Adalet ve Kalkınma Partisi kurucusu, 2002 Seçimleri’ni kazanan partinin ilk başbakanı, 2007 yılında dönemin başbakanı Erdoğan tarafından “adayımız Abdullah Gül kardeşimdir” cumhurbaşkanlığına aday gösterildikten sonra 11. Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, Milli Görüş’ten birlikte koparak kader birliği yaptığı 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı muhalefetin ortak adayı olacak mı?
Her ne kadar bu soru erken seçimin bir anda Türkiye’nin gündemine girmesiyle son bir haftada çokça tartışılmaya başlasa da geçtiğimiz yılın sonunda beri siyasetin gündeminde.
KHK eleştirinin ardından Gül’ün adı cumhurbaşkanlığı için geçmeye başladı
Cumhurbaşkanı’nın 25 Aralık 2017’de sivillere yargı muafiyeti getiren 696 Sayılı KHK’ya eleştiriler getirmesi bu tartışmanın fitilini ateşledi.
Abdullah Gül, twitter hesabından “15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı arkasına bakmadan sokağa çıkıp direnen kahraman vatandaşlarımızı koruma amacıyla çıkartıldığını düşündüğüm 696 sayılı KHK'nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir. İleride hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini ümit ediyorum” yazdı.
Erdoğan’dan Gül’e, “Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz” tepkisi
Uyarı tonu hayli yumuşak olan bu eleştiriye önce üzülen Cumhurbaşkanı Erdoğan, beş gün sonra Kastamonu’da isim vermeden çok sert eleştiriler getirdi.
Erdoğan, “Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Bu husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızın bir kısmı da nasıl katılıyor, birilerinin zil takıp oynamalarına vesile oldukları için yazıklar olsun. Nasıl olur da Bay Kemal’in kayığına biliyorsunuz” dedi.
O günden sonra Erdoğan’a yakın kesimlerde muhalefetin potansiyel “ortak cumhurbaşkanı adayı” olan bir önceki Cumhurbaşkanı Gül’e yönelik eleştiriler hiç eksik olmadı.
Hatta Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından AKP Ankara milletvekili Aydın Ünal, Yeni Şafak’taki köşesinde “O yol ihanete kadar gider. Tek başınıza hangi seçimi kazandınız? Hangi başarının altına imzanızı attınız? Hangi saldırıyı göğüslediniz? Hangi riskin altına elinize soktunuz? Kimle kavga ettiniz? En son ne zaman yumruklarınızı sıktınız? El bebek gül bebek” pamuklar içinde büyütüldünüz” yazdı.
Gül adaylık hakkında sessiz kaldı, Karamollaoğlu konuştu
Abdullah Gül, tüm bu sözlere karşın hiç yorum yapmadı.
Ancak 11. Cumhurbaşkanı’nın 1976-1978 arasındaki Londra günlerinden beri yakınında olan gazeteci Fehmi Koru, kendi internet sitesinde 18 Ocak’ta Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’na Gül’ün adaylığının sorulduğunu yazdı:
“ ‘Kimi aday göstermeyi düşünüyorsunuz?’ sorusuna verdiği ‘Her kesimden, hatta iktidar partisi tabanından da oy alabilecek birini mutlaka bulacağız’ cevabıyla yumuşattı Temel Karamollaoğlu. ‘Abdullah Gül olabilir mi?’ sorusuna da, ‘Değerli bir isim, bizim eski arkadaşımız, cumhurbaşkanlığı yaptı, istenilen vasıflara uygun bir insan’ cevabını verdi.”
Koru’nun bu yazısından sonra birkaç kere Karamollaoğlu Gül üzerinde durduklarını ifade ederken 22 Şubat’ta gazeteci Gürkan Hacır, 11. Cumhurbaşkanı’nı ziyareti sonrası CNN Türk televizyonunda “toplumsal mutabakat üzerinden aday olabilir” dedi.
Önceki gün Davutoğlu'yla görüşen Gül, dün Erbakan Ödülleri törenine katıldı
Bugüne kadar ne “adayım” ne de “aday değilim” diyen 11. Cumhurbaşkanı, önceki gün eski başdanışmanı olan bir önceki başbakan Ahmet Davutoğlu'yla İstanbul’da görüştü. Dün de Erbakan Ödülleri törenine katılarak Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'yla yanyana fotoğraf verdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin kazandığı bilim ödülünü mazereti olduğu için törene katılmayan İTÜ Rektörü Profesör Mehmet Karaca yerine Genel Sekreter Yardımcısı Serdar Bilgi’ye takdim eden Gül, yaptığı kısa konuşmada Erbakan’ı överken adaylığıyla ilgili hiçbir işaret vermedi.
Törene İstanbul’un eski büyükşehir belediye başkanlarından Ali Müfit Gürtuna, Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Adalet Yürüyüşü’nde Kılıçdaroğlu’nun yanında Ankara’dan İstanbul’a yürüyen (KHK ile üniversiteden ihraç edilmiş) Prof. Cihangir İslam ve cumhurbaşkanlığına aday adaylığını açıklayan Levent Gültekin gibi isimlerin de katılması dikkat çekti.
Akşener, cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrarcı
Kulislerde Erbakan Ödülleri törenine 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dışında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de katılacağı konuşuluyordu.
Mutabakat anlamına gelecek bu fotoğrafın oluşmamasında İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nun “Adayımız Meral Akşener” açıklamasının rol oynadığı açık.
