Wisconsin’de bugünkü önseçimlerde yeni bir yasa uyarınca seçmenler ilk kez sandık başına seçmen kimlik kartlarıyla gidecek. Birçok kişi yeni seçmen kimliği uygulamasının sandık başına gidecek seçmen sayısını azaltacağı görüşünde. Yasayı savunanlarsa bu uygulamayla sahteciliğin önleneceğini düşünüyor.
Molly McGrath, Wisconsin eyaletinin başkenti Madison’da seçmen kaydı için çalışıyor. Halkı sandık başına gidip oy kullanmaya teşvik eden bir sivil toplum kuruluşunda çalışan McGrath, Tammy Dotson’u seçmen kaydı yaptırmaya götürüyor.
Wisconsin eyaletinde yeni yasa gereği oy kullanmak için gereken seçmen kimliği, Motorlu Araçlar Dairesi’nden alınıyor.
Seçmenler, Wisconsin’deki önseçimde oy vermek için ilk kez kimlik göstermek zorunda. Wisconsin, Amerika’nın en sıkı seçmen kimlik yasasına sahip eyaletlerinden biri. McGrath, bu yasayı geriye atılmış bir adım olarak görüyor.
Tammy Dotson da, yeni yasanın seçmenleri oy kullanmaktan soğutacağını düşünüyor.
Anayasa Mahkemesi 2015’te Wisconsin’in seçmen kimliği yasasını gündeme almayı reddetmişti. McGrath, erken oy kullanma işleminin başlamasıyla seçmen kimliği çıkarması gerekenlerin önündeki engelleri kaldırmakla meşgul. McGrath, seçmenleri kimlik kartı almaya götürmenin yanısıra yeni yasayı mümkün olduğunca yaymaya çalışıyor. Çünkü, eyalette 300 bin seçmenin 'seçmen kimlik kartı' yok ve yüzde 16'sı kimlik kartı gerektiğinin farkında bile değil.
Wisconsin Üniversitesi’nden tarih profesörü John Sharpless aynı zamanda Cumhuriyetçi Parti’den eski bir kongre adayı. Profesör Sharpless, hem seçimlerde hile yapılacağı, hem de seçmenlerin oy kullanma hakkından mahrum bırakıldıkları kaygılarının yersiz olduğu görüşünde.
Ancak Tammy Dotson’a göre, seçim öncesinde gönüllülerin yaptığı çalışmalar sayesinde sandık başına gitmemek için hiçbir neden yok.