Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla birlikte cezaevindeki tutuklu gazeteci sayısının 148’e yükseldiği Türkiye’yi neredeyse her hafta uluslararası medya örgütlerinden oluşan heyetler ziyaret ediyor.
Pazartesi günü İstanbul’a gelen Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Article 19, İsveç PEN, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve Avrupa Gazeteciler Derneği’nden (AEJ) temsilcilerin yer aldığı heyet, dün ve bugün tutuklu gazetecilerin yakınları, avukatlar ve baskı gören yayın organlarının temsilcileriyle görüşmeler yaptı.
Heyetin görüşme yaptığı kurumlar arasında Cumhuriyet, Birgün gazeteleri ile Diken ve P24 de vardı.
IPI Temsilcisi: “Hiçbir gazeteci gayrimeşru muameleye tabi tutulamaz”
Daha sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıya katılan gazeteci heyetinden IPI İngiltere Ulusal Komitesi Üyesi Sandy Bremner, Türkiye’deki gazeteci ve medya organlarının karşı karşıya kaldığı sorunlara uluslararası toplumun duyarsız kaldığı saptamasında bulundu.
Bremmer, “Demokratik değerleri savunmada Türkiye yalnız bırakılmamalı. Hiçbir gazeteci yaptığı görevden dolayı, hukuka aykırı, gayri meşru muameleye tabi tutulamaz. Onca gazeteci bu muameleyi görmüşken, uluslararası toplumu bekleyen görev de böylesi bir muameleye tepki göstermesidir. Hem hukuksuz muameleye karşı durmak, hem de demokrasiyi hedef alan bu muameleye karşı koymak gerekir. Gazetecilerin hak ettikleri hukuk güvencelerini talep etmek için buradayız. Cezaevinde bulunanlar bir tek şey istiyorlar, o da özgür şekilde gazetecilik yapmak,” dedi.
Article 19 yetkilisi: “Türkiye’de birçok gazeteci tecrit altında”
Heyette İngiltere merkezli insan hakları örgütü ARTICLE 19’un program sorumlusu Georgia Nash de vardı. Nash, Türkiye’de birçok gazetecinin davaları açılmadan tutuklanmasının bir çeşit cezalandırma yönetimi olduğunu savundu: “Çok sayıda gazeteci Türkiye’deki cezaevlerinde tecrit koşullarında dava açılmadan, suçlamaları somut şekilde yöneltilmeden tutuluyor. Örneğin gazeteci Ahmet Şık, bir dosyasında FETÖ yapılanmasını kamuoyuna yansıtırken, bir diğer dosyasında FETÖ propagandası yapmaktan tutuklandı. Bunların taban tabana zıt iki iddianame olduğunu söylemeliyim. Güvenilirliği şüpheli, somut delillerden uzak suçlama yargının güvenirliğini zedeliyor. Hükümete göre bu gazeteciler terörist. Politik özlü bu davalar muhaliflere karşı kullanılıyor. Bu davaları Türkiye’de izlemeli, AGİT gibi yapılara da açılmalı.”
RSF Temsilcisi: “Beklentimiz Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci cezaevi olmaması”
Türkiye’deki temsilcisi Erol Önderoğlu’nun 14 yıl hapis cezasıyla yargılandığı Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Savunma Danışmanı Sophie Busson ise kendilerinin her yıl yayınladığı Dünya Gazeteci Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 151. Sırada yer aldığını hatırlattı.
Busson, “Gelişmeler gelecek yıl yayınlanacak endekste Türkiye’nin daha kötü yer alacağını gösteren gelişmeler. Beklentimiz Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olmaktan çıkmasıdır Türkiye’deki gazetecilerin içinde bulunduğu vahim durumu Anayasa Mahkemesi üyeleriyle yapacağımız görüşmede gündeme getireceğiz,” dedi.
Heyet Çarşamba günü Ankara’da Anayasa Mahkemesi üyeleriyle biraraya geliyor. Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığa yaptıkları başvurulara yanıt alamayan heyet, başkentte iki gün sürecek görüşmelerde muhalefet partilerinden temsilcilerle biraraya gelecek.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ile de görüşecek heyet Türkiye’den ayrılmadan önce hükümetten beklentilerini ve taleplerini dile getireceği bir bildirge yayınlayacak.