Ödül töreninde sürekli konuşan ve güler yüzlü fotoğraf veren Gül ve Karamollaoğlu bugün bir kez daha bir araya gelecek. Salı günü toplanan Parti Meclisi’nde parti meclisi üyelerinin görüşünü alan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İYİ Parti lideri Meral Akşener’le görüştü ama görüşme sonrası Akşener adaylığına devam edeceği mesajını bir kez daha yineledi.
Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu’nun son kez bir araya gelmesi bekleniyor. Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmede bulunan Gül’e yakın bir kaynak, 11. Cumhurbaşkanı’nın CHP ve Saadet Partisi adayı olması halinde aday olmaya sıcak bakabileceğini söyledi.
" Her parti kendi adayıyla giderse seçim ikinci tura kalmaz”
Gül’ün nabzını en iyi tutan gazeteci olarak bilinen Fehmi Koru, bugünkü yazısında “Her parti kendi adayıyla seçime giderse ikinci tura bile kalmadan seçimin nasıl sonuçlanacağı aşağı yukarı bugünden bellidir. ‘Ben olayım’ veya ‘Benim adayım olsun’ veya ‘O mu, asla olmasın’ bir tarafa bırakılarak tartışmayı sistem değişikliği üzerinde yoğunlaştırma zamanıdır” dedi ve Gül’ün ortak aday olması gerektiğini ima etti:
“Her partinin yapması gereken, genel seçimde alacağı oyları en yukarıya çekmenin çabasına girmek olmalı. Abdullah Gül ismi bu sebeple önem taşıyor. Gül‘e yakıştırılan ‘Sustu, sustu, şimdi aday olmak istiyor’ görüşü her anlamda yanlış. Sistem münakaşalarında hangi tarafta durduğuna dair görüşünü sürekli belli etti; şimdi de -eğer kabul edecekse- pek arzulamamasına rağmen adaylığı üstlenecek; bunu her haliyle belli ediyor zaten.”
Ahmet Türk de Gül’ü işaret etti: "Klasik bir CHP’li ya da Akşener 2. tura kalırsa demokrasi güçlerini toparlayamaz"
Artı Gerçek’ten Fehim Işık’a konuşan Kürt siyaseti hareketinin önemli isimlerinden Ahmet Türk de isim vermeden Abdullah Gül’ü işaret etti:
“Şimdi klasik bir CHP’li 2. tura kalırsa, gerçekten o seçimde başarılı olma şansı azalır. Akşener için de aynısı geçerli. Akşener gibi bir aday 2. tura kalırsa demokrasi güçlerini toparlama şansı da ortaya çıkmaz. Bu nedenle herkesin evet diyebileceği bir isim üzerinde bu grupların anlaşması lazım. Sonuçta 2. tura kalacak isim önemli. 2. tura kalacak ismin toparlayıcı olması lazım. Herkesin evet diyebileceği bir aday olmalı. ‘Sadece benim adayım’ diyebileceğimiz bir süreçte değiliz. CHP, ‘benim adayım’ derse, Akşener, ‘ben adayım’ ısrarını sürdürürse bu ortak demokratik mücadeleyi sekteye uğratır, demokratik bir blokun oluşumu önünde engel olur. Bu nedenle önce bunların bir araya gelip bir aday etrafında toparlanmaları gerekir.”
HDP Eş Başkanı Sezai Temelli de “Abdullah Gül’e oy verir misiniz?” sorusuna "Saygın bir siyasetçi, değerlendirilebilir ama biz bir temas görmedik” yanıtını verdi.
"Gül benim riskimi üstlenin demek yerine taşın altına eline koymalı"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Kemal Can, bugün gazeteduvar.com için kaleme aldığı yazıdaysa herkesten peşin fedakarlık yaparak kendisini ‘çatı aday’ gösterilmesini isteyen Gül’e yakın çevrelerin 11 Cumhurbaşkanı’nı asıl fedakarlığı yapması gereken kişi olduğuna ikna etmesi gerektiği görüşünü savundu.
Can’a göre, “Hemen her siyasi partinin bütün potansiyelini yansıtabileceği güçlü adaylarla yarışa çıktıkları, komplekssiz ve endişesiz biçimde yan yana durularak barajın fiilen kaldırıldığı bir ilk tur – yüzde 45 altına itilecek- Erdoğan’ın kabusu olabilir. ‘Birleşin, benim riskimi üstlenin ve çare olarak kapıma gelin’ demek yerine bu tablo için elini taşın altına koyup harekete geçen Abdullah Gül’ün iddiaları doğrulayacak bir ilk tur performansından sonra, hem siyasi kariyeri, hem de ikinci tur adayı olarak “kabul” şansı yükselecektir. En çok oyu alan ikinci aday olmasa bile, AKP seçmeninden oy kopartma kapasitesiyle ilgili açık sonuç, varsayımların üzerinde bir rıza üretebilir.”
Gül’ün kararını bu hafta bitmeden vermesi bekleniyor
Gül, Saadet Partisi’nin adayı olarak seçime girer mi? Bugün CHP Meclis Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in attığı “Yeter. Bu kadar spekülasyon canımıza tak etti. Bütün amaç bizim içimizde bir tartışma yaratıp moralimizi düşürmek CHP’nin gündeminde Abdullah Gül diye bir isim olmadı, şimdi de yok, olmayacak da” tweet’ine rağmen 11. Cumhurbaşkanı CHP ve Saadet Partisi’nin ortak adayı olabilir mi? Veya Akşener bir son dakika hamlesiyle çekilip Gül’ün önünü açar mı?
24 Haziran’a iki aydan az bir süre kaldı. Takvim daralıyor. Bugün değilse bile hafta bitmeden bu soruların tümü yanıt bulması ve Gül’ün kararını vermesi bekleniyor.