TÜSİAD'ın Londra temsilcisi Hasan Turunç İngiltere'nin AB'den ayrılma kararının uzun vadede hem İngiltere hem de Türkiye için ekonomik anlamda olumlu olmayacağını söyledi.
Brexit, Türkiye'nin AB üyelik süreci ve son ABD başkanlık seçimleri konusunda görüşlerine başvurduğumuz Turunç'u Londra'da Amerika'nın Sesi stüdyosunda ağırladık.
TUSİAD İngiltere'nin Brexit kararını nasıl yorumluyor? Sizce bu olumlu bir karar mıydı?
İngiltere halkının vermiş olduğu kararı elbette saygıyla karşılıyoruz. Ama bunun kısa ve uzun vadede İngiltere ekonomisi için çok faydalı olacağını düşünmüyoruz. En başta İngiltere ticaretinin yüzde 40'ını AB ortak pazarıyla yapıyor. Bunun dışında AB ile yapılacak yeni anlaşma yeni tarifler ve yeni vergi yükleri getirecektir. Finans sektörü ise hizmetin serbest dolaşımına sınırlamalar yüzünden 40 milyar sterlinlik bir kayıp yaşayabilir. Ayrıca İngiltere'nin büyümesinin de yüzde 2'yi geçmeyeceği tahmini yapılıyor. Tüm bunlar birleşince sonucun olumsuz olacağını düşünüyoruz.
Brexit'in İngiltere ve Türkiye'deki Türk şirketleri açısından nasıl bir etkisi olabilir?
Bunu konuşmak için çok erken çünkü Brexit henüz yaşanmadı. Ancak yaptığımız araştırmalar Brexit sonrası bu ülkede bir talep daralması yaşanacağını gösteriyor. Türkiye'de 2 bin 600'den fazla Birleşik Krallık orijinli firma var. Buradaki firma sayısını bilmiyoruz ancak 5 milyar dolar civarında bir ticaret hacmi söz konusu. Yani İngiltere-Türkiye arasındaki ticaret hacmi 15-16 milyar dolar civarında. Ayrıca İngiltere Almanya'dan sonra Türkiye'ye en fazla yatırım yapan ülke. Örneğin Vodafone Türkiye tarihindeki en büyük doğrudan yatırım örneği. Buradaki yavaşlama Türkiye'de hissedilecektir.
Brexit kararı sizce AB'nin geleceğini nasıl etkiler?
Bu tamamen İngiltere-AB arasında yapılacak anlaşmaya bağlı. İki senaryodan söz ediliyor. Biri sert Brexit olarak nitelendirilen İngiltere'nin AB'den tamamen ayrılması ve Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde yeni anlaşmalar yapması. Diğeri de yumuşak Brexit olarak bilinen İngiltere AB arasında ortak pazarın devamı ve serbest dolaşım haklarının çalışanlara ve insanlara tanınması. Sert Brexit'in AB'ye ciddi etkileri olacaktır. Yükselen popülizm ve korumacı eğilimler öne çıkabilir. AB İngiltere'ye diğer üyelere örnek olmaması için ders vermek isteyebilir. Bunun Türkiye'nin üyeliğie mesafeli durması gibi etkileri de olabilir.
İtalya, Fransa ve Almanya'daki siyasi gelişmeler bu süreçte öne çıkacak.
ABD Başkanlık seçim sürecinde Donald Trump Brexit'e destek vermişti. Bu tür bir ABD başkanının Brexit üzerine etkisi ne olur?
Şu ana kadar Trump'ın nasıl bir dış politika izleyeceği çok açık olmadı. Bazı gazeteler onun korumacı ve içe kapanık bir politika süreceğini öne sürüyor bazıları da geleneksel siyasetten ayrılmayacağını savunuyor.
İngiltere ABD'ye en fazla yatrım yapan ülke. Halihazırda iki ülke arasında çok ciddi ekonmik işbirliği ve yatırımlar bulunuyor. Yeni bir anlaşma büyük bir fark yaratmayacaktır. Trump Brexit için bir koz olabilir ancak İngiltere hala Gümrük Birliği içinde ve ABD ile ticari anlaşma yapması imkansız.
Korumacı ve popülist akımların küresel alanda yükselmesi Türkiye'yi olumsuz etkiler mi?
Böyle bir olasılık var ancak bu AB'nin alacağı tavra bağlı. İtalya'daki referandum, Almanya ve Fransa'daki seçim sonuçları önemli. Bu seçimlerde ortaya çıkabilecek korumacı ve popülist yaklaşımlar sadece bizi değil tüm Avrupa'yı etkileyecek. Ama pozitif bir nokta da var. O da Türkiye'nin 2017'de AB ile Gümrük Birliği anlaşması güncelleyecek olması. Tarım, hizmet ve işe alım konularındagelişmeler olacak. Bu yakınlaşma oldukça olumlu.