayıflayacak, Rusya’nın baş düşmanı ortadan kalkacak ve NATO’yu istikrarsızlaştıracak ve parçalayacak" deniliyor.
Londra'nın Müslüman Belediye Başkanı Sadık Han'la ilgili olan bölümdeyse "Bu açıklamanın yazıldığı anda Londra’nın Belediye Başkanı olan Sadık Han, İngiliz topraklarındaki İngilizlerin, haklarından mahrum bırakılmasının ve etnik değişimin net bir işaretidir. Bu Pakistanlı Müslüman işgalci, Londra halkının temsilcisi olarak o koltukta oturuyor. Londra, İngiliz adalarının kalbi. Beyaz bir yeniden doğuş için bu işgalciyi oradan kaldırmaktan daha iyi bir işaret olabilir mi?" ifadeleri yer aldı.
Saldırgan aynı zamanda Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de öldürülmesi çağrısında bulundu.
Olayın ardından güvenlik gerekçesiyle ülkedeki tüm camiler kapatıldı. Bangladeş ve Yeni Zelanda arasında oynanacak kriket maçı için Christchurch'de bulunan Bangladeş kriket takımının da saldırı olduğu anda Cuma namazı için camiye doğru gitmekte olduğu ancak olay üzerine geri döndükleri açıklandı. Takım menajeri saldırıdan kıl payı kurtulduklarını ve takımda kimsenin saldırıdan zarar görmediğini duyurdu.