Amerika’nın, 8 ülkedeki 10 havalimanından Amerikan kentlerine direkt uçuş yapacak yolcuların, kabinde elektronik cihaz taşımasına ilişkin yasağına tepkiler artıyor.
Yasak uyarınca aralarında İstanbul Atatürk Havalimanı’nın da bulunduğu 10 havalimanından Amerika’ya doğrudan sefer yapan uçaklardaki yolcuların, kabinde cep telefonu dışında dizüstü, tablet bilgisayar ve benzer elektronik cihaz taşımaları yasaklandı.
Amerikalı yetkililer, kararın güvenlik tehdidi nedeniyle alındığını belirtti ancak tehdit konusunda ayrıntı vermedi.
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, yasağı Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Elektronik cihazların patlama riskinin, uzun zamandır havacılık sektörünün gündeminde olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, belli ülkelerin cihazları açıp tarayıcılardan geçirdiğini ve cihazların çalışıp çalışmadığını kontrol ettiklerini hatırlattı. Ancak güvenliğin, sadece yolcuların kabinde elektronik cihazları taşımalarını yasaklayarak sağlanamayacağını vurgulayan Doç. Dr. Bıçakçı, geçmişte Nijeryalı bir yolcunun ayakkabısının topuğuna bomba koyarak uçtuğunu hatırlattı.
Bıçakçı, “Teröristler saldırı yapmak istediği zaman yeni bir çözüm, yeni bir hedef bulabiliyorlar” diye konuştu.
Uçuşlarda bilgisayarlar güvenlik tehdidi oluşturuyor mı?
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı’ya göre, elektronik cihazlar konusunun sorun olduğu ülkeler de, olmadığı ülkeler de var.
Bıçakçı bu noktada “Bazı ülkeler bilgisayarları kabine almak için ayrıntılı olarak incelerken bazı ülkelerin kontrolları yetersiz olabiliyor” dedi.
Ancak elektronik cihazları bagajda taşımak da tam anlamıyla güvenlik sağlandığı anlamına gelmiyor. Bıçakçı bagaj bölümündeki cihazların uzaktan kumanda edilebileceğini hatırlattı.
Bu yasağın bazı sıkıntıları da gündeme getirebileceğine değinen Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Bıçakçı, büyük şirketlerin çalışanlarının ve devlet görevelilerinin Amerika’ya giderken yanlarında dizüstü bilgisayarlarını götürdüklerine ve bu bilgisayarlarda çok değerli bilgiler taşıdıklarına dikkat çekti. Doç. Dr. Bıçakçı, bu cihazların bavulda taşınırken çalınması halinde, bu durumun sorumlularının kim olacağı konusunun da değerlendirilmesi gereken bir nokta olduğunu belirtti.
“Amerika, Yemen’den bir istihbarat aldıysa Türkiye’yle bunu konuşup çözebilirdi” diyen Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, “Türk Havayolları’ndan ek güvenlik önlemleri talep edilseydi, THY bunu temin ederdi” yorumunu yaptı.
Bu sorunun, iki ülke arasındaki siyasi anlaşmazlıkların bir uzantısı olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Bıçakçı, bu anlaşmazlıktan en çok Türk Havayolları’nın zarar göreceğini düşündüğünü belirtti.
Trump yönetiminin Orta Doğu ülkelerinden kendisini soyutlamak ve izole etmek istediğini savunan Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, bu yasakların bu kapsamda çıkarıldığını söyledi.