Çığır açan uzay üreme araştırmasında, yörüngede yıllarca saklanan dondurularak kurutulmuş spermlerin kullanılmasıyla sağlıklı fare yavruları elde edildi.
Araştırmacılar insanlığın gelecekte Ay’da, Mars’ta ya da büyük uzay istasyonlarında koloniler kurması ya da astronotları Güneş sisteminin ötesinde uzun misyonlara gönderecek teknolojileri geliştirmesi halinde hangi sorunlarla karşılaşabileceklerini şimdiden araştırmaya başladı.
Uzaydaki radyasyonun üreme üzerindeki etkisinin incelendiği araştırma, evreni keşfe çıkan insanlık için Dünya’nın ötesinde üreme olanaklarını göstermesi açısından önemli.
Bilimadamları Uluslararası Uzay İstasyonu’nda beş yıl on ay boyunca dondurulan, daha sonra Dünya’da çözülen 168 fare sperm hücresini döllenmemiş yumurta hücrelerine nakletti ve bunları bir Japon laboratuvarında dişi farelere aktardı.
Sperm hücreleri, Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Dairesi’nin (JAXA) Tsukuba Uzay Merkezi'nde karşılaştırmalı amaçlar için yer deposunda tutulan spermden 170 kat daha fazla radyasyona maruz bırakıldı.
Araştırmanın mimarlarından Yamanashi Üniversitesi gelişim biyoloğu Teruhiko Wakayama, uzaydaki radyasyonun spermin DNA’sına zarar vermediğini ya da yeryüzünde saklanan spremlerle kıyaslandığında üreme kapasitesini azaltmadığını bildirdi.
Wakayama, bebek farelerin görüntülerinin ve gen işleyişinin normal olduğunu, bunların en az yeryüzünde saklanan spremlerle üretilen yavrular kadar sağlıklı olduklarını söyledi. Wakayama, yavruların çocuklarının ve torunlarının da sağlıklı olduklarını kaydetti.
Uzayda üremeyi radyasyon ve yer çekimi etkileyebilir
Bilimadamları uzay koşullarının üremeyi nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyor. Uzayda üremeyi riske sokan iki konu; yüksek radyasyon seviyelerinin zararlı mutasyonlara neden olabilecek olması ve sıfır yerçekimi ortamının embriyonun gelişimini engellemesinden duyulan kaygı.
Yörüngede daha önce yapılan araştırmalarda meyve sinekleri ve balıklar kullanılmıştı.
Memelilerin üreme hücrelerini konu alan bu ilk uzay çalışması radyasyonun erkek üreme hücresi üstündeki etkisini inceledi, ancak yerçekimini incelemedi.
‘‘Uzay radyasyonu mutasyona neden olsaydı belki gelecek jenerasyonda bazı değişiklikler olurdu. Ancak hayvanlar uzayda nesiller boyu yaşarsa mutasyonlar birikecek” diyen Wakayama, “Buna karşı nasıl korunacağımızı bilmeliyiz” diye konuştu.
Wakayama Ağustos ayında araştırmacıların Uluslararası Uzay İstasyonu’na erken evre dondurulmuş fare embriyosu göndereceklerini ve bu embriyoların burada sıfır yer çekimi koşullarında çözülüp kültürleneceğini söyledi.
Wakayama bu çalışmayla yer çekiminin memelilerin embriyo gelişimi için önemli olup olmadığını göreceklerini belirtti.
Wakayama dondurularak kurutulan fare hücreleriyle yapılan bu çalışmanın bulgularının bu tür uzun misyonların hayata geçirilmesi halinde insanlarda kullanılabileceğini belirtti.
Dondurulmuş sperm, Uluslararası Uzay İstasyonu’na 2013’te hafif kapsüller içinde gönderilmiş daha sonra istasyonda bir dondurucuda saklanmış ve Dünya’ya 2019’da geri gönderilmişti. Araştırma yörünge laboratuvarında yapılan en uzun süreli biyolojik araştırma oldu.
Araştırmacılar dondurularak kurutulan spermin Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 200 yıl boyunca güvenle saklanabileceğini belirtiyor. Uzmanlara göre hayvan üreme hücreleri küçük ve hafif, nakliyatı da maliyetsiz olduğu için bu şekilde bitki tohumları kadar kolay saklanabiliyor.
Wakayama’ya göre insanların uzayda üreyebilmesi için sadece insanların değil yaşam kaynakları ve hayvanların da genetik çeşitliliğinin arttırılması gerekli.
Genetik çeşitlilik iç melezlemede görülen zararlı mutasyonların birikmesine engel oluyor.
Wakayama, çok sayıda bireyden dondurularak kurutulmuş üreme hücrelerinin taşınmasının, hayvanların kendilerinin taşınmasından daha kolay olacağını ve uzay kolonilerinin bu şekilde yiyecek ve arkadaşlık için hayvan sahibi olabileceğini belirtti.