Kürt meselesinde çözüm yanlısı yayıncılığıyla öne çıkan İMC TV’nin uydu yayını, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın Türksat’a yaptığı frekans tahsili iptal başvurusu sonrası kesildi.
Savcılık, Türksat’a yaptığı başvuruda, İMC TV’nin terör propagandası yaptığı gerekçesiyle Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne şikayet geldiğini; bilirkişi ön raporunda da kanalda PKK-KCK propagandası yapıldığının tespit edildiğini belirtti.
İMC TV ekranı, MİT TIR’ları soruşturmasında 92 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün katıldıkları canlı yayın sırasında karartıldı.
Beş yıldır 24 saat ağırlıklı olarak haber yayını yapan kanalın yönetim kurulu, bir açıklama yayınlayarak terör propagandası iddialarını reddetti.
Açıklamada, “İMC TV evrensel basın yayın ilkelerinden başka hiçbir kuruma, partiye, örgüte bağlı değildir. Son zamanlarda basına yönelik giderek artan baskılara rağmen sadece habercilik yapmaktadır ve bu görevini, ilkelerinden taviz vermeden sonuna kadar sürdürecektir,” denildi.
Kanal, Cuma günü 15.20’den itibaren yayınlarını imctv.com.tr internet adresinden sürdürüyor.
Basın örgütleri: “İMC TV susturulamaz”
İMC TV’nin Türksat tarafından uydudan çıkarılması meslek örgütlerinin tepkisini çekti. Bu yıl içinde yedi kanalın uydudan çıkarılarak fiilen karartıldığına dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Sendikası, Disk-Basın İş ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “İMC TV Susturulamaz” başlığıyla ortak bir açıklama yayınladı:
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Anayasa Mahkemesi’nin Dündar ve Gül kararı basın ve ifade özgürlüğü açısından ders verici niteliktedir. Bu karar, demokrasimiz açısından umut verirken aynı anda televizyon karartma, terör soruşturması adı altında gazetecilerin tehdit edilmesi basın özgürlüğü konusunda bir adım bile ilerleyemediğimizi gösteriyor. Tutuklu tüm gazeteciler derhal serbest bırakılsın. Haber siteleri erişime açılsın, yayın yasakları ve akreditasyon uygulamaları kaldırılsın. İMC TV karartılmasın.”
“Özgürlükler, darbe dönemlerindeki gibi sınırlandırılıyor”
DİSK Basın İş Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Düzkan, Kürtler’in ağırlıklı olarak yaşadıkları bölgeden objektif haber veren nadir yayın organlarından birinin baskıyla karşı karşıya kaldığını söyledi.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Düzkan, “Can Dündar ve Erdem Gül’ün bırakılması da büyük ihtimalle iç tepkiden değil uluslararası baskıdan kaynaklandı. Belli ki İMC Televizyonu’nun kapatılmasına yasal bir kılıf bulunamıyor. Bulunsa normal yollarla zaten kapatılır. İMC TV, bugünün Türkiye’sinde tecrübeli gazetecilerin de yer aldığı çok az gerçek haber yapan kanallardan biri. Basın özgürlüğü çok basit gibi görülüyor ama canımızın, emeğiniz en büyük garantisi. Özgür basın olmasaydı mesela Artvin Cerattepe’den çok az haber alabilecektik. Bunun vahim olduğu açık. Özgürlüklerin darbe dönemlerindeki benzer sınırlamalara tabii tutulduğu görülüyor. İMC TV’de çalışanların iş güvenliğini tehdit ettiği açık,” dedi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik çıkmaz ve iç politikadaki gerginliklerin medya özgürlüğü ve eleştiri standartlarının gelişmesine hiç elverişli olmadığı görüşünde.
Önderoğlu: “Gazeteciler kriminalize ediliyor”
Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarını dikkate aldığı için Gül ve Dündar’ın tahliyesinin önünü açtığını savunan Önderoğlu’na göre, Sulh Ceza Mahkemeleri politik amaçlara alet ediliyor: “Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nin Dündar ve Gül’ün tahliyesine verdiği ikircikli cevap gazetecilerin serbest bırakılmasına dönük bir sevince işaret etmiyor. Tam tersine Cumhurbaşkanlığı’nın Anayasa Mahkemesi kararına itiraz ettiğini gösteriyor. Türkiye’de barış ortamı ve medya özgürlüğü gibi temel demokratik standartlardan gittikçe uzaklaştığımızı düşünüyorum.Sulh ceza hakimliği politik amaçlara alet edildiği sürece; Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, güvenlik kurumları gazeteciliği kriminalize ettiği müddetçe Türkiye gazeteciler için yaşanabilir ortam olamayacak. Sıranın İMC TV’nin karartılmasına gelmesi Cengiz Çandar’a Cumhurbaşkanı’na hakaretten dava açılması da bunun işareti.”
Çandar, Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanacak
Erol Önderoğlu’nun da işaret ettiği gibi basın özgürlüğü konusunda günün tek gelişmesi İMC TV’nin uydu yayınının engellemesi olmadı. Radikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar’a Cumhurbaşkanı’na hakaretten dava açıldı.
Soruşturma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’in Çandar’ın yedi yazısıyla şikayette bulunması üzerine başlatılmıştı. Dört yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak Çandar, 7 Nisan’da Bakırköy 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.